Yaşadığımı İtiraf Ediyorum Pablo Neruda Evrensel Basım Yayın 398
Serüvenlerle dolu bir yaşam kitabı. Bir haber verme, bir hesaplaşma, lirik bir atılım, dostlara sesleniş, geçmişe ve yarınlara bir ant içmedir onun anıları. Bu anılarda şairin yaşamının bütün duraklarını, şiirlerini yaratış sürecini, başta Lorca, Alberti, Hernandez, Eluard, Aragon, Nâzım Hikmet olmak üzere şair dostlarıyla ilişkilerini, Şili'nin cunta tarafından öldürülen lideri Alende'yi buluruz.
“Benim anılarım hayaletlerle dolu bir galeridir” der Neruda; “Belki ben kendi hayatımı değil de başkalarının hayatını yaşadım… Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır; bir şair hayatıdır.
Ölüm Beni İstemiyor Yolande Mukagasana Varlık Yayınları 224
1994'te Ruanda'nin Hutu ve Tutsi kabileleri arasında başlayan çatışma, kısa zamanda 1 milyona yakın insanin vahşice katline yol açan bir soykırıma dönüştü.Nyamirambo bölgesinde Tutsi'lerden tek sağ kalan hemşire Yolande'ydi. Tüm ailesini yitiren bu kadın Fransa'ya kaçtı ve bu kitapta, yasadıklarını anlattı. Nazi soykırımından sonra, 20. yüzyılın en büyük katliamı hakkındaki Türkçe tek kitap.
Türk'ün Ateşle İmtihanı: İstiklâl Savaşı Hatıraları Halide Edib Adıvar Can Yayınları 320
Burada, Türkiye, başşehrinden ve Anadolu'daki topraklarından mahrum edilmek istenilmiyordu. İmparatorluk'un, İstanbul başşehri olarak kalmasına taraftar olmakla beraber, Akdeniz'le Karadeniz arasındaki geçidi tarafsız hale sokmak, Ermenistan, Arabistan, Mezopotamya, Suriye ve Filistin'i ayrı ayrı parçalara ayırmak vardı.
Halide Edib Adıvar, çocukluk günlerinden 1918'e kadarki anılarını Mor Salkımlı Ev başlığıyla kaleme almıştı. Türk'ün Ateşle İmtihanı, bundan sonrasını, 1918'den 1923 sonlarına kadar olan dönemi anlatıyor. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yaşananlar, yazarın gözlemleri canlı ve etkileyici bir anlatımla okura sunuluyor.
Türk'ün Ateşle İmtihanı, Halide Onbaşı'nın, o günleri yaşayan bir aydının içten anlatımıyla yakın tarihimize ışık tutuyor.
Her yazar, kitaplarına kendini de saklar. Ama gün gelir satır aralarında anlatmaktan vazgeçer kendisini. Artık yaş kemale ermiştir. Yaşadıkları, yaşayamadıkları, düşleri, gerçekleri... Hesaplaşma zamanıdır. Paul Auster'ın kendi hikâyesine dönerek yazdığı Kış Günlüğü, sıradan bir yaşamöyküsü değildir, usta bir kalemden çıkmış roman gibi bir yaşamdır. Yazar bu kitabı neden yazdığını kendi cümleleriyle şöyle açıklar: "Ne de olsa zaman azalıyor. Belki de şimdilik hikâyelerini bir yana bırakıp hayatının anımsadığın ilk gününden bugüne kadar bu bedenin içinde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu incelemeye çalışsan iyi olur."
7'den 70'e Taş Devri Diyeti: Hastalıklara Karşı Korunma Kalkanı Ahmet Aydın Hayy Kitap 504
Prof. Dr. Ahmet Aydın
Dünyada hiçbir gerçek saklı kalmaz. Üstü ne kadar örtülürse örtülsün, halkın kolayca ulaşabileceği, ucuz ve basit tedavilerin kimi zaman servet harcanan pahalı ve karmaşık tedavilerden etkili olabildiği gerçeği gibi…
Hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde besin unsurlarını kullandığım Taş Devri Diyeti kitabımın gördüğü büyük ilgi artık "statükocu tıp masalları" yerine gerçekleri duymak istediğimizi gösteriyor. Ne de olsa Taş Devri Diyeti'ni tabiat ana yazmış, diyet diktatörleri değil!
Ben akşam başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabilmek için bilgimle ve vicdanımla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeni konu başlıklarıyla genişleterek yeniden kaleme aldığım 7'den 70'e Taş Devri Diyeti kitabının tıp öğrencilerinden diyetisyenlere, hastalardan hekimlere birçok insanın başvuru kaynağı olmasını umuyorum.
Tüm okurlarıma, hastalarına kitabımı tavsiye eden ve önerileriyle kitabı zenginleştiren hekim arkadaşlarıma ve desteğini esirgemeyen basın mensuplarına ne kadar teşekkür etsem az. 30 yılı aşkın hekimlik hayatımda bana en güzel hediyeyi verdiniz…
Sağlıcakla kalın.
Yorgunluk ve Başa Çıkma Yolları Emin Ergen Nobel Akademik Yayıncılık 156
'Yorgunluk, algılarımızla ilgili bir durumdur. Organ ve sistemlerimizdeki algılayıcılar vücudun çeşitli yerlerinden gelen mesajları işler ve yorgunluk algılanır. Yorgunluğu genellikle enerjiyetersizliği olarak algılarız. Oysa, organizmada birhastalık söz konusu değilse, her zaman için yeterli miktarda enerji oluşturabilecek kaynağımız bulunmaktadır. Önemli olanbu kaynakları harekete geçirebilmemiz ve en ekonomik biçimde kullanabilmemizdir.