Bir zamanlar Türkiye'nin en önemli kamu kurumlardan biri olan İDO'nun Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy'un başarıya uzanan hikâyesi. Üniversitede bir akademisyenken, bir gün aniden İDO genel müdürlüğüne atanan Paksoy, denizcilik alanında dünyanın en büyük filosuna sahip işletme olmayı nasıl başardıklarını anlattı. Kurumun başına ilk geldiğinde neler yaptı? Üniversite ile iş dünyasının hangi özgün yönlerini bir araya getirdi? Bazı konulardaki tecrübesizliğini nasıl aştı? Kamuda ne gibi eksiklikler gördü, bunların üzerine nasıl gitti? Nasıl bir yönetim tarzını benimsedi? Krizleri nasıl yönetti? Bir kamu kurumunu özel sektör ruhuyla nasıl çalıştırdı? Kurumu ve kendini geliştirmek için neler yaptı? Neleri daha iyi yapabilirdi? Yaşadıklarından ne gibi yöneticilik dersleri çıkardı? İşletmenin kamudan özel sektöre geçiş sürecinde neler yaptı? Bu kitap, yönetim pratiğine ilgi duyan profesyoneller kadar, büyük hedefleri olan gençler için bir başucu kılavuzu.
Kategori(ler)Araştırma-İnceleme, Biyografi, Siyaset-Politika, Tarih
YayıneviAlfa Yayıncılık
ISBN9786051719412
YılMart
Sayfa1032
Ortaokula gelene kadar Mustafa'ydı... Matematik yeteneğiyle Mustafa Kemal oldu... Emperyalizmi dize getirdi, Gazi Mustafa Kemal oldu... Yüzlerce yılın kökleşmiş alışkanlık ve geleneklerini yıktı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk oldu... Türk halkı ona, "Atatürk," dedi. Türkiye'de doğan ve parlayan yıldız, bize izleyeceğimiz yolu gösterdi, "Fikrimizin Rehberi" oldu.
"Onun insan olarak ülküsü, iyilik, güzellik ve doğruluk idi. Siyaset adamı olarak ülküsü de, ekmek, eğitim ve barış idi. Bu ülkülerini gerçekleştirmek sorumluluğunu içinde duyduğu için cesaretle, imanla, bilgi ve akılla çalıştı. Yalan ve yanlış üzerine kurulan örgütleri yıktı.
Kendisinden halife olmasını isteyenlere, "Hayır, Cumhuriyet kurulacaktır," dedi. Hasta hayal arkasından sürüklenip büyük fetihlere girişmek isteyenlere Misak-ı Millî'yi gösterdi. Kurtuluş için cami yapılmasında direnenlere, "Halk, cami değil, fabrika ve okul istiyor," yanıtını verdi. Ölmüş geleneklere asılmakta yarar, umanlara da, "Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir," diyerek gerçek kurtuluşun yolunu gösterdi. Devrimde yabancı ülkelerdeki bazı liderlerin kasaplıktan, sıvacılıktan, çetecilikten yetişerek ülkelerinin başına geçip sırtlarına mareşal üniforması geçirdikleri ve savaşı ülküleştirdikleri sırada o, üniformasını attı, gazilik ve mareşallik rütbe ve unvanını bir tarafa bıraktı, ülke savunması dışında savaşı 'bir cinayet' olarak mahkum etti. Ve uygar insanlığın kalbinde yaşayan yüce bir duyguyu, 'Yurtta barış, dünyada barış,' diye ilan etti." Bu kitapta okuyacağınız öykü yalnızca bir liderin, bir komutanın, bir devlet adamının, bir devrimcinin, özyaşamöyküsü değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin de kurtuluş, kuruluş ve küreselleşme fırtınasında savruluşunun da öyküsüdür.
Kategori(ler)Roman, Dünya Klasikleri, Çocuk, Edebiyat
YayıneviAlfa Yayıncılık
ISBN9786051711270
Yıl2015
Sayfa345
Çekingen genç Axel, jeolog ve mineralog amcası Profesör Lidenbrock ve Axel'in âşık olduğu güzel Graüben'in yaşadığı eski Hamburg mahallesindeki küçük evdeki düzen aniden altüst olur. Çünkü Profesör Lidenbrock eski bir elyazmasında bir kriptogram bulmuştur. XVI. yüzyılın ünlü İzlandalı bilginlerinden Arne Saknussemm bu belgede sönmüş bir yanardağ olan Sneffels'in kraterinin bacasından girerek arzın merkezine kadar gittiğini açıklamaktadır! Yerinde duramayan Profesör Lidenbrock, Axel'i yanına alarak hemen İzlanda'ya gider. Burada profesörün tam tersine soğukkanlılığını asla yitirmeyen Hans onlara rehberlik eder. Hep birlikte yanardağın gizemli derinliklerine inerler... Arzın Merkezine Seyahat, Jules Verne'in 1864'te kaleme aldığı bir bilimkurgu romanıdır. Karakterlerin başlarına gelen olağanüstü maceraları tasvir ederken Verne belki de yeteneğinin doruk noktasına ulaşmıştır. (Tanıtım Bülteninden)
Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Mim Kemal Öke Alfa Yayıncılık
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri belki "Demir Perde'nin en aralanmaz ücrasıydı, bir zamanlar... Tarihi paylaştığımız dönemler dışında pek bir şey bilmiyorduk haklarında. Hayal dahi edilmesi mümkün olmayan hürriyetlerine kavuşmaları ile pek çok açıdan olduğu gibi akademik birikimimizle de hazırlıksız yakalanmıştık. Kendi soydaşlarımızın hallerini yine de yabancı 'öncelikle Batı- kaynaklardan mı öğrenecektik? Hele, onların akibetlerinin Türkiye Cumhuriyeti açısından şimdi ve ileride hayati olduğunu bile bile.
Önce önümüzdeki Vakıa?yı tanımalıydık. Orta Asya Türk cumhuriyetleri bir 'geçiş süreci? yaşıyorlardı. Hem de çok boyutlu bir tranformasyon.
İlkin, ideolojik ağırlıklı kollektif ekonomik sistemden -komünizmden* "çözülüş" yaşanıyordu.
Tanrı ve Yeni Fizik Paul Davies Alfa Yayıncılık 320
20. yüzyılda fizik biliminde iki önemli gelişme oldu: Görelilik ve kuantum bilimi doğdu. Bilim camiası uzayzaman, Büyük Patlama Çoklu Evrenler, akıl ve madde gibi konularda tuhaf ve dudak uçuklatan yepyeni fikirlerin istilasına uğradı. Yeni fizik olgunluk dönemini yaşıyor. Tüm bu yeni kavramlar içinde Tanrı'nın yeri nedir? Felsefeciler ve ilahiyatçılar bu devrimin meyvelerini henüz yeni yeni toplamaya başladılar. Yaşamlarında daha derin bir anlam arayışında olan çok sayıda sıradan insan da dünya hakkındaki inançlarının yeni fizikle uyumlu olduğunu düşünüyor. Paul Davies bu kitabında işte bu inançların yeni fizikle uyumlu olup olmadığını sorguluyor. Bu sorgulama günümüzde de devam ediyor ve kesin sonuçlara ulaşmış değil.
"Günümüzün en usta yazarlarından biri olan Paul Davies fiziğin gizemlerini açıklıyor."
-Timothy Ferris, The New York Times Book Review-
"Bu kitaptaki kavramlar nefes kesici ... modern fiziğin ne olduğu harika anlatılmış..."
-The New York Times Book Review-
Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi. Kitâb-ı Aşk'ın içindeki yazılar değişik zamanlarda ve farklı zeminlerde kaleme alınmış olmakla birlikte belli bir düzen ve bütünlük içinde bir araya getirilmiştir. Bazıları farklı kitaplarımızda yayınlanan bu deneme ve öyküleri okurken bütün varlığımızı ve hatta varoluşu kuşatan aşkın yüzeysel, derin ve daha derin katmanlarında küçük yolculuklar yapacaksınız. Bu yolculuklar sırasında, duygularınızın gerçekte sizi nereye doğru götürdüğü, ayağınızı bağlayan tensel arzulardan sıyrılıp platonik veya mecazî aşka doğru kanatlandığınızda kendinizi yeniden keşfetmeye başlayacağınız noktayı da bulacaksınız. Orası, belki de sizin kendinizden vazgeçeceğiniz noktadır. Çünkü canına sevgili isteyen ile sevgili için can isteyen arasında hayat yolculuğunun ta kendisi gizlidir.
Son Moda Saçmalar Alan Sokal & Jean Bricmont Alfa Yayıncılık 417
1996 yılında Alan Sokal son moda akımları takip eden entelektüel dergi Social 7exfte çağdaş kuramcıların kullandığı bilimsel görünümlerine karşın anlaşılması neredeyse imkânsız dili alaya alan bir makale yayımladı. Şakanın hemen ardından başlayan ateşli akademik tartışmayla beraber Sokal bugünün en moda postmodern düşünürlerinin yazılarındaki bilimsel kavram istismarlarını açığa çıkartmak için Bricmont'la bir araya gelerek, Jacques Lacan ve Julia Kristeva'dan Luce Irigaray ve Jean Baudrillard'a çeşitli postmodern yazarların savundukları düşünce ve kuramları desteklemek için bilimi kullanırken yaptıkları hataları belgelendirdiler. Esprili ve incelikli gerekçelendirmesiyle Son Moda Saçmalar, bilimsel kuramların birer "anlatı" veya sosyal yapıdan ibaret olduğu yönündeki yaklaşımı çürüterek, bilimin varlığın koşullarını betimlemedeki yeterliliğini ve sınırlarını tartışıyor.
Modern bilimler, insanlığın başarısının ve kültürel birikiminin en dikkat çekici örneklerinden biri. insanlığın sahip olduğu tüm hazineler gibi o da saygılı ve titiz bir uğraşı hak ediyor, ayrıca böylesi çabaları ödüllendiriyor. Sokal ve Bricmont herkesçe bilinen bu gerçeğin ne kadar kolaylıkla gözden düşebildiğini ve bunun sonuçlarının entelektüel yaşam ve insan ilişkileri üzerinde ne kadar zarar verici olduğunu gösteriyorlar. Ayrıca bizlere deneysel tahkikatın temel meselelerinin dikkatli ve yapıcı bir eleştirel değerlendirmesini de sunuyorlar.
Bu doğru zamanda yapılmış, oldukça önemli bir katkı.
Noam Chomsky
"Son Moda Saçmalar'da Sokal ve Bricrnont, mantıklı bir insanın yapılan şakanın cidden gerekli ve tamamen haklı olduğuna ikna olmasını sağlayacak arka plan bilgisini sağlıyorlar. Şahane bir kitap."
Rıchard Davvkıns,
Tanrı Yanılgısı, Ataların Hikâyesi, Yeryüzündeki En Büyük Gösteri. Gen Bencildir kitaplarının yazarı
"Sokal ve Bricmont'un kitabının en azından bir sonraki öğrenci kuşağı üzerinde bir etkisi olacak... Her ne kadar Sokal ve Bricmont bir grup Fransız entelektüelin yaptığı yanlış beyan ve istismarlara odaklanıyor olsa da, aslında kitapları çok daha geniş bir konuyu gündeme getiriyor: Günümüzün kültür dünyasında bilim ve bilimsel rasyonaliteye karşı geliştirilen endişe verici yaklaşım."
Thomas Nagel
The New Republic
"Son Moda Saçmalar'a yaptığını bulmanın, hak edilen cezanın verilmesinin ruhu ustalıklı bir şekilde işlemiş... Savundukları davanın temelleri, kanıtlar gayet sağlam."
Thomas Levvıs
San Francisco Chronicle
"Postmodemist akademiyi her açıdan eğlendirici bir yenilgiye uğratıyor. Son Moda Saçmalar tam bir öldürücü darbe indiriyor."
-Barbara Ehrenreıch
Sokaklarda Dans kitabının Amerikalı muhalif yazar
"Çok ateşli bir tartışmanın fitilini ateşleyecek bir çıkış bu."
Krıstına Zarlengo
Salon Magazine
"Katıksız bir cüret ve zekâ örneği... Kitap, bazıları günümüzün en iyi düşünürleri olarak taltif edilen kişilere ait ahmaklıklar hakkında aklımızı başımıza getirici bir derleme... Tavsiye ediyorum."
Russell Jacoby
Los Angeles Weekly