Sanki ölümle verilmiş bir randevuları vardı ve ölüm bu randevuya inanılmaz bir bağlılık gösteriyor, her virajda, her karanlık köşede, her kapının ardında onları bekliyordu.
"'Çatırtı' gerilim ve korku sevenlerin yeni gözdesi olacak. Koontz ise her zaman olduğu gibi tam formunda..."
-New York Times-
Onu yirmi geçe, kentin eteklerinde yeni kurulmuş olan Ashside Mahallesinden geçiyordu. Hızı saatte yüz mili aşmıştı. Oysa buralarda hız limiti kırktı. Üç şeritli Galasio Bulvarında kırmızı ışıktan geçti, dört blok ötedeki köşeyi hızla dönerken kontrolü bir an için kaybetti ve bir trafik levhasını biçti. On buçukta KanackaWay Ridge Tepesine tırmanan yokuşun dibindeydi. Saatte yüz millik hızı tepeye kadar sürdürüp sürdüremeyeceğini görmek istiyordu. Tehlikeli bir oyundu bu. Ama ölse de aldırdığı yoktu zaten.
Martie Rhodes, başarılı bir video oyunu tasarımcısıdır ve aşık olduğu kocasıyla mutlu bir yaşam sürmektedir. Genç kadının hayatı, bir sabah kendisinden korkarak aniden uyandığında tam bir kabusa dönüşür. Kontrolü neredeyse imkansız bir hastalıktır Otofobi. Martie, kendinden korkuyordur. Üstelik kocasında da gariplikler başlamıştır; bazı anları hatırlayamayan adam, hafıza boşlukları yaşadığını fark eder. Sonunda bütün bunların dahi psikiyatrist Ahriman'ın başının altından çıktığını anlarlar ve her şey daha da karmaşık bir bilmece halini alır. Bir psikopattır Dr. Ahriman. İnsanları telkin yoluyla programlayarak en iğrenç fantezilerini, kadın-çocuk demeden gerçekleştirip arkasında sır dolu cinayetler bırakmaktadır. Ama Martie ve kocası Dusty, ne pahasına olursa olsun Dr. Ahriman'a 'dur' demeye kararlıdır.
Koontz, bu romanda psikolojik açıdan oldukça verimli, ama bir o kadar da ürkütücü olan insan aklının derinliklerinde gezinirken, okurun nefesini kesiyor...