Translate

9 Ocak 2024 Salı

Carlo Rovelli – Ya Zaman Var Olmasaydı

 


Gençken, özel olarak bilim değil, tüm dünya beni büyülüyordu. İtalya’da, Verona’da, huzurlu bir ailede doğdum ve büyüdüm. Babam, ender rastlanan bir zekâya sahip, ölçülü ve çekingen bir adamdı; mühendisti ve kendi iş yerini yönetiyordu. O bana dünyaya merakla bakma zevkini aşıladı. Tek çocuğuna aşın sevgiyle dolu tam bir İtalyan kadını olan annem, ilkokuldaki “araştırmalarınT’da bana yardım ederdi ve de durmadan keşfetmem ve öğrenmem için merak hissimi teşvik ederdi. Verona’da klasik bir liseye gittim. Orada matematikten çok daha yoğun olarak Yunanca ve tarih öğretiliyordu. Kültürel uyaranlar bakımından zengin, ama mahallî burjuvazinin imtiyazlarını ve kimliğini koruma misyonuna kilitlenip kalmış, kendini beğenmiş ve taşralı bir eğitim kurumuydu. Savaşı kaybetmeden önce, öğretmenlerin çoğu ateşli faşistmiş ve kalplerinin derininde hâlâ da öyleydiler. Altmışlı ve yetmişli yıllarda kuşaklar arasındaki çatışma şiddetliydi. Dünya hızla değişiyordu. Çevremdeki erişkinlerin çoğu bu devrimi kabullenmekte güçlük 10 CARLO ROVELLI çekiyordu; savunmacı ve steril tavırlar içinde karşı çıkıyorlardı. Erişkin dünyasına güvenim azdı; öğretmenlerime daha da az. öğretmenlerimle ve her otorite figürüyle sık sık atışıyordum

Ergenliğim giderek bir başkaldırı dönemi hâlini aldı. Çevremde dile getirilen değerlerde kendimi bulmuyordum. Kafam çok karışıktı ve hiçbir şey bana kesin görünmüyordu. Benim için sadece tek bir şey açıktı: Gördüğüm dünya, bana âdil ve güzel gelen dünyadan çok çok farklıydı. Sakallı bir serseri olma ve hoşuma gitmeyen bu dünyaya uzak durma hayâli kuruyordum. Doymak bilmez bir iştahla okuyordum. Kitaplar bana başka dünyalardan ve farklı fikirlerden bahsediyordu. Bana, henüz okumadığım her kitapta muhteşem gizli hazineler varmış gibi geliyordu. Bolonya’daki üniversite öğrenimim sırasında, kafa karışıklığım ve erişkinlerin dünyasıyla çatışmam, benim kuşağımın büyük bir kesimiyle ortak bir güzergâhta buluştu. Dünyayı değiştirmek, onu daha iyi ve daha az gayriâdil kılmak istiyorduk; yeni yaşama ve sevme tarzlan bulmak, birlikte yaşamanın yeni biçimlerini tercübe etmek, kısacası her şeyi denemek istiyorduk. Hep âşık oluyorduk ve durmadan fikir tartışmaları yapıyorduk. Her şeyi, hiçbir a priorfye dayanmadan öğrenmek istiyorduk. Kafa karışıklığı anları ve de harikulâde bir şekilde yepyeni bir dünyanın şafak sökümünün belli belirsiz kendini gösterdiği anlar vardı. Bu, hayâller kurduğumuz bir çağdı. Çok seyahat ediyorduk: Gerek düşünsel yolculuklara gerekse yeni arkadaşların ve yeni fikirlerin peşine takılıp gerçek yolculuklara çıkıyorduk.

Yirmi yaşma geldiğimde, tek başıma dünyayı gezmek YA Z A M A N VAH O L M A S A Y D I ? 11 için uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdim. Macera yaşamaya ve “hakikati” aramaya gitmek istiyordum. Bugün elli yaşıma yaklaşırken bu naiflik beni güldürüyor. Ama, yine de seçimim bana iyi görünüyor: Bir bakıma hep o çağımda başlamış olan bir maceranın peşinden gittim. Katedilecek yol öyle hep de rahat bir yol değildi, ama çılgınca umutlan ve sınırsız hayâlleri kenara bırakmadım; sadece onlann ardından gidecek cesaret lazımdı. Bir grup arkadaşla birlikte o dönemin ilk “özgür radyolarından birini, Radyo Alice’i Bolonya’da kurduk. Mikrofon, kendini ifade etmek isteyen herkese sonuna kadar açıktı ve Radyo Alice kişilerin tecrübelerinin ve hayâllerinin harman yeriydi. O arkadaşlarımdan ikisiyle, yetmişli yıllann sonlarındaki bu İtalyan öğrenci başkaldınsını anlatan bir kitap yazdık. Ama bu devrim hayâlleri çabucak bastırıldı ve düzen geri geldi. Dünya öyle kolay değiştirilmiyor. Üniversite eğitimimin tam ortasında, şu hazin duyguyla kendimi eskisinden daha da “yitik” bir hâlde buldum: Gezegenin yarısının paylaştığı bu ortak hayâller okul arkadaşlarımın birçoğunun zaten gözünden düşmüştü ve benim hayatımı şekillendiren şey hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Toplumda statü kazanma dalgasına ayak uydurmak, kariyer yapmak, para kazanmak ve iktidar/güç kırıntıları toplamak, bunların hepsi bana çok hüzünlü geliyordu. Bunları çözemiyordum. Ne mutlu ki bunlardan geriye, bütün bir dünyayı keşfetmek kalıyordu ve dağlann ardında hep sınırsız ufuklar hayâl ediyordum. Bilimsel araştırmayla o sıralarda tanıştım ve onda hem sınırsız bir özgürlük alanı hem de olağanüstü ve bir o katlar da kadim/eski bir macera gördüm.

O zamana dek sadece 12 CAR 1.0 RÜ VELİ I sınavları başarmam gerektiği için ve bilhassa da hemen zorunlu askerlik hizmetine alınmayayım diye ders çalışıyordum; am a kısa sürede, derslerdeki konular benim ilgimi çekmeye ve giderek de bende bir tutku hâline gelmeye başladı. Fizik bölümünün üçüncü sınıfında, “yeni fizik” ile, yirminci yüzyıl fiziğiyle tanıştık: Kuantum mekaniği ve Einstein’ın izafiyet teorisi. Bizim dünya görüşümüzü değiştiren ve en sağlamları gözüyle bakılanlar da dâhil olmak üzere eski fikirleri altüst eden, bu büyüleyici fikirler ve olağanüstü kavramsal devrimlerdi. O fikirler ve devrimler etrafında, dünyanın hiç de düşündüğümüz gibi olmadığı keşfedilir. Bu, muhteşem bir düşünsel yolculuktur. Böylece, Hayâl kırıklığına uğrayan bir kültürel devrimden, süregiden bir düşünsel devrime doğru kaydım. Bilimle birlikte, önce dünyayı kavrama yönünde kurallar tesis eden ve ardından da bu kuralları değiştirmeye/dönüştürmeye muktedir hâle gelen bir düşünce tarzını keşfettim. Bilginin peşinden gidişteki bu özgürlük beni büyülemişti. Merakımın ve belki de, Galilei’nin dostu ve modern bilimin vizyoneri olan Federico Cesi’nin adlandırmasıyla “doğal bilme arzusu”nun beni itmesiye kendimi -nerdeyse farkında olmadan- teorik fizik problemlerine boğazıma kadar batmış bir hâlde buluverdim. Yani bu disipline ilgim, bilinçli bir seçimden ziyade tesadüfen ve merak yoluyla doğdu. Lisedeyken matematikte başarılıydım, ama kendimi özellikle felsefeye meraklı hissediyordum. Üniversitede felsefe yerine fizik okumayı seçişim de özellikle, kurumsallaşmış yapıları hor gören kendi çocuksu anlayışım içinde, felsefî meseleleri okulda tartışılamayacak kadar ciddi ve önemli bulmamdandır.

PDF Kitap İndir

Carlos Castaneda – Güç Öyküleri

 


Bilgiyle Randevu Birkaç aydır don Juan’ı görmemiştim. 1971 sonbaharıydı. Don Genaro’nun Orta Meksika’daki evinde olduğundan emindim ve onu ziyaret etmek için altı-yedi günlük bir otomobil yolculuğuna hazırlanmıştım. Ancak yolculuğumun ikinci gününde bir öğleden sonra, bir dürtü beni don Juan’m Sonora’daki evinde durmaya itti. Arabayı park edip kısa bir süre yürüdükten sonra eve ulaştım ve büyük bir şaşkınlıkla onu orada buldum. “Don Juan! Seni burada bulmayı beklemiyordum,” dedim. Güldü; şaşkınlığım hoşuna gitmiş gibiydi. Ön kapının yanındaki boş bir süt sandığının üzerinde oturuyordu. Beni bekler gibi bir hali vardı. Beni karşılayışmda-ki rahatlıkta bir başarı havası seziliyordu. Şapkasını çıkardı ve komik bir devinimle salladı. Sonra yeniden giydi ve bana asker selamı verdi. Duvara yaslanıyor, sandığa sanki bir semermiş gibi oturuyordu. Neşeli bir tonda “Otur, otur,” dedi. “Seni yeniden görmek güzel.

“Boşu boşuna Orta Meksika’ya gidecektim,” dedim. “Ve sonra da Los Angeles’a geri dönmek zorunda kalacaktım. Seni burada bulmak beni günlerce sürecek bir yolculuktan kurtardı.” “Beni bir şekilde bulacaktın,” dedi gizemli bir tavırla. “Ama varsayalım ki oraya varmak için gerekli altı günü bana borçlusun, bu altı günde arabanın gaz peda13 İma basmaktan daha ilginç bir şey yapman gerekir.” Don Juan’m gülümsemesinde çekici bir yan vardı. Sıcaklığı dalga dalga yayılıyordu. ‘Yazı malzemelerin nerede?” diye sordu. Onları arabaya bıraktığımı söyledim; o da onlar olmadan hiç de doğal görünmediğimi belirterek almamı istedi. “Bir kitabı bitirdim,” dedim. Karın boşluğumda bir sızı doğuran uzun, garip bir bakış fırlattı. Sanki karnımı yumuşak bir maddeyle dürtüyor gibiydi. Kendimi hasta olacak gibi hissettim, ama sonra başını yana çevirince tekrar düzeldim. Kitabım hakkında konuşmak istiyordum, ama bunu istemediğini belirten bir hareket yaptı. Gülümsedi.

Sakin ve neşeli bir tavrı vardı ve beni hemen insanlar ve son olaylar hakkında tipik bir konuşma içine sürükledi. En sonunda konuşmayı kendi ilgi alanıma kaydırmayı başardım. İlk aldığım notlan gözden geçirdiğimi ve birlikteliğimizin başından beri, aslında büyücülerin dünyasının detaylı bir tanımlamasını yaptığını farkettiği-mi belirtmekle başladım. O aşamalarda söylediklerinin ışığında, halüsinasyonlara yol açıcı bitkilerin rolünü sorgulamaya başlamıştım. “Neden o güç bitkilerini birçok kere almamı iste-din?”diye sordum. Güldü ve hafifçe mırıldandı, “Çünkü sen bir aptalsın.” Onu duymuştum, ama emin olmak istiyordum ve anlamamış gibi yaptım. “Efendim?” dedim. “Çok iyi anladın.” diye karşılık verdi ve ayağa kalktı. Yanıma gelince hafifçe başıma vurdu. “Sen çok yavaşsın,” dedi, “Ve seni sarsmak için baş14 ka yol yoktu.” “Yani aslında hiç de gerekli değiller miydi?” diye sordum. “Senin için gerekliydi. Ama bazı insanlar onlara ihtiyaç duymazlar.

Yanımda durdu. Evinin solundaki çalıların tepesine bakıyordu; sonra tekrar oturarak diğer öğrencisi Eligio hakkında konuşmaya başladı. Eligio, öğrencisi olduğundan beri yalnızca bir kez psikotropik bitkilerden almıştı, ama yine de benden daha ilerideydi belki de. “Duyarlı olmak, belirli insanların doğal bir durumudur,” dedi. “Sen değilsin. Ama ben de değilim. Son tahlilde duyarlılık pek önemli değildir.” “Önemli olan nedir peki?” diye sordum. Uygun yanıtı arıyor gibi duraksadı. Sonunda, “Önemli olan, bir savaşçının kusursuz olmasıdır,” dedi. “Ama bu yalnızca bir konuşma tarzı, bir tür konuyu saptırma. Sen zaten büyücülüğün bazı görevlerini başarıyla tamamladın ve inanıyorum ki, önemli olan her şeyin kaynağından sözetmenin zamanı geldi. Ben derim ki, bir savaşçı için önemli olan kendi bütünlüğüne ulaşmaktır.” “Kişinin bütünlüğü nedir, don Juan?” “Yalnızca hatırlatacağımı söyledim. Kişinin bütünlüğünden bahsetmeden önce, yaşamında birleştirmen gereken birçok ayrık uç var hâlâ

 Konuşmamızı orada bitirdi. Konuşmamı istemediğini belirten bir jest yaptı. Yakınlarda mutlaka bir şey veya bir kişi vardı. Dinlemek ister gibi başını sola eğdi. Evinin ötesindeki çalılarda odaklanmış gözlerinin akını görebiliyordum. Birkaç dakika boyunca dikkatle dinledi. Sonra ayağa kalkarak yanıma geldi ve evden ayrılıp bir yürüyüş yapmamız gerektiğini kulağıma fısıldadı. 15 “Kötü bir şey mi var?” diye fısıltıyla sordum. “Hayır. Her şey yolunda.” dedi, “Her şey gayet iyi.” Beni çöldeki gür çalılıklara doğru sürükledi. Yarım saat boyunca yürüdük ve bitkisiz, daire şeklinde küçük bir alana; kızılımsı çamurun düzgün ve mükemmel bir pürüzsüzlüğe sahip olduğu, yaklaşık üç buçuk metre çapında bir noktaya ulaştık. Ama alanın insan eliyle temizlenip düzleştirildiğine dair hiçbir işaret yoktu. Don Juan ortasına oturdu, yüzü güneydoğuya dönüktü.

Ondan yaklaşık bir buçuk metre uzaklıkta bir yer işaret etti ve oraya oturup yüzümü ona dönmemi istedi. “Burada ne yapacağız?” diye sordum. “Bu gece burada bir randevumuz var,” yanıtını verdi. Yüzü tekrar güneydoğuya dönene dek oturduğu yerde dönerek çevresini hızlı bakışlarla taradı. Hareketleri beni telaşlandırmıştı. Randevumuzun kiminle olduğunu sordum. “Bilgiyle,” dedi. “Diyelim ki bilgi buralarda geziniyor.” Bu örtülü yanıta takılıp kalmama izin vermedi. Hemen konuyu değiştirdi ve neşeli bir tonda doğal olmam için ısrar etti, yani evinde yaptığımız gibi konuşup notlar almamı istiyordu. O anda aklımı en çok kurcalayan, altı ay önce bir çakalla ‘konuşmanın’ yarattığı güçlü duyguydu. Bu olayın benim için anlamı; büyücülerin dünyayı tanımlama biçimlerini ilk kez duyularımla ve berrak bir bilinçle görmüş veya kavramış olmamdı, bu tanıma göre, konuşma yoluyla hayvanlarla iletişim kurmak doğal bir şeydi. Sorumu dinledikten sonra don Juan, “Bu tür bir deneyim yaşayarak kendimizi meşgul etmeyeceğiz,” dedi. “Dikkatini geçmiş olaylarda odaklaman tavsiye edil16 mez. Onlara değinebiliriz, ama yalnızca referans almak için.

Neden, don Juan?” “Büyücülerin açıklamasını aramak için henüz yeterince kişisel gücün yok.” “Demek ki büyücülerin açıklaması diye bir şey var!” “Elbette. Büyücüler de insandır. Bizler düşüncenin yaratıklarıyız. Açıklamalar peşinde koşarız.” “Oysa benim izlenimim, en büyük hatamın açıkla-. malar aramak olduğuydu.” “Hayır. Senin hatan uygun açıklamalar, sana ve dünyana uyan açıklamalar aramak. Karşı çıktığım şey mantıklılığm. Bir büyücü de dünyasındaki şeyleri açıklar, ama senin kadar katı değildir.” “Büyücülerin açıklamasına nasıl ulaşabilirim?” “Kişisel gücü biriktirerek. Kişisel güç, büyücülerin açıklamasına kolayca geçiş yapmanı sağlar. Açıklama senin düşündüğün anlamda bir açıklama değildir; yine de dünya ve onun sırlarını berraklaştırmasa da, en azından daha az şaşırtıcı kılar. Bir açıklamanın özü bu olmalı, ama senin aradığın bu değil

Sen, kendi fikirlerinin yansımasının peşindesin.” Soru sorma gücümü yitirmiştim. Ama gülümseyişi, konuşmayı sürdürmem için beni cesaretlendirdi. Benim için çok önemli olan bir başka konu, arkadaşı don Genaro ve onun davranışlarının üzerimdeki olağanüstü etkisiydi. Onunla görüştüğüm tüm anlarda, en tuhaf duyumsal çarpıklıkları yaşamıştım. Sorumu yüksek sesle dile getirdiğimde don Juan güldü. “Genaro bir harikadır,” dedi. “Ama şimdilik o ya da sana yaptıkları hakkında konuşmanın bir anlamı yok. Yine söylüyorum, bu konuyu çözmek için yeterli kişisel 17 gücün yok. Ona sahip olana dek bekle, sonra konuşuruz.” “Ya ona asla sahip olamazsam?” “Asla sahip olamazsan, asla konuşmayız.” “Gelişme oranıma bakarak ona yeteri kadar sahip olacağımı söyleyebilir misin?” diye sordum. “Bu sana bağlı,” yanıtını verdi. “Gerekli tüm bilgileri sana verdim. Şimdi dengeye ulaşmak için yeterli kişisel güç kazanmak, senin sorumluluğun.

Mecazi konuşuyorsun,” dedim. “Açık konuş. Tam olarak ne yapmam gerektiğini söyle. Bunu bana zaten söylediysen de, diyelim ki unuttum.” Don Juan güldü ve kollarını başının arkasına koyarak uzandı. “Neye ihtiyacın olduğunu tam olarak biliyorsun,” dedi. Bazen bildiğimi düşündüğümü, ama genelde özgüvenim olmadığını söyledim. “Korkarım konuları karıştırıyorsun,” dedi. “Savaşçının özgüveni, sıradan bir insanın özgüveni değildir. Sıradan insan seyircinin gözlerinde kesinlik arar ve buna özgüven der. Savaşçı kusursuzluğu kendi gözlerinde arar ve buna alçakgönüllülük der. Sıradan insan arkadaşlarına bağlıdır, ama savaşçı yalnızca kendisine bağlıdır. Belki de gökkuşaklarını kovalıyorsun. Sıradan insanın özgüveninin peşindesin, ama bir savaşçının alçakgönüllülüğüne ulaşmaya çalışman gerekir. Aralarındaki fark çok önemli.

Özgüven belli bir şeyi kesin olarak bilmeyi içerir; alçakgönüllülülük ise bireyin düşünce ve davranışlarında kusursuz olması demektir.” “Önerilerinle uyumlu yaşamaya çalışıyorum,” dedim. “En iyi olmayabilirim, ama kendimin en iyisiyim. Kusursuzluk bu mudur?” 18 “Hayır. Bundan daha iyisini yapmalısın. Kendini sürekli sınırlarının ötesine itmelisin.” “Ama bu çılgınlık olur, don Juan. Kimse bunu yapamaz.” “Şu anda yapabildiğin birçok şey on yıl önce sana çılgınca görünürdü. Bu şeylerin kendileri değil, senin kendin hakkındaki düşüncen değişti; önceden imkansız olan şimdi kesinlikle mümkün ve belki de kendini değiştirme konusundaki tam başarın yalnızca bir an meselesi. Bu durumda bir savaşçının önündeki tek yol, tutarlı ve şartsız davranmaktır. Savaşçının uygun davranma tarzını yeterince biliyorsun, ama eski alışkanlık ve yöntemlerin seni engelliyor.” Demek istediğini anlamıştım. “Sence yazmak, değiştirmem gereken eski alışkanlıklardan biri mi?” diye sordum. “Yeni müsveddelerimi imha mı etmeliyim?” Yanıt vermedi.

Ayağa kalktı ve çalılığın köşesine bakmak için döndü. Öğrenciliğim hakkında yazmanın yanlış olduğunu anlatan çeşitli mektuplar aldığımı söyledim. Bu mektupları yazanlar, örnek olarak doğunun özel doktrinlerini öğreten hocaların, öğretileri hakkında kesin gizlilik talep ettiklerini gösteriyorlardı. “Belki de bu hocalar hocalığa çok düşkünlerdir,” dedi don Juan bana bakmadan. “Ben bir hoca değilim, yalnızca bir savaşçıyım. Bu nedenle bir hocanın nasıl hissettiğini gerçekten bilmem.” “Ama belki de açıklamamam gereken şeyleri açığa vuruyorum, don Juan.” “Kişinin neyi açığa vurup neyi kendine sakladığı önemli değildir,” dedi. “Yaptığımız ve olduğumuz her şey, kişisel gücümüze dayanır. Yeteri kadarına sahip19 sek, bize söylenen tek bir söz yaşamımızın akışım değiştirmeye yetebilir. Ama yeterli kişisel güce sahip değilsek, en muazzam bir bilgelik parçası bize açıklansa bile bu açıklama en ufak bir değişiklik yaratamaz.” Sonra sesini alçalttı; sanki bana gizli bir konuyu açıklar gibiydi. “Sana belki de insanoğlunun söyleyebileceği en büyük bilgi parçasını açıklayacağım,” dedi. “Bakalım onunla ne yapacaksın.” “Şu anda sonsuzlukla çevrelendiğini biliyor musun? Ve bu sonsuzluğu istersen kullanabileceğini?” Gözlerinin kurnaz bir devinimiyle beni bir şeyler söylemeye teşvik ettiği uzun bir duraksamadan sonra, neden bahsettiğini anlamadığımı belirttim.

Ufku işaret ederek “Orada! Sonsuzluk orada!” dedi. Sonra dorukları gösterdi. “Ya da orada!” Ellerini doğu ve batıyı işaret edecek şekilde iki yana açtı. “Veya belki de sonsuzluğun böyle bir şey olduğunu söyleyebiliriz.” Birbirimize baktık. Gözleri bir soruyu barındırıyordu. “Buna ne dersin?” diye sordu, beni sözlerinin üzerinde düşünmeye itiyordu. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. “Kendini işaret ettiğim yönlerin herhangi birine doğru sonsuza dek genişletebileceğim biliyor musun?” diye devanı etti. “Herhangi bir anın sonsuzluk olabileceğini biliyor musun? Bu bir bilmece değil bir gerçektir, ama yalnızca o ana tırmanıp onu kendi bütünlüğünü herhangi bir yöne sonsuza dek götürmek için kullanırsan.” Bana baktı. “Bu bilgiye önceden sahip değildin,” dedi gülerek. “Şimdi sahipsin. Onu sana açıkladım ama en ufak bir 20 yararı olmadı, çünkü açıklamamdan yararlanacak kadar kişisel güce sahip değilsin. Yeterli güce sahip olsaydın, yalnızca sözcüklerim bile bütünlüğünü toparlamanı ve en can alıcı bölümleri içinde bulunduğu engellerden kurtarıp içselleştirmeni sağlayacaktı.

Yanıma gelerek parmaklarıyla göğsümü dürttü; çok hafif bir dokunuştu bu. “Bahsettiğim engeller işte bunlar,” dedi. “Kişi onların dışına çıkabilir. Biz, burada hapsedilmiş bir duygu, bir algılamayız.” Elleriyle omuzlarımı sarstı. Bloknot ve kalemim yere düştü. Don Juan ayağını bloknotun üzerine koydu, bana baktı ve gülmeye başladı. Not almamın bir sakıncası olup olmadığını sordum. Güven verici bir tonda hayır dedi ve ayağını çekti. Başını ritmik bir şekilde sallayarak, “Biz aydınlık varlıklarız,” dedi. “Ve aydınlık bir varlık için yalnızca kişisel güç önemlidir. Ama bana kişisel gücün ne olduğunu soracaksan şunu söylemeliyim ki açıklamam onu açıklamayacaktır.” Don Juan batı ufkuna baktı ve hâlâ birkaç saatlik gün ışığımız olduğunu söyledi. “Uzun süre buradayız,” açıklamasını yaptı. “Yani, ya sessizce oturacak, ya da konuşacağız.

Sessiz olmak senin için doğal değil, bu nedenle konuşmaya devam edelim. Bu nokta bir güç alanıdır ve karanlık çökmeden bize alışması gerekli. Burada olabildiğince doğal olarak oturmalı, korku ya da .sabırsızlık hissetmemelisin. Görünüşe göre rahatlamanın en .kolay yolu not alman, istediğin gibi yazabilirsin. “Ve şimdi, sanırım rüya görmen hakkında bana anlatacakların var.” Konuyu aniden değiştirmesi beni hazırlıksız yaka21 ladı. İsteğini yeniden belirtti. Bu konuda söylenecek çok şey vardı. ‘Rüya görmek’; kişinin, rüyalarında yaptıkları ile uyanık olduğunda yaşadıklarının aynı pratik değere sahip olduğu oranda rüyalar üzerinde özel bir denetim geliştirmesi demekti. Büyücülerin görüşüne göre ‘rüya’ etkisi altındayken, bir düşü gerçekten ayır-detmeye yarayan sıradan kriterler hiçbir işe yaramazdı. Don Juan’m ‘rüya görme’ pratiği, kişinin ellerini rüyasında bulmasından oluşan bir alıştırmaydı. Bir başka deyişle kişi; yalnızca ellerini göz hizasına yükselttiğini düşleyerek, rüyasında ellerini aradığını ve bulabileceğini düşlemeliydi. Yıllar süren başarısız denemelerden sonra, başarıya ulaşmıştım.

Geçmişi düşündüğümde görüyorum ki, ancak günlük yaşamım üzerinde belirli bir denetim sağladıktan sonra bu işi başarabilmiştim. Don Juan önemli noktalan bilmek istiyordu. Ellerime bakma emrini verebilmenin güçlüğünün, bana çoğu zaman aşılamaz göründüğünü belirtmekle başladım. Hazırlık döneminin ilk aşamalarının -ki bu dönemi ‘rüya görmeyi kurmak’ olarak adlandırıyordu- kişinin aklının kendisiyle oynadığı ölümcül bir oyundan oluştuğunu ve bir parçamın, görevimi başarmamam için elinden geleni yapacağını söyleyerek beni uyarmıştı. Söylediğine göre, bunların arasında beni bir anlam yokluğuna, melankoliye ve hatta intiharsı bir depresyona sürüklemek de olabilirdi. Ama ben bu kadar acı çekmedim. Deneyimim daha çok hafif ve komik bir yan taşıyordu, ancak sonuç, alabildiğine sinir bozucuydu. Düşümde ne zaman ellerime bakmak üzere olsam olağanüstü bir şey oluyordu; uçmaya başlıyordum veya rüyam bir kabusa dönüşüyordu, ya da bedensel heyeca-22 nm en zevkli deneyimlerini yaşıyordum; rüyadaki her-şey canlılık açısından ‘normal’in çok dışına taşıyor, böylece korkunç bir enıiciliğe kavuşuyordu. Ellerimi inceleme niyetim ise, yeni durumun ardında daima unutulup gidiyordu. Bir gece, hiç beklemediğim bir anda ellerimi rüyamda buldum. Yabancı bir şehirde bilinmeyen bir sokakta yürüyordum ve aniden ellerimi yükselterek gözlerimin önüne yerleştirdim. Sanki içimde bir şey pes etmiş ve ellerimin tersini izlememe izin vermiş gibiydi. Don Juan’m verdiği bilgilere göre, ellerimin görünümü kaybolmaya ya da başka bir şeye dönüşmeye başlar başlamaz, dikkatimi rüyamdaki başka unsurlara yöneltmem gerekliydi. Bu rüyada ise dikkatimi sokağın sonundaki bir binaya verdim. Binanın görünümü dağılmaya başladığında da çevremdeki diğer unsurlara odaklandım.

Sonuçta elde ettiğim, bilinmeyen bir şehirdeki terkedilmiş bir sokağın müthiş bir ayrıntı zenginliğine sahip kusursuz bir görüntüsüydü. Don Juan, ‘rüya görme’deki diğer deneyimlerimi de anlattırdı. Uzun bir süre konuştuk. Rapor vermem bitince ayağa kalkarak çalılıklara gitti. Ben de kalktım. Sinirliydim. Bu gerekçesiz bir duyguydu, çünkü ortada korku ya da endişe doğurabilecek hiçbir şey yoktu. Don Juan kısa sürede geri döndü. Sıkıntımı farketmişti. Kolumu hafifçe tutarak “Sakin ol,” dedi. Oturmamı söyleyerek defterimi dizime koymamı sağladı, sonra da yazmaya ikna etti. Söylediğine göre gereksiz korku ve kararsızlık hisleri duyarak güç alanını rahatsız etmemeliydik. “Neden bu kadar gerginleşiyorum?” diye sordum. “Bu doğal,” dedi. “İçindeki bir şey, rüya görme sıra23 smdaki eylemlerinle tehdit ediliyor.

Bu eylemlerini düşünmediğin sürece iyiydin. Ama onlardan bahsettin ve şimdi bayılmak üzeresin. “Her savaşçının bir rüya görme tarzı vardır. Her tarz farklıdır. Hepimizin ortak yanı, kendimizi maceramızı terketmeye zorlamak için hileler yapmamızdır. Karşı-tedbir, tüm engeller ve hayal kırıklıklarına rağmen ısrar etmektir.” Sonra bana, ‘rüya’ için konu seçip seçemediğimi sordu. Ben de bunu nasıl yapacağıma dair en ufak bir fikrim olmadığını söyledim. “Rüya için nasıl konu seçileceği konusunda büyücülerin açıklaması şudur,” dedi, “savaşçı, içsel diyalogunu durdurur ve aklında belirli bir görünümü tutar. Başka bir deyişle, belirli bir an için kendisiyle konuşmama yeteneğine sahipse ve sonra da rüyada görmek istediği şeyin görünümünü ya da düşüncesini tutarsa, bunu bir an için olsun başardığında istediği konu ona gelecektir. Bunu yaptığına eminim, ama sen farkında değilsin.” Uzun bir sessizlikten sonra don Juan havayı koklamaya başladı. Sanki burnunu temizliyordu, büyük bir güçle burun deliklerinden üç ya da dört kez nefes verdi. Karın kasları spazmlarla kasılıyordu, bu hareketini kısa soluklar alarak kontrol ediyordu. “Artık rüya görmekten bahsetmeyeceğiz,” dedi.

PDF Kitap İndir

10 Nisan 2023 Pazartesi

Bir Şizofren Kızın Güncesi PDF İndir

 


M. A. Sechehaye, Bir Şizofren Kızın Güncesi, pdf, oku, indir, e-kitap, İsviçreli bir psikoterapist olan Sechehaye’nin kaleminden çıkan bu eserde şizofreni teşhisi konulan bir genç kızın gerçekliği yitirmesinden iyileşmesine kadar olan süreç anlatılıyor.

Bir akıl hastasının “deliliğin” içinde yapmış olduğu yolculuğu, iyileştikten sonra kendi kaleminden anlatan kitaplardan bazıları Türkçeye de çevrildi. Ancak “Bir Şizofren Kızın Güncesi” daha öncekilerden farklı olarak yalnızca, psikiyatri alanında yapılan bunca çalışmaya rağmen henüz tam anlaşılamamış bir hastalığın “şizofreninin” dinamiklerini, bu hastalığı en son aşamasına kadar yaşamış bir genç kızın ağzından göz önüne sermekle yetinmiyor, bununda ötesinde şizofreniden çıkışı ve bu tırmanışta kullanılan özgün bir yöntemi yine öznel yaşantıdan hareketle açıklamayı amaçlıyor.

Bir Şizofren Kızın Güncesi PDF

Dosya Boyutu 5 MB

Yandex Disk İndir
MediaFire İndir

Safiye Ünüvar – Saray Hatıralarım PDF İndir

 


Safiye Ünüvar, Saray Hatıralarım, pdf, oku, e-kitap, indir, Sultan Beşinci Mehmed Hân’ın sarayında muallimelik yapan Safiye Ünüvar Hanım, tanık olduklarını bu küçük eserde toplamıştır. İmparatorluğun çöküş aşamasındaki olup bitenleri, iktidar çekişmelerini, saray entrikalarını, o devri yaşamış bir muallimeden okuyun.

Osmanlı Sultanlarının hâkim olduğu zamanlara, ait pek çok neşriyat yapıldı. Hepsini dikkat ve alâka, ile okudum. Diyebilirim ki bunların çoğu, hele son devirlere ait olanları uzaktan tutulmuş objektifin titrek, bulanık akislerinden ibaret kalmıştır. Bir kısmı da hayal mahsulü olan romantik meceraları ihtiva eder. Yazarların geniş karihalarına olan hürmetimi, dolayısıyie hiçbirini tekzib cür’etinde bulunmak niyeti ile değil; sadece bizzat bu hayatın içinde yaşamış olmanın verdiği salâhiyet ve şahıslarını yakinen, tanımaktan gelen bilgi ile hadisat ve vukûatı daha ziyad’e ha’kikate uygun olarak kaydetmek arzusu ile bu hatırata başladım.

Saray Hatıralarım PDF

Dosya Boyutu 6 MB

Yandex Disk İndir
MediaFire İndir

9 Nisan 2023 Pazar

Salah Birsel - Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu PDF İndir

 


Salah Birsel, Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu, pdf, e kitap, oku, indir, genellikle şiir, deneme ve günlük türünde eserleri ile tanınan yazar Salah Birsel, Dört Köşeli Üçgen adlı bir roman da yazmıştır. Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu onun günlük türünde 1992 yılında yayımlanmış eseridir.

Zırhlılarda ne kazan var, ne kömür var, sanki
Tümü de deniz kıyısında cesettir bî-ruh
Koşardı yine dava ile geri alm aya
Bizdeki tekneleri görse idi Hazret-i Nuh

Uluırmak’a göre güzellikleri aramaya durmak yaşam dersinin ilk tümcesidir. Bir ev, güzelliğe arka dönmüş olsa bile, pencerelerinden birinde bir saksı taşıyorsa, içinde de dünyanın en güzel çiçeklerinden biri soluklanıyorsa, bir kedi de pervaza zıplayıp saksıdaki çiçeği koklamaya atılmışsa da orda güzellik üretiliyor demektir. – alıntı

Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu PDF

Dosya Boyutu 2 MB

Yandex Disk İndir
MediaFire İndir
Favorilere Ekle Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş Friendfeed'de Paylaş RSS



Yazarlar

A. Kadir (1) A.P.Martinich (1) Abdulhak Sinasi Cinar - Fehim Bey ve Biz.pdf (1) Abdullah Uçman (1) Abdullah Ziya Kozanoğlu (3) Abdülhak Şinasi Hisar (2) Abraham Galante (1) Adalet Ağaoğlu (2) ADEM GÜNEŞ (1) Adrian Goldsworthy (1) Agatha Christie (2) Agnes Michaux (1) Ahmed Ağaoğlu (1) Ahmed Arif (1) Ahmed Hulusi (1) Ahmet Aydın (1) Ahmet Batman (1) Ahmet Gülüm (1) Ahmet Hamdi Tanpınar (1) Ahmet İnam (1) Ahmet Nacar (2) Ahmet Rasim (2) Ahmet Semih Mümtaz (1) Ahmet Şerif İzgören (4) Ahmet Ümit (1) Ajit K. Mohanty (1) Akın Karagöz (1) Ala Sivas (1) Alaeddin Şenel (1) Alain Badiou (1) Alan Lightman (1) Alan Sokal (1) Alberto Manguel (2) Alejandro Guillermo Roemmers (1) Aleksandr Sergeyeviç Puşkin (1) Alfred Adler (1) Ali Çankırılı (1) Ali Jean Çorakçı (1) Ali Kuzu (1) Ali Smith (2) Amy A. Bartol (1) Amy Silver (1) Andre Maurois (1) Anna Todd (1) Anthony D. Smith (1) Antoine de Saint-Exupéry (1) Anton Çehov (1) Ara Avedisyan (1) Ashlee Vance (1) Ashton Lee (1) Aslı Erdoğan (2) Asuman Susam (1) Atilla Atalay (1) Aydın Büke (4) Ayfer Tunç (2) Ayhan Tekineş (1) Aykut Tanrıkulu (1) Ayn Rand (2) Ayşe Gouverneur (1) Ayşe Şasa (1) Aziz Nesin (2) B. Tolga Sasık (1) Bahaeddin Ögel (1) Barış Kılınç (1) Barry Norman (1) Başak Yaman Yeroğlu (1) Bear Grylls (1) Bernard Shaw (2) Berrin TÜRKOĞLU (1) Bibi Dumon Tak (1) Bilge Karasu (1) Brian McClellan (1) Bryan Sykes (2) Burak Göral (1) Burak Turna (1) Burçe Bahadır (1) Burçin Ş. Yalçın (1) Bülent Diken (1) Bülent Güven (1) Cahit Irgat (2) Cahit Uçuk (1) Caitlin Moran (2) Camille Bordas (1) Can Başkent (7) Can Dündar (6) Canan Efendigil Karatay (1) Cante Jondo Şiiri (1) Carl Gustav Jung (2) Carl Sagan (3) Cem Altınsaray (1) Cemal Süreya (2) Cemal Yıldırım (1) Cemil Meriç (4) Cenk Durmuşkahya (2) Cevat Abbas Gürer (1) Charles Darwin (1) Christiane F. (1) Christie Golden (1) Christina Daniels (2) Chuck Palahniuk (1) Claude Levi-Strauss (1) Colette Estin (1) Connie Willis (1) Craig Fryhle (2) Cuma Bozkurt (1) Curtis Sittenfeld (1) Çağlar Sunay (1) Çetin Baytekin (1) Daniel Goleman (1) Daniel Kahneman (1) Darhan Hıdıraliyev (1) David Almond (2) David Eagleman (1) David Henry Wilson (1) David S. Kidder (1) Dean Burnett (1) Dean Koontz (3) Demir Özlü (1) Didar Çelikkanat (1) Dimitrios Katsikas (1) Doğan Hasol (1) Doğan Yurdakul (1) Doris Lessing (2) Doris Pilkington (1) Dostoyevski (2) Dr. Jekyll ve Mr. Hyde PDF İndir (1) E. L. James (1) Edmondo De Amicis (1) Eduardo Galeano (5) Eduardo Galeno (1) Ekrem Acar (1) Eleanor H. Porter (1) Eleanor Wood (1) Elif Ayla (1) Elif Şafak (1) Elisabeth Craven (1) Elisabeth M. Dodge (1) Eloise James (1) Emin Akif Ersoy (1) Emin Çölaşan (1) Emin Ergen (1) Emine Sevgi Özdamar (1) Emre Kongar (1) Emrullah Erdinç Kitapları (1) Encore Kitap (1) Engin Altelli (1) Enid Blyton (1) Ercan Kumcu (1) Erdal Demirkıran (1) Erdal Sarızeybek (1) Erhan Ateş (1) Eric Ries (1) Erich Von Daniken (2) Ernesto Che Guevara (2) Erol Manisalı (1) Erol Mütercimler (2) Evrim Çalkavur (1) Faruk Duman (2) Faruk Tuncer (2) Fatih Bayhan (1) Fatih Korkmazlar (1) Federico Garcia Lorca (1) Feraye Sünev Çokgürses (1) Ferdinand Von Schirach (1) Ferhan Şensoy (2) Fethiye Çetin (1) Fevzi Çakmak (1) Franz Kafka (3) Frida Nilsson e kitap indir (1) Fuat Sezgin (1) G. H. Hardy (1) Gabriel Garcia Marquez Kitabını İndir (1) Gary Small (1) Gennifer Albin e kitap indir (1) George Orwell (3) Giovanni Guareschi (2) Graham Greene (1) Graham Solomons (2) Gregory Dart (1) Greil Marcus (1) Grigory Petrov (1) Gülden Şen (1) Güler Kazmacı (1) Gülten Dayıoğlu (1) Hagop Mıntzuri (1) Hakan Evrensel (1) Hakan Yaman (1) Hal Edward Runkel (1) Halid Ziya Uşaklıgil (1) Halide Edib Adıvar (10) Halit Ertugrul (1) Haluk Yavuzer (1) Handan Kılıç (1) Haruki Murakami (1) Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi (1) Hasan Basri Efendi (1) Hasan Tuncay (1) Henri Loevenbruck (3) Henry David Thoreau (1) Holly Black e kitap indir (1) Homo Deus (1) Homo sapiens (1) Honore De Balzac (1) Hüseyin Cöntürk (1) Hüseyin Namık Orkun (1) Hüseyin Nihal Atsız (1) HypnoBirthing (1) Igor Stravinsky (1) Ivan Illich (1) İbn Battuta (1) İbrahim Canan (1) İbrahim Sertkaya (2) İhsan Latif (1) İlber Ortaylı (3) İlhan Uçkan (1) İlona Andrews (2) İshak Sunguroğlu (1) İskender Pala (3) İsmet Demir (1) İzzet Bozkurt (1) J. R. R. Tolkien (1) J.G. Sandom (1) Jaap Ter Haar (1) Jack London (1) Jacob Ludwig Carl Grimm (1) James Greer (1) Jane Casey (1) Jean Bricmont (1) Jean Dominique Bauby (1) Jean-Jacques Rousseau (1) Jeff Kinney (1) Jeff Sutherland (1) Jenny Lawson Lawson (1) Jenny Lawson Lawson e kitap indir (1) Jeremy Bernstein (1) Jesse Bering (1) Jheni Osman (1) Joan Aiken (3) Joan D. Vinge (1) Johan Harstad (1) Johann Wolfgang von Goethe (1) John Berger (1) John Coleman (1) John Fowles (2) John Gray (1) John Gribbin (1) John Grisham (2) John Katzenbach (1) John Lloyd (1) John Mitchinson (1) John R. Searle (1) John Scalzi (2) John Steinbeck (2) Jolan Chang (1) Jonathan Safran Foer (1) Jose Rodrigues Dos Santos (1) Jose Saramago (1) Joseph Conrad (1) Jules Verne (2) Juli Zeh (1) Julian Assange (1) Julian Stallabrass (1) Julie Kenner Kitabını PDF İndir (1) K. Beck e kitap indir (1) Kaan Arer E kitap indir (1) Karl Marx (2) Katarina Mazetti (1) Kazım Karabekir (3) Kemal Beydilli (1) Kemal Ekin Aysel (1) Kemal H. Karpat (1) Kemal Sülker (1) Kemalettin Tuğcu Kitapları (40) Kevin Hogan (1) Kevin Mitnick (1) Kiyohiro Miura (1) Kurt Vonnegut (1) Kürşat Başar (1) Laura S. Matthews (1) Leigh Bardugo (1) Leo Panitch Chibber (1) Leyla Azzam (1) Leyla Erbil (1) Leyla Erbil'e Mektuplar (1) Leyla Sabah (1) Lord Jim (1) Lucy Vincent (2) M. Âkif Ersoy (1) M. İlin & E. Segal (1) M. Scott Peck (1) M. Şükrü Hanioğlu (1) Mahfi Eğilmez (1) Mahlon B. Hoagland (1) Mahmut Makal (2) Marcel Ayme (1) Marcel Proust (1) Marcus Thompson (1) Margaret Atwood (1) Maria Montessori (1) Marie Mongan (1) Marlo Morgan (2) Martin Pistorius (2) Mehmet Altan (1) Mehmet Barlas (1) Mehmet Emin Ay (1) Mehmet Kara (2) Mehmet Kartal (1) Mehmet Önder (1) Mehmet Rauf (2) Mehmet Reşit Öztoprak (1) Melik Duyar (1) Melisa Gürpınar (1) Melissa Panarello (1) Memduh Şevket Esendal (1) Mert Altınkaynak (1) Metin And (1) Metin Üstündağ (1) Mıgırdiç Margosyan (1) Michael Brooks (1) Michael Connelly (1) Michael Grant (2) Michael Kohlmeier (1) Michael Korz (1) Michael Löwy (1) Michel Foucault (1) Michio Kaku (2) Mikita Brottman (1) Mim Kemal Öke (1) Mina Urgan (4) Minati Panda (1) Morris Rossabi (1) Muammer Taşçıkan (1) Muhsin Batur (1) Murat Özer (1) Musaffer Kılıç (1) Mustafa Çokay: Hayatı (1) Mustafa Kemal (2) Mustafa Ziyalan (1) Mutlu Dinçer (1) Müjdat Gezen (1) N. G. Çernışevskiy (1) Nalân Mahsereci (1) Namık Kemal (1) Nasır-ı Husrev (1) Nasiruddin Tusi (1) Nazif Ekzen (1) Necati Aydın (1) Necati başaran (1) Necati Demiroğlu (1) Necdet Sakaoğlu (2) Necip Fazıl Kısakürek (2) Necmeddin Sahir Sılan (1) Neda Olsoy (1) Nejat Bozkurt (1) Nicholas Carr (1) Nick Sandberg (1) Nicole Blake (1) Nihat Erim (1) Nil Peri Gökçe (2) Nilgün Marmara (1) Niyazi Berkes (1) Noah D. Oppenheim (1) Nurer Uğurlu (1) Nursel Duruel (2) Olcay Yılmaz (1) Oliver Sacks (2) Onur Ataoğlu (2) Orhan Boran (1) Orhan Gökdemir (1) Orhan Karaveli (2) Orhan Kurmuş (1) Orhan Pamuk (3) Osman Evcan (2) Osmanzade Hüseyin Vassaf (1) Ömer Asım Aksoy (1) Ömer Seyfettin (4) Öner Ünalan (1) Özcan Köknel (1) Özcan Yılmaz (1) Özgür Bacaksız (1) Özgür Bolat (1) Özgür Topyıldız (1) Pablo Neruda (1) Patricia Highsmith (1) Patti Smith (1) Paul Auster (1) Paul Berna (1) Paul Davies (1) Peyami Safa (5) Philip K. Dick (1) Philippe Sollers (1) R.I. Page (1) Rachel Hawkins e kitap indir (1) Rachel Walker (1) Ramazan Balcı (1) Ramazan Şeşen (1) Ray Bradbury (1) Rebecca Solnit (1) Recaizade Mahmut Ekrem (1) Reha Ülkü (1) Reinhold Hartmann (2) Rene Girard (1) Rene Jean Dupuy (1) Reşad Ekrem Koçu (1) Reşat Nuri Güntekin (6) Ricardo Coler (1) Richard Dawkins (3) Richard Feynman (1) Richard Tillinghast (1) Robert Ludlum (1) Robert Philipson (1) Robin Cook (1) Robin Wasserman (1) Roger Garaudy (1) Roger Penrose (2) Rosi Braidotti (1) ry Dart (1) Sabahattin Ali (1) Sadık Hidayet (2) Sait Aytemur (1) Savaş Çoban (1) Scott Maxwell (1) Sefa Saygılı (1) Sefer Turan (1) Selçuk Aydemir (1) Selçuk ÖZTÜRK (1) Selim Yeniçeri (1) Selin Ongun (1) Semih Gümüş (1) Senail Özkan (1) Sergey Lukyanenko (1) Serkan Özel (2) Seth Godin (1) Sevan Nişanyan (2) Seyyid Muradi (1) Sibel Özbudun (1) Sidney Finkelstein (1) Simon Crittle (1) Simone De Beauvoir (2) Sinan Meydan (1) Soner Yalçın (1) Stefan Zweig (5) Stephen King (6) Stephen Lundin (1) Steve Silverman (1) Steve Stewart-Williams (2) Steve Tesich (1) Steven Spielberg (1) Suat Yağmuroğlu (1) Susan Sontag (1) Suzy Favor Hamilton (1) Svagito R. Liebermeister (1) Sylvia Nasar e kitap indir (1) Şahin Uruk (1) Şermin Çarkacı (1) Talat Aydemir (1) Talip Apaydın (1) Tamer Korugan (1) Tami Hoag (1) Tanıl Bora (1) Tarık Akan (1) Tarık Buğra (2) Tekin Ertuğ (2) Terry Eagleton (1) Tess Gerritsen (1) Tevfik Taş (1) Tezer Özlü (2) Theodor Herzl (1) Thomas Bernhard (2) Thomas Hobbes (1) Tom Knox PDF indir (1) Tove Skutnabb-Kangas (1) Tuba Ezici (1) Tuğçe Işınsu (1) Tunca Arslan (1) Turgut Uzer (1) Uğur Canpolat (1) Uğur Mumcu (1) Umay Umay (1) Ursula K. Le Guin (2) Ümit Zileli Kitabını İndir (1) Vedacarya David Frawley (1) Vefa Zat (1) Vera Tulyakova Hikmet (2) Viktor E. Frankl (1) Virginia Woolf (3) Vladimir Arsenyev (2) W. B. Yeats (1) W. R. Reinfeld (1) Wassily Kandinsky (1) Werner Herzog (2) Wilbur Smith (1) Wilhelm Carl Grimm (1) Wilhelm Reich (1) William Gibson (1) William Hope Hodgson (1) William Saroyan (1) Wolfgang Smith (1) Woody Allen (2) Yakup Kadri Karaosmanoğlu (2) Yalçın Küçük (1) Yaşar Ayaşlı (2) Yaşar Kemal (1) Yılmaz Erdoğan (1) Yılmaz Özdil (3) Yılmaz Öztuna (4) Yolande Mukagasana (1) Yuri Bondarev (1) Yusuf Akçura (1) Yusuf Halaçoğlu (1) Yuval Noah Harari (4) Zafer Okur (1) Zafer Toprak (1) Zecharia Sitchin (2) Zeki Kayahan Coşkun (1) Zeki Tez (2) Zeynep Cemali (1) Zeynep Selvili Çarmıklı (1) Ziya Gökalp (4) Zubritski Mitropolski Kerov (1)

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Aşk Kitapları (61) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) Çığır Kitabevi (1) Çınar Yayınları (2) Çitlembik Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eğitim Sen Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Köxüz Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) Oda Yayınları (1) ODTÜ Yayıncılık (3) Oğlak Yayıncılık (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Sözcükler Yayınları (1) Su Yayınevi (1) Sümer Yayınevi (1) Şule Yayınları (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yağmur Yayınları (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1)