Bu Blogda Ara

Translate

14 Ekim 2020 Çarşamba

Hayat Kıvılcımı - Erich Maria Remarque Kitabını pdf indir


Hayat Kıvılcımı, Nazi kampındaki beş Alman siyasi tutuklu üzerinde yoğunlaşıyor. Remarque kitapta anlattığı kamp yaşantısını birinci elden görmediği ya da olaylara şahitlik etmediği gerekçesiyle yoğun bir eleştiriyle karşılaşmıştı. Ancak ortada beş yıllık bir araştırma, bilgi toplama sürecini de yabana atmamak gerekiyor.

Remarque hiçbir zaman Naziler tarafından sevilmedi ve daha savaş başlamadan Almanlar kitaplarını yaktılar ve yasakladılar. Kitabın odak noktasında Gestapo tarafından aranan insanları ihbar etmeyi reddetmiş eski bir gazeteci yani 509 numaralı mahkum yatıyor.

Yazar okuyucuya sadece toplama kamplarının çirkin yüzünü göstermekle kalmıyor, kişisel çıkarları için Nazizm’i bir araç olarak kullanan kamp komutanı Noubauer, esirler üzerinde çılgınca tıbbi deneyler yapan Binbaşı Wiesse, esirleri ölesiye çalıştıran ve onlara her türlü zulmü ve işkenceyi yapan kamp kıdemlisi Weber şahsında Nazi rejimine dair de çarpıcı gerçekleri tüm açıklığı ile ortaya koyuyor.

Korkunç bir gerçekle ilgili bu roman, büyük romancının en sarsıcı yapıtlarından biridir; karanlık, çile ve çaresizlikle kuşatılmış yaşamın yenilmezliğini dile getiren bir destandır.

Yaşadığımız dönemde meydana gelen tüyler ürpertici olaylardan söz eden bir kitap, dürüstlük ve ortak sorumluluğu üstlenme bilincinden doğan bir arınma kitabı.

Roman’da kişileri, dikenli teller arkasında ve insanlık için yüz kızartıcı şartlar altında yaşarlar. Yaşamaktan çok ölürler. Türlü işkencelerle öldürülürler. Buna rağmen yaşama gücünü, insan sevgisini yitirmemişlerdir.

Bucher ile Ruth Hollandın aşkı, yeryüzünde bir roman edebiyatı bulunduğu günden bugüne anlatılan aşklardan hiçbirine benzemez; onların aşkı, ölüm dirim savaşı yaparken bile içlerinde bir hayat kıvılcımı kalabilenlerin aşkıdır.

“Remarque başka hiç bir eser yazmamış bile olsaydı sadece bu romanıyla büyük bir edebiyatçı olurdu” diye özetleyebiliriz.

Şimşek Hırsızı (Percy Jackson ve Olimposlular 1) - Rick Riordan Kitabını pdf indir


Gittiği okullarda tutunamayan, hiper aktif, yaramaz mı yaramaz bir çocuk. Başına gelen onca ilginç şeyden en göze çarpanı ise babasının bir Yunan Tanrısı olması. Yani Percy Jackson bir melez; annesi insan, babası Tanrı. Bunu öğrendikten sonra kendisine verilen ilk görev ise, Zeus’un çalınan şimşeğini bulup Olimpos’a götürmek, bunu yapamadığı takdirde tanrılar arasında korkunç bir savaş çıkabilir…Hayal gücünün sınır çizgilerini aşan bir kitap.

Mitolojik yaratıklar ve Olimposlu tanrılar, Percy Jackson’ın hayatını yerle bir ediyorlar. İşin daha da kötüsü, Percy birkaç tanesinin damarına bastı bile. Zeus’un şimşeği çalındı ve tek şüpheli Percy. Şimdi Percy, Annabeth ve Kıvırcık’ın, on gün içerisinde Zeus’un çalınan şimşeğini bulup savaş meydanına dönmüş olan Olimpos’a geri götürmesi gerek. Bakın, melez olmayı ben istemedim.

Siz de melez olduğunuzu düşünerek bu satırları okuyorsanız, tavsiyem şu: kitabı hemen kapatın! Anne babanız nasıl doğduğunuza dair hangi yalanı söylediyse ona inanın ve normal bir yaşam sürmeyi deneyin.

Melez olmak tehlikeli. Korkunç. Çoğu zaman da pis şekillerde, acı çektirerek öldürüyor sizi.Şayet normal bir çocuksanız, bunu da kurmaca olduğunu düşündüğünüz için okuyorsanız, harika.Okumaya devam edin.

Bunların hiçbirinin olmadığına inana bildiğiniz için sizi ne kadar kıskanıyorum. Ama eğer bu sayfalarda kendinizi buluyorsanız, içinizde bir şeyler kıpır kıpır oluyorsa, hemen okumayı bırakın. Siz de bizlerden biri olabilirsiniz. Bir kere bunu anladınız mı, onların da bunu hissetmesi an meselesi olacak ve peşinize düşecekler.

Uyarmadı demeyin.Benim adım Percy Jackson.On iki yaşındayım. Birkaç ay öncesine kadar, New York’un dışındaki, sorunlu çocuklar için özel bir okul olan Yancy Akademisi’nde yatılı öğrenciydim. Sorunlu bir çocuk muyum?

Eh, öyle diyebilirsiniz.

Bunu kanıtlamak için şu kısacık, sefil yaşamımdaki herhangi bir anı anlatabilirim. Ama işler esas geçen Mayıs ayında, altıncı sınıflar için Manhattan’a bir araştırma gezisi düzenlediklerinde, gerçekten kötü gitmeye başladı. Her biri kafadan kontak, yirmi sekiz tane çocuk ve iki öğretmen sarı renkli okul otobüsümüze atlamış, antik Yunan ve Roma şeylerine bakmak için Metropolitan Sanat Müzesi’ne gitmiştik.

Biliyorum, işkenceymiş gibi geliyor kulağa. Yancy Akademisi’nin çoğu gezisi öyledir. Ama Bay Brunner, yani Latince öğretmenimiz düzenliyordu bu geziyi, o yüzden umutluydum. Bay Brunner, motorlu bir tekerlekli sandalyesi olan orta yaşlı bir adam. Saçları gittikçe seyrekleşiyor,sakalı çalı gibi, eprimiş tüvit ceketi her zaman kahve kokar. Aklınıza havalı bir adam olacağı gelmez ama sınıfta öyküler anlatır, şakalar yapar, oyunlar oynatır. Muhteşem bir Roma zırhları ve silahları koleksiyonuda olduğundan, dersinde uyumadığım tek öğretmendir.

Bu gezi idare eder diye ummuştum. En azından bir kereliğine başım belaya girmez diye ummuştum.Yanılmışım.

Dünya çapında milyonlarca okura ulaşmış ve artık çağdaş bir efsane haline gelmiş Percy Jackson ve Olimposlular serisinin yaratıcısı Rick Riordan, çizgi roman dünyasının en güçlü isimleriyle bir araya geliyor.Tanrılardan bile daha güçlü bir şeyin peşine düşen o unutulmaz karakterin, Percy Jackson’ın hikayesini bir kez daha okuyacaksınız.”

İsim, Şehir, Bitki - Yılmaz Özdil Kitabını pdf indir



Yılmaz Özdil’den yine vurucu, yine eğlenceli ve hep düşündürücü yazılar… Özdil, geçen yıl büyük ilgi gören ve satış rekorları kıran İsim, Şehir, Hayvan kitabından sonra yepyeni bir derlemeyle, İsim, Şehir Bitki ile okurlarının karşında.

Özdil, kısa, özlü, tatlı bir üslubun egemen olduğu sert vurguları ve yer yer alaycı, yer yer hüzün verici diliyle 19 Mayıs törenlerinin iptal edilmesinden ünlü dağcı ve AKUT kurucusu Nasuh Mahruki’nin vatan sevgisine, “Ak CHP” hükumetinin neler yapabileceğinden İmam Hatip’ler ve dindar gençlik tartışmalarına, 2020 Olimpiyatlar Türkiye’de düzenlense neler olabileceğinden “Ancelina Coli”nin Suriyeli mültecilerin kampını ziyaretine kadar değişik konulara kıvrak bir üslupla el atıyor.

Kitap’dan Kısa Alıntılar

Vapur hazır mı arkadaşlar?
İyisi mi ertele Kemal abi…
-Nasıl yani?
Güzel abim, yarın öbür gün çoluk çocuk üşür 19 Mayısta… Başka mevsimde kurtar memleketi.
Ağustos’u mu beklesek?
Çok sıcak olur be… Vıcık vıcık ter, üstüne soğuk gazoz mazoz, maazallah bademcikleri şişer.
Temmuz’da gidelim bari.
Canım abim, milli eğitim falan kurucan, okul filan, kışın ders, yazın tatil, Haziran’da karneyi kapan anında vınn, yazın olmaz bu iş yani.
Sömestrde gitsek…
Umre var, oraya gitçekler.
-Aralık’a çekelim…
-Kar yağar.
Ocak da soğuk…
Buz, buzz.

Kendi Everest’inize Tırmanın.
Nasuh Mahruki’nin kitabı bu.
“Herkes Everest’e tırmanamayabilir ama… Herkesin tırmanabileceği bir Everest’i vardır” diyor.

Cumhuriyet dediğin…
Nasuh’tur.

Sadece “bir kişi”nin “her şeyi” değiştirebileceğinin kanıtıdır o… Mustafa Kemal’in “Ey Türk gençliği” diye başladığı hitabeyi anlayan, kavrayan, gerçekleştirendir. Teslim olmayandır.

Hatırlayın…
Marmara depreminde sadece o ve bi avuç cesur arkadaşı vardı. Memleket acz içinde ağıt yakarken, adeta uzaylı gibi indiler hayatımıza, sakin, bilgili, mütevazı.

Van’da gördük, binlerce olmuşlar. Sahte vicdanlar oturduğu yerde dizini dövüyormuş rolü yaparken, elini değil, hayatını taşın altına sokup, gitti sanılan 187 can’ı geri getirdiler.

Koşmuş hemen gazeteci gazetesine, kaldırmış telefonu, AKP’yi aramış, vermiş gazı, vaziyet böyle böyle, “biçilmez kaftan” demiş. Hemen organizasyon ayarlanmış, kameralar mameralar mahalleye hücum, Başbakan’ın güzergâhı değiştirilmiş, 23 Nisan sabahı tesadüfen oradan geçiyormuş gibi yapılıp, zınk, minik kızın önünde durmuş makam aracı… İnmiş başbakan. Bagajdan oyuncak dağıtımının ardından, “a-aa bunlar ne böyle” demiş, minik kıza yaklaşarak, “günaydın güzel yavrum, bu minik kedilerin ismi ne bakayım” diye sormuş. Minik kız, haşırt diye, “birinin adı CHP, birinin adı MHP” demiş iyi mi!

Resmi heyetin gözüne biber gazı sıkılmış gibi olmuş… Üç-beş saniye sessizlikten sonra, bizim yalaka gazteci öne atılmış, “e hani AKP diyordun” diye hesap sormuş. Dedim ya, zamane çocukları aksi oluyor biraz, “o eskidendi” demiş… “Büyüdüler artık, gözleri açıldı!”

Mustafa Kemal için idam fermanı yazan Vahdettin’in Türkiye’den defolup gittiği gündür!

“Dersaadet işgal orduları başkumandanı General Harrington cenaplarına… İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devlet-i fahimanesine (yüce devletine) iltica ve bir an evvel naklimi taleb ederim efendim” diye dilekçe yazıp, hiç utanmadan, “halife-i müslimin” diye imzalayan Vahdettin’in, İngiliz işgal zırhlısının ambarına fare gibi saklanarak kaçtığı gündür!

Alenen…Vahdettin’i anıyorlar.

Hazır, alayınız Dolmabahçe Sarayı’nda toplanmışken… Mustafa Kemal’in son nefesini verdiği odada yapın bari töreninizi de, tam olsun…..

isim, Şehir, Bitki, Özdil’den düşündüren, hüzünlendiren, güldüren, sinirlendiren, hayranlık uyandırıcı bir dil ustalığına sahip yeni bir eser…

9 Ekim 2020 Cuma

Çok Yaşasın Ölüler - Cahit Irgat Kitabını Pdf İndir

 


Çok Yaşasın Ölüler kitabı Cahit Irgat‘ın, unutulmaz bir şairin ve tiyatro adamının hayatı…

Cahit Irgat‘ ın anılarından bir zaman yolculuğu. neyzen’ den nazım hikmet’ e, Orhan Veli’ den Sabahattin Ali’ ye kadar bir çok farklı yazar ve şairden bahsederken Türk tiyatrosunun ilk yıllarını yaşatıyor okuyucuya.

Arada bir. Ölüm zaten “eşiğim” derim. Seni ararım, onu ararım, gidenleri ararım. Cesedimi ararım eşiklerimde. Vururum kendimi içkiye, şiire. Tüm çocuklar gülmeli derim, tüm insanlar gülmeli derim, tüm ocaklar tütmeli derim. Ve seni düşünürüm. Sait’i düşünürüm, adaşım Cahit Sıtkı’yı düşünürüm.

Bu karnavalda kimler yok ki: Neyzen Tevfik, Orhan Veli, Hazım Körmükçü, Sabahattin Ali, Sait Faik, Reşat Nuri Güntekin, Mahmut Yesari, Nurullah Ataç, Raşit Rıza, Vala Nurettin, Ercüment Ekrem Talu, Peyami Safa, Halide Edip Adıvar, Naşit  Özcan, Suavi Tedü, Ferdi Tayfur, Orhan Boran, Cahit Sıtkı Tarancı, Asaf Halet Çelebi, Ahmet Kutsi Tecer, Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip, Hasan-Ali Yücel ve daha pek çok kişi…

“Seni asacağız, sonra ağlayacağız.” 

Böyle demez mi Cevat Memduh bana?

 Assan ne çıkar, ağlasan ne çıkar? 

Gözyaşından ne çıkar? 

Gözyaşı erkek işidir bazen. 

Ağlamak iki göz içindir.

Çok Yaşasın Ölüler yorumları

 Her okuldan kovuldum. Anarşist dediler kovdular. Nihilist dediler kovdular. Komünist dediler kovdular. Otuz bir yıldır aktörlük yapıyorum. Elimden lehimcilik gelmedi. Marangozluk gelmedi. Benim savaşım daha güçlü, daha düzenli, daha mutlu bir dünya yaratmak. Ama elli yıllık ömrü darlarda, zorlarda geçirdik. Ne olursa olsun, istediğim, dilediğim bir çizgide sürdürüyorum ömrümü. Savaşı bırakmadan, kavgadan kaçmadan.

Tiyatro ile şiiri, hayatının anlamı kılan Cahit Irgat, 1930’lardan 1960’lara uzanan sanat yaşamında tanıdığı sanhe, sanat, edebiyat ve meyhane dostlarını, 1968’de Akşam gazetesinden bir yazı dizisiyle anlatmıştı: “Çok Yaşasın Ölüler”.

Cahit Irgat Hakkında Bilgi

Cahit Irgat, hep eşitlikçi ve barıştan yana bir dünya özlemiyle sahneye çıktı, şiirler yazdı. 1940 karanlığında kalemiyle acı acı konuşmaktan çekinmedi. Devlet Konservatuarı’ndan İstanbul Şehir Tiyatroları’na, Küçük Sahne’den Dormen Tiyatrosu’na uzanan sahne yaşamından insanlar ve çağdaş Türk edebiyatının en seçkin ve en önemli kişilikleriyle geçirdiği yıllar…
Hayatın acılarına, tiyatro ile şiirin derin ve sonsuz gücüyle dayanan Irgat, bir bakıma bu sahne ve edebiyat adamları üzerinden kendi hayatını da anlatıyor. Çok Yaşasın Ölüler ilk kez kitap olarak yayımlanıyor.

Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı - Erich-Maria-Remarque Kitabını pdf indir

> aşamak Zamanı Ölmek Zamanı Erich Maria Remarque kaleme aldığı ve Ahmet Cemal çevirmenliğini yaptığı bir eserdir.

509 sayfa kaleme aldığı bir Bir asker, ikinci dünya harbinin kızıştığı zamanda yaşıyor. Ölüm zamanında. Propagandaların tüm kitleleri peşinden sürükleyen bir silah olarak kullanıldığı yıllarda. Bir patlama sonrası ile sonraki patlama süresi arasında, yaşadım diyebiliyor kurtulan. Ben yaşadım, ölümlerden geçerek. Yaşayarak ölmeye devam ediyorum, her gün ölüm kıyısında gezerek.

Remarque’nun kurmuş olduğu bu simge, vatani duygularla cepheye giden bir er.  Stalingrad’ı da gördü ve savaşı hiç sorgulamadı. Üstün ırkı… Alman faşizminin ötekileştirici politikalarını… savaş kızıştığı anda izin çıktı ere. Ertelenen sorgu, ‘simge’yi yepyeni bir forma dönüştürdü. Memleketi bıraktığı gibi bulacağını umarak dönüş yolunu tuttu..

Alman orduları, Doğu’dan geri çekilmeye başlamıştır. Çöküşün başlangıcıdır bu. Ama Graeber’in önünde, tam üç haftalık ve savaştan uzak bir hayat vardır.

Döndüğü kentin yıkıntıları, anasıyla babasını arayıp bulma çabaları ve sonunda bu umutsuzluk denizinin ortasında kurtarıcı bir ada gibi karşısına çıkacak sevgi ortamında geçecek üç hafta. Graeber ve Elisabeth, bu kısa zaman parçasını, bombardıman uçaklarının saldırılarından ve savaşın kentin her köşesinde boy gösteren yıkımlarından çalarak yaşayacaklardır. Ama ne ölçüde?

Remarque, bu dekor içinde, iki insanın umutlarından ve umarsızlıklarından oluşan bir sahne içinde Nazi Almanya’sının çok canlı, çok gerçekçi bir görünümünü vermektedir. Erich Maria Remarque, bilindiği gibi, Hitler yönetiminin yok etmeye çalıştığı bir ulu yazardır.

Kitaplarının alanlarda yakılması unutulmamıştır. Alman yurttaşlığından da atılan yazarın bütün suçu, tıpkı “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” ve “Dönüş Yolu”nda ve bu romanında da görüleceği gibi, yöneticilerin açtıkları savaşların suçunun bütün bir ulusa yüklenemeyeceğini açık açık söylemiş olmasıdır.

Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı İçeriği

İkinci Dünya Savaşı’nın son günleri… İnsanların ne olduğu, neden yapıldığı, sonunda ne kazanılacağı belirsiz bu savaşta yöneticilerin emri ile ailelerinden, çevrelerinden, sevdiklerinden koparılması ve sefalet eşliğinde oradan oraya savrulmalarının romanı bu.

İçine düştükleri bu sefil ortamda yalnızca çaresiz birer figüran olduklarını bilen, savaşın gidişatını etkileme şansı olmayan bu yığınların sadece biraz daha hayatta kalabilme uğruna çırpınışlarının eşliğinde iki gencecik insanın birbirine yaslanmasının, acıların üstünü sevgi ile örtmesinin ve yaşama tutunmaya çalışmasının romanı.

Başkalarının savaşında piyon olarak geçen bu hayatımızda bize pompalanan söylemlere inanıp insanlığımızı, empati kurmayı, birbirimize sevgimizi neden kaybetmemeliyiz, tekrar tekrar hatırlamak için

Zafer Abidesi - Erich Maria Remarque Kitabını PDF İndir



Zafer Abidesi kitabını Erich Maria Remarque 411 sayfa olarak kaleme almıştır.

Sürekli yakalanma ve sınır dışı edilme korkusu, gece karanlığı, geleceğe dair tükenen umutlar, amansız bir kovalamaca okura kadar sirayet ediyor.

Müellif, bu yeni romanında aşka­diğer eserlerinde olduğundan fazla yer vermiştir. Zafer Abidesi’nin sahifelerinde muharririn insaniyetçi fikirlerinin yanında talihsiz bir aşkın çok güzel tahlillerini de bulacaksınız. Zafer Abidesi, filme alınırken bu hususiyeti göz önünde tutulmuş ve eserin kadın kahramanı olan Joan, Ingrid Bergman tarafından temsil edilmiştir.

Ravic Nazi rejimin desteklemeyen başarılı bir Alman cerrahtır 2. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde, Paris’te yaşadığı kaçak hayatı anlatıyor. Görüşleri nedeniyle Almanya’nın kara listeye aldığı ve yoğun işkenceler sonrası bir toplama kampına tıkıldığı, kamptan kaçıp kendini saklayacak bir ülke bulmaya çalışır.

Zafer Abidesi kitabı indir

Almanya, kendi vatanı, onun için en büyük tehlikedir artık; gittiği diğer tüm ülkelerde de evrakları olmadığı için defalarca sınır dışı edilmiştir. Paris, büyük savaş öncesi son sığınağıdır. Defalarca yakalanıp sınır dışı edildiği, ama bir yolunu bulup tekrar girdiği bu şehirde yeteneksiz iki Fransız cerrah adına gizli ameliyatlar yaparak geçinirken hem geçmişinin kara gölgesinden kurtulmak, hem de fazla hayal kurmadan sadece gününü yaşamak ister.

Duygusal yükü çok yoğun ve tamamen insanı içine kapatır. Hayatın bazı gerçeklerini yansıtır, örneğin; bacağını kaybeden çocuğun düşündüğü ilk şey, annesi ile kendisinin hayatını iyileştirecek olan sigorta parası olması ya da uzun yıllar hayat kadını olarak çalışan birisinin, tüm birikimleri ile birlikte hayatının arzusunu gerçekleştirmek için hayalinin peşinden gidip; muhafazakar hayat sürmesi, rahatlık vermeyen intikam duygusu hissi..

Savaş kapıda olmasına rağmen romanda ana tema aşktır. Aşk burada güçsüz ve yabancılaşmış bireylerin totaliter rejimler altında yaşamak için buldukları yegane içsel güçtür.

Aşk olmadan geleceğe güvenle bakmak imkansızdır. Ravic için de aynı şey geçerlidir. Ancak yaklaşan savaş ve mülteci sorunundan dolayı bu aşk daha en baştan bitmeye mahkumdur.

Ravic in karşısına çıkan bir genç kadın, Joan, onun geçmişi ile yüzleşmesini ve hesaplaşmak için gerekli cesareti kazanmasını sağlar.
Remarque’ın bu romanı klasik bir “bestseller”, içinde tutku, aşk, heyecan, intikam var. Bu tarz kitapları sevenlere daha çok hitap edecektir.

Müellif, bu yeni romanında aşk a­ diğer eserlerinde olduğundan fazla yer vermiştir. Zafer Abidesi’nin sahifelerinde muharririn insaniyetçi fikirlerinin yanında talihsiz bir aşkın çok güzel tahlillerini de bulacaksınız. Zafer Abidesi, filme alınırken bu hususiyeti göz önünde tutulmuş ve eserin kadın kahramanı olan Joan, Ingrid Bergman tarafından temsil edilmiştir.

Kimlik Mekanları pdf indir



Kimlik Mekanları (Küresel Medya Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar), Ulusal ve budunsal kimlikler, ulus ötesi şirketlerin damgasını taşıyan küresel kapitalizm, bölgesel hegemonya mücadeleleri, mikro milliyetçilik, ırkçılık ve bunların hem iktisadi hem de simgesel tepişme uzamlarının en başında gelen yeni iletişim teknolojileri.

Yaşadığımız kaosun ilk belirtileri, 70’li yıllarda, nicelleşme ve metalaşmanın karakterize ettiği modern kültürün derinliklerinden beslenerek Batı Avrupa’daki politik sistemlerde “meşruluk krizi”ne dönüşmüştü. Tarihin tuhaf bir ironisiyle, tam Batı Avrupa entellektüel dünyası bu krizle baş etmenin yollarını ararken, Doğu Bloku içi geçmiş temsili demokrasinin ve meta dünyasının vaatleri peşinde koşan kitleler tarafından berdava edilince, önceleri pek kulak asmadığımız ne kadar sorun varsa hepsi birbirinin peşi sıra sökün etti:

Avrupa kültüründe temel bir sorun olduğunu, kendi olumluluğunu Avrupalı olmayanın olumsuzluğuna dayandırarak kendi kendisiyle özdeşleşmesinin narsist bir kimliğe dönüştüğünü ve artık kendini yeniden inşa etmek için geri çekilmeye başladığını söyleyerek şöylesi soruların peşine düşüyorlar:

  1. Demir Perde’nin eşanlı olarak böldüğü ve birleştirdiği Avrupa’nın coğrafi sınırları böyle net sınırların olmadığı bir ortamda nerede başlayıp nerede bitecektir?
  2. Bir yandan kitle iletişim araçları yoluyla Avrupalılık bilinci yeşertilmeye çalışırken öbür yandan sınır tanımayan iletişim biçimlerinden aldığı destekle Avrupayı hiçleyen Amerikanlaşma tehlikesi nasıl bertaraf edilecektir?
  3. Beyaz adamın sihri olan teknolojiyi eline geçirerek Batı’ya karşı yarma harekatına girişen dünün modern öncesi ve ilkel Doğu’sunda yer alan sarı adamlar yerleşik uluslararası iktidar hiyerarşisinde nereye oturtulacaktır?
  4. Avrupa’nın belki 1492’den itibaren netleştirdiği ve o tarihten bu yana dünyanın her yanına ihraç ettiği kozmopolit evrenselcilik ile dar görüşlü ve taşralı bölgecilik arasında halat çekme oyununda artan gerilimlerin üzerine boşaltılacağı yeni şeytan adayları (İslam, Doğu, Japonya, Amerika) bu oyunu boşa çıkarmak için hangi imkanlara sahiptir ve hangi ihtimallere oynayabilirler?…

Bir ülkenin “büyük rüya”lar görmeyi çok sevmesine rağmen sonunda, kendi, “iç düşman” larıyla ve sınır komşularıyla baş başa kalmasının nedenlerini biraz da kültür ve simge dünyasının sunduğu teorik ve politik kerterizden incelemek gerektiğini düşünüyorsanız, bu kitapta aradığınızdan daha fazlasını bulacağınıza emin olabilirsiniz.

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)