Kaçaklar,
kasabanın loş ışıkları altında karşı karşıya geldikleri bu adamların gözlerinde
yalnızca tehdit değil, geçmişin yankılarını da gördüler.
Hasan
yumruklarını sıkarken gözlerini lider adama dikti. "Bu iş burada
bitecek."
Ayşe,
nefesini tutarak sessizce fısıldadı. "Bizimle ne istiyorsunuz?"
Yusuf
kaşlarını çatarak öne adım attı. "Bu anlaşma neden hâlâ peşimizde?"
Zeynep derin
bir nefes aldı. "Geçmişten kaçmak bazen onu anlamaktan daha zor
olabilir."
Adam hafifçe
başını salladı. "Siz geçmişinizle yüzleşmeye hazır mısınız?"
Kasabanın
arka sokaklarında yankılanan sessizlik artık sona ermişti. Kaçaklar, adamların
gerçek kimliklerini ve asıl niyetlerini öğrenmek için zor bir karar vermek
zorundaydılar.
Hasan
gözlerini lider adama dikti. "Berdel... Ne hakkında konuşuyorsun?"
Ayşe
kaşlarını çatarak düşündü. "Geçmişten kaçtık. Ama bizi hâlâ takip
ediyor."
Yusuf bir
adım ileri atarak adamı sorguladı. "Bu anlaşma kim tarafından yapıldı?"
Zeynep
başını eğerek gözlerini kaçaklara çevirdi. "Eğer bunu çözmezsek, geçmişin
yükü bizimle kalacak."
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı borçlar, onları unuttuğunuzda bile tahsil edilmek zorunda
kalır."
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Bu iş burada bitmeyecekti.
Hasan
yumruklarını sıkarak konuştu. "Bu anlaşma bizi ilgilendirmiyor.
Geçmişi biz
taşıyamayız."
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Ama bu adamlar kolayca vazgeçmeyecekler."
Yusuf bir
adım öne çıkarak gözlerini kaçaklara dikti. "Bunu burada çözeceğiz.
Eğer
çözemezsek, özgür değiliz."
Zeynep
kaşlarını çatarak düşündü. "Bize tam olarak ne yapmamızı
istiyorsunuz?"
Adam başını
hafifçe eğdi. "Siz zaten ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz."
Kaçaklar,
lider adamın sözleri karşısında donup kaldılar. Bu iş
düşündüklerinden
çok daha derin bir geçmişe sahipti.
Hasan
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Buradan hemen çıkmalıyız!"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Ama kaçmak yeterli mi? Gerçekleri öğrenmezsek, özgür
olabilir miyiz?"
Yusuf bir
adım attı. "Burada kalıp bu adamlarla konuşmalıyız. Yoksa her zaman
peşimizde olacaklar."
Zeynep
gözlerini lider adama çevirdi. "Eğer geçmiş bizi böyle takip ediyorsa, demek
ki hâlâ tamamlanmamış şeyler var."
Adam hafifçe
başını eğdi. "Bazı borçlar, onları unuttuğunuzda bile var
olmaya devam
eder."
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Bu iş yalnızca geçmişin gölgesinden ibaret değildi.
Hasan
yumruklarını sıkarak konuştu. "Ne borcu? Bize tam olarak ne
anlatıyorsunuz?"
Ayşe
sessizce düşündü. "Belki de kaçmak yerine onları dinlemeliyiz."
Yusuf
gözlerini lider adama dikti. "Bizi buraya kadar takip ettiğinize göre, anlatacaklarınız
olmalı."
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini adamlara dikti. "Ama bizim geçmişimizi nereden
biliyorsunuz?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Biz, geçmişin hafızasını saklayanlarız."
Kaçaklar
artık sadece mücadele etmek değil, gerçekleri öğrenmek
zorundaydılar.
Hasan
gözlerini kaçaklara dikti. "Burada kalıp her şeyi öğrenmeliyiz."
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer geçmiş bizi hâlâ çağırıyorsa, onu anlamamız gerekiyor."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Ama gerçekler her zaman özgürlüğe
götürmez."
Zeynep
gözlerini adamlara çevirdi. "Söyleyin, bizden tam olarak ne
istiyorsunuz?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Geçmiş tamamlanmalı."
Adamlar bir
an sessiz kaldılar. Kaçakların gözlerinde korkuyu değil,
kararlılığı
gördüler.
Hasan
yumruklarını sıkarken gözlerini lider adama dikti. "Bize gerçekleri anlat.
Kaçmaya çalışmıyoruz."
Ayşe
kaşlarını çatarak sessizce fısıldadı. "Bu anlaşma bizimle nasıl
bağlantılı?"
Yusuf bir
adım öne çıkarak sert bir ifadeyle konuştu. "Bizi takip etmenizin sebebi
ne?"
Zeynep
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Berdel mi? Yoksa bundan daha fazlası mı?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Siz sadece kaçak değilsiniz. Siz yarım kalmış bir kaderin
sahiplerisiniz."
Kaçaklar
içlerinde bir huzursuzluk hissettiler. Bu adamlar sadece geçmişin izlerini
takip etmiyordu; onlar bir amaç uğruna buradaydı.
Hasan
kaşlarını çatarak konuştu. "Bu kaderi bize kim bıraktı?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer geçmiş bize aitse, biz onun dışına
çıkamayacak
mıyız?"
Yusuf
gözlerini lider adama dikti. "Bize açık konuş. Buraya gelmemizin
sebebi
ne?"
Zeynep
kaşlarını çatarak düşündü. "Bizi burada durduran şey bir borç mu,
yoksa eski
bir anlaşma mı?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Siz sadece bu hikâyeye doğrudan dahil olmadınız.
Siz onun
özüsünüz."
Kaçaklar
gerçeğin daha büyük olduğunu hissetmeye başladılar. Bu artık yalnızca kaçış
değil, geçmişin kendisiyle yüzleşme meselesiydi.
Hasan
yumruklarını sıkarak sessizce konuştu. "Ne yapmamız gerekiyor?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Eğer buraya kadar geldiysek, bunu
çözmeliyiz."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Ama gerçekleri öğrenmek yeterli mi?
Özgür olmak
için ne yapmalıyız?"
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini adamlara dikti. "Bu kaderi kabul etmek mi zorundayız?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı hikâyeler sadece anlatıldığında
tamamlanır."
Kaçaklar
artık kaçmanın bir çözüm olmadığını biliyorlardı. Bu adamlar sadece onları
yakalamaya çalışmıyordu; onlar bir amacın peşindeydiler.
Hasan
gözlerini lider adama dikti. "Berdel... Bu sözleşme neden bizi takip ediyor?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer geçmiş tamamlanmadan özgür
olamayacaksak,
bize tüm gerçekleri anlatın."
Yusuf bir
adım öne çıkarak sert bir ifadeyle konuştu. "Kimler bu işin içinde?"
Zeynep
kaşlarını çatarak düşündü. "Bu borç dedikleri şey yalnızca bir
anlaşma mı,
yoksa kaderimiz mi?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Siz sadece bir anlaşmanın parçası değilsiniz.
Siz onun
mirasçılarısınız."
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Gerçeklerin ağırlığını artık daha net
hissediyorlardı.
Hasan
yumruklarını sıkarak konuştu. "Bu iş burada bitmeyecek, değil mi?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Ama özgür olmak için bunu çözmeliyiz."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Bu anlaşmayı kim yaptı?"
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini adamlara dikti. "Biz mi bu geçmişi sona erdireceğiz?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Bazı hikâyeler ancak tamamlandığında özgürleşir."
Adamlar
geçmişin izlerini anlatmaya başladıkça, kaçaklar aslında bu hikâyenin başından
beri içinde olduklarını fark ettiler.
Hasan
gözlerini lider adama dikti. "Bu işi bitirmenin bir yolu var mı?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer geçmişi sona erdirmek bizim elimizdeyse, bunu
yapmalıyız."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Ama özgürlük, geçmişin sınırlarını aşmak mı?
Yoksa onu kabul etmek mi?"
Zeynep
başını eğerek gözlerini kaçaklara çevirdi. "Bazı borçlar, sadece onları kabul
ettiğinizde sona erer."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bakalım bunu başarabilecek misiniz?"
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Bu mesele yalnızca geçmişin gölgesinde
şekillenmiyordu,
aynı zamanda kaderlerinin tam ortasındaydı.
Hasan
gözlerini lider adama dikti. "Bu hikâyenin başından beri içinde
olduğumuzu
mu söylüyorsunuz?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer bu kader bizimse, neden bizden kaçmamızı bekliyorlar?"
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Bize geçmişimizi anlatın. Bizim için ne ifade
ettiğini bilmemiz lazım."
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini adamlara dikti. "Eğer bu mesele yalnızca bir
anlaşmadan ibaret değilse, gerçekte neyle karşı karşıyayız?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı kaderler kaçınılmazdır. Ama bazıları, onu değiştirme
cesareti olanlara aittir."
Adamlar
yavaşça geçmişin detaylarını anlatmaya başladılar. Kaçaklar bu hikâyenin içinde
olduklarını düşünürken, gerçekte bunun yıllar önce başlamış bir mesele olduğunu
fark ettiler.
Hasan
yumruklarını sıkarak konuştu. "Bu işin içinde başka kimler var?"
Ayşe
kaşlarını çatarak sessizce düşündü. "Geçmiş bizim kaderimizi
şekillendirdi
mi?"
Yusuf bir
adım öne çıkarak gözlerini adamlara dikti. "Gerçekleri bilmemiz gerekiyor.
Yoksa asla özgür olamayacağız."
Zeynep
başını eğerek kaçaklara baktı. "Ama geçmiş sadece bir gölge mi?
Yoksa onunla
yüzleşmek mi zorundayız?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Bazı hikâyeler yalnızca anlatıldığında tamamlanır."
Kaçaklar
gerçeğin yükünü taşıdıkça, içlerinde beliren his artık yalnızca korku değildi.
Bu, sadece bir anlaşma değil; bu, onların yaşamlarının yönünü belirleyen bir
düğümdü.
Hasan
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Bu iş burada bitmeli!"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Ama gerçekte neler olduğunu bilmeden hareket edemeyiz."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Bu anlaşma sadece bir söz değil. Bu, bizi takip
eden bir miras."
Zeynep
gözlerini adamlara dikti. "Özgür olmak için, geçmişin zincirlerini kırmalıyız!"
Adam hafifçe
başını salladı. "Bakalım bunu başarabilecek misiniz?"
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Bu adamlarla yüzleşmek yalnızca bir karar değildi, aynı
zamanda bir dönüm noktasıydı.
Hasan
gözlerini lider adama dikti. "Bizim seçimimizi sorgulamayın. Özgür olmayı
kendimiz seçtik."
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Geçmiş tamamlanmalı, ama onun kölesi olmak zorunda
değiliz."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Gerçekler yalnızca onları kabul
ettiğimizde
özgürleştirir."
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini adamlara dikti. "Bizi bu geçmişe bağlayan şey
artık bizim kaderimiz değil."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yollar, yalnızca onları yürümeye cesaret edenler
içindir."
Kaçaklar
kararlarını vermişti. Geçmişi geride bırakmaya hazırdılar. Ama
önce son bir
adım atmaları gerekiyordu.
Hasan
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Bu, son mücadelemiz olacak."
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer buradan çıkarsak, geçmiş artık bizi geri
getiremeyecek."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Özgürlüğü kazanmak sadece kaçmak
değil. Onu
hak etmek."
Zeynep
başını eğerek gözlerini adamlara çevirdi. "Son bir soru: Bizim
kaybolmamızı
mı istiyorsunuz, yoksa gerçekten bizi özgür bırakacak
mısınız?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Bazı savaşlar yalnızca kazananın kim olduğunu
belirlediğinde
biter."
Kaçaklar son
adımlarını atarken, arkalarındaki geçmişin gölgelerinden
sıyrılıyorlardı.
Hasan
kaşlarını çatarak kaçaklara seslendi. "Hazır mısınız?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Her zaman hazır olmak zorundayız."
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Bu, artık bizim hikâyemiz."
Zeynep
başını kaldırarak kaçaklara baktı. "Ve bu hikâye özgürlükle
sonlanmalı."
Adam hafifçe
başını eğdi. "Bazı sonlar, yalnızca onları kabul ettiğinizde
gerçek
olur."
Kaçaklar
artık yalnızca geçmişten kaçmıyor; onlar kendi kaderlerini
belirlemeye
karar verdiler.
Kaçaklar
artık seçimlerini yapmıştı. Geçmişi yalnızca kabul etmek değil, onun ağırlığını
geride bırakmak zorundaydılar.
Hasan
gözlerini kaçaklara dikti. "Şimdi gitme zamanı."
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Geçmiş bizi buraya getirdi ama gelecek bizim ellerimizde."
Yusuf
kaşlarını çatarak düşündü. "Özgürlük sadece kaçmak değil, onu hak etmek."
Zeynep
başını kaldırarak gözlerini uzaklara dikti. "Biz artık sadece kaçak değiliz.
Biz kendi kaderimizi yazanlarız."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yolculuklar yalnızca gerçek özgürlüğü hissettiğinizde
sona erer."
Kaçaklar,
kasabanın loş ışıklarının altında son bir kez duraksadılar. Burası onların
geçmişiydi, ama artık yollarına devam etmek zorundaydılar.
Hasan
gözlerini ufka dikti. "Artık hiçbir şey bizi geri getiremeyecek."
Ayşe,
özgürlüğün anlamını hissederek gülümsedi. "Bizi biz yapan şey
geçmişimiz
değil, geleceğimiz."
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Ve şimdi yeni bir hayat başlıyor."
Zeynep,
gözlerini kaçaklara çevirdi ve hafifçe fısıldadı. "Bizi hatırlayanlar olacak.
Ama biz artık özgürüz."
Adam hafifçe
başını salladı. "Özgürlük bazen yürümeye devam etmektir."
Kaçaklar
birbirlerine son kez baktılar, ardından geçmişi geride bırakarak yeni bir
hayata doğru yürüdüler.
Ve böylece
onların hikâyesi sona erdi. Ama bu yalnızca bir son değil, aynı zamanda gerçek
bir başlangıçtı.
Kaçaklar
geçmişlerinden kurtuldular ve kendilerini yeniden yaratma fırsatı buldular.
Onların hikâyesi, özgürlüğün yalnızca dış dünyada değil, insanın kendi içinde
kazanıldığını gösterdi.
Özgürlük
bazen kaçış değildir. Özgürlük, kendi kaderinizi yazma cesaretidir.
SON …………………
📖 Hikayeye Devam Et
Berdel: Sonsuz Dönüşüm adlı romanımızın 9. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder