Bu Blogda Ara

Translate

20 Mayıs 2025 Salı

Dağlarda Yalnız Bir Asker PDF Fiyatı : 120 Tl

 




Dağlarda Yalnız Bir Asker

 

 

Bölüm 1: Sessiz Dağlar

Güneydoğu'nun sarp dağlarında, sessizlik bazen bir çığlık kadar gürültülüydü. Teğmen Aras, bu sessizliğin içinde yalnız bir asker olarak görev yapıyordu. Birlikten ayrılmış, teröristlerin izini sürmek için dağların derinliklerine inmişti. Ancak bu yalnızlık, sadece fiziksel değil, ruhsal bir yalnızlıktı. Aras, geçmişte yaşadığı kayıpların ve verdiği kararların ağırlığını her adımda hissediyordu.

Bir gece, kamp kurduğu yerde, ateşin başında otururken, geçmişin hayaletleri onu ziyaret etti. Arkadaşlarının yüzleri, kaybettiği masum insanların çığlıkları, verdiği yemin... Hepsi bir araya gelerek zihninde bir savaş başlatıyordu. Ama bu savaş, dışarıdaki düşmanlardan daha zordu. Çünkü bu savaş, onun kendi içinde verdiği bir savaştı.

Gecenin karanlığı, dağların zirvesine ağır bir örtü gibi çökmüştü. Aras, kamp ateşinin soluk ışığında tüfeğini temizlerken, etrafındaki sessizliği dinliyordu. Bu sessizlik, savaşın öncesindeki kısa huzur gibi görünse de, içinde fırtınalar kopmasına neden oluyordu.

>

Birkaç kilometre ötedeki vadide, istihbarat raporlarına göre düşman hareketliliği vardı. Bölüğüyle birlikte burada pusuya yatması gerekiyordu, ama şu an yalnızdı. Görev, ona keşif yapmasını ve bölüğe detayları iletmesini emretmişti. Dağlarda tek başına olmak tehlikeliydi, ancak Aras için en büyük tehlike artık düşmanlar değil, içindeki sorgulamalardı.

Aniden, rüzgârın yönü değişti. Yapraklar hışırtıyla birbirine sürtündü, ardından ince bir çakıl sesi duyuldu. Aras anında yerinden doğruldu, elini silahının tetik bölümüne götürdü. Gözlerini karanlığa dikti. Bir anlığına, dağların yalnız olmadığını hissetti.

Gözleri yavaşça çevresini tararken, uzaklardan gelen boğuk bir ses duyuldu. Radyosunu açtı, parazitin arasından gelen kelimeler netleşti: "Aras, pozisyonunu koru. Düşman birliği hareket halinde. İrtibatı kesme."

Aras, bir an için radyo sinyalinin uğultusunu dinledi. İçinde, daha önce hissettiği yalnızlık yerini teyakkuz haline bıraktı. Şimdi yalnız olabilirdi, ama bu gece kararlarının bedelini yalnız ödemeyecekti. Silahını kavradı ve ormanın derinliklerine doğru ilerledi.

Savaş yaklaşıyordu.

Ay ışığı dağın zirvesini sararken, Aras tetikte bekliyordu. Gecenin içindeki sessizlik, kısa süre önce etkisiz hale getirdiği düşmanın yerini belli etmişti. Kamp alanında başlayan hareketlilik, artık kaçınılmaz bir çatışmanın habercisiydi.

Düşmanlar hızla mevzilere dağılıyor, ışıkları söndürerek gölgelerin ardına saklanıyordu. Aras, yerini değiştirmek zorundaydı. Yavaşça geri çekildi, dağın kenarındaki dar bir patikaya yöneldi. Bu bölgeyi iyi biliyordu; burada saklanabilir ve durumu değerlendirebilirdi.

Telsizini yeniden açtı, sesi kısarak konuştu: "Düşman alarma geçti. Sayı artabilir. Destek ne kadar sürede ulaşır?"

Parazit arasından gelen cevap netti: "On beş dakika. Konumunu koru."

On beş dakika… Aras, dişlerini sıktı. Dağların ortasında, düşman hattının bu kadar yakınında tek başına olmak ölümle burun buruna gelmek demekti. Ama kaçmayacaktı. Burada olmak, yeminine sadık kalmak anlamına geliyordu.

Aras, kayalık bir alanın ardına gizlenerek durumu gözlemledi. Düşman kampında bir grup asker hızla silahlanıyordu. İçlerinden biri emirler yağdırırken, diğerleri pozisyonlarını güçlendiriyordu. Eğer burada uzun süre kalırsa, sıkışıp kalacaktı.

Tam bu sırada, yakınlardan gelen ayak seslerini duydu. Birileri dikkatlice onun bulunduğu bölgeyi tarıyordu. Aras, nefesini kontrol altında tutarak silahını sıkıca kavradı. Eğer biri çok yaklaşırsa, sessizce etkisiz hale getirmesi gerekecekti.

Karanlığın içinden bir siluet belirdi. Ay ışığı, adamın yüzünü kısmen aydınlattı. Aras, harekete geçmeden önce saniyeler içinde karar vermek zorundaydı: Sessizce bekleyip destek ekibini mi bekleyecekti, yoksa şimdi saldırıp avantaj mı sağlayacaktı?

Gece uzundu, ama zaman hızla tükeniyordu.

Aras, savaşın son anlarında, dağların zirvesinden ufka doğru baktı. Kamp temizlenmiş, düşmanlar etkisiz hale getirilmişti. Ama içinde bir şeylerin henüz tamamlanmadığını hissediyordu. Gökyüzünde beliren ilk ışık huzmeleri, ona yeni bir günün başlangıcını hatırlattı.

Gece boyunca süren mücadelenin ardından, Aras kendini daha da ağır bir yük altında hissediyordu. Silahını sırtına yerleştirip telsizden gelen sesi dinledi. "Görev tamamlandı. Birlik dönüşe hazırlanıyor."

Ama Aras, geri dönmeye hazır değildi. İçinde, buradaki sessizlikle daha uzun süre kalması gerektiğini biliyordu. Çünkü bu dağlar, ona sadece savaşın ağırlığını değil, kendi içinde taşıdığı gölgeleri de hatırlatıyordu.

Sert bir rüzgâr yükseldi, Aras gözlerini kapatarak nefes aldı. Bir karar vermesi gerekiyordu: Gerçekten savaşın sona erdiğini kabul edip geri mi dönecekti, yoksa bu dağlarda kendi savaşını sürdürmeye devam mı edecekti?

Telsizden gelen ikinci çağrıyı duymazdan geldi. Önünde uzanan sonsuz dağ silsilesine bakarak, sessizliğin içinde kayboldu.

 

 

Bölüm 2: Gölgeyle Yüzleşme

Dağların eteklerinde, bir köy uyanıyordu. Sabahın ilk ışıkları, yıkık evlerin taş duvarlarına dokunduğunda, savaşın izleri hâlâ tazeydi. Aras, buraya kendi isteğiyle gelmemişti. Emir gelmişti: Bir araştırma ekibine eşlik edecekti.

Ancak köyde ilerledikçe, burada yalnızca düşman izlerinin olmadığını fark etti. Çocukların korkulu gözleri, yaşlıların sessiz bakışları, her şey ona savaşın gerçek yüzünü hatırlatıyordu. Sadece kılıçların çarpışması değil, insanların umutlarının da burada kaybolduğunu hissediyordu.

Bir evin kapısında durdu, içeriye göz attı. O an, zihninde bir şeyler canlandı. Bir yüz, bir anı… Ama bu, geçmişten gelen bir görüntü müydü, yoksa bu savaşın ona bıraktığı bir hayalet miydi?

 

Aras, sessiz adımlarla dağın yamacındaki dar geçitten ilerlerken, çevresini dikkatle gözlemliyordu. Ay ışığı kayalıkların üzerinden süzülerek yere düşüyor, gölgeler Aras’ın hareketleriyle şekil değiştiriyordu. Nefesini kontrol altında tutarak, ilerideki düzlüğe ulaştığında durdu ve diz çökerek bölgedeki hareketliliği izlemeye başladı.

Vadinin aşağısında, kamp ateşinin etrafında toplanmış birkaç siluet gördü. Düşman birliği, geceyi burada geçirmeye karar vermişti. Sayıları az görünüyordu ama bu, ihtiyatı elden bırakacağı anlamına gelmiyordu. Aras, telsizini açarak kısık sesle bildirimde bulundu:

"On iki kişi. İki nöbetçi. Kamp ateşi etrafında. Konumu belirledim, harekât için emir bekliyorum."

Cevap kısa sürede geldi: "Pozisyonunu koru, destek birliği yolda. Temas kurma."

Ancak Aras’ın içgüdüleri ona farklı bir şey söylüyordu. Kampın hemen dışında bir hareket hissetti. Otların arasından sürünerek konumunu değiştirdi ve ilerlediği noktada taze ayak izlerini fark etti. Birileri devriye geziyordu. Şimdi dikkatli olmalıydı.

Tam yer değiştirecekken, arkasında kuru bir dal kırıldı. Gözleri anında karanlığa döndü, parmakları silahının tetiğinde hazır bekliyordu. Sessizlik ağırlaştı.

Bir gölge hızla üzerine geldi. Aras, anında refleks göstererek saldırıyı savuşturdu ve karşısındaki düşmanın bileğine sert bir hamle yaptı. Adam acıyla geri çekildi ama saldırmaktan vazgeçmedi. Aras, çevresini kontrol edip diğerlerini alarma geçirmeden bu mücadeleyi bitirmek zorunda olduğunu biliyordu.

Aralarındaki kısa ama ölümcül sessizlik, hızla bozuldu. Aras, güçlü bir hamleyle adamı yere yatırdı ve boğazına silahının namlusunu dayadı. Kendi nefesini bile duyamıyordu. Bir saniye bile kaybetmeden, düşmanın ağzını kapattı ve etkisiz hale getirdi.

Fakat bu kısa çatışma, kamptaki diğer düşmanları alarma geçirmişti. Aniden yükselen bağırışlarla birlikte kamp hareketlenmeye başladı. Aras, telsizine hızlıca haber verdi: "Temas kuruldu! Düşman hareket halinde!"

Destek birlikleri ulaşana kadar buradan sağ çıkmak zorundaydı. Gece, artık sadece bir örtü değil, ölüm kalım savaşının zeminiydi.

Köyün dar sokaklarında ilerlerken, Aras her adımda geçmişin ağırlığını hissediyordu. Duvardaki kurşun izleri, yıkılmış evler, savaşın dokunduğu her şey burada iz bırakmıştı. Ama en çok insanların gözlerindeki sessiz korku canını yakıyordu.

Küçük bir çocuk, kapı aralığından ona baktı. Gözlerinde ne nefret ne de umut vardı—sadece sessizlik. Aras duraksadı, ama bir şey söyleyemedi. Belki de çocuk için bir kelimenin bile anlamı yoktu artık. Savaş, onun dünyasını çoktan yutmuştu.

Birlik, köyde istihbarat toplamak için ilerlemeye devam ederken, Aras içgüdüleriyle başka bir noktaya yöneldi. Enkaz halindeki eski bir evin kapısından içeri adım attığında, içeride yanmış eşyaların kokusu onu karşıladı. Burası bir zamanlar yaşam doluydu, şimdi ise sadece sessizliğin hüküm sürdüğü bir gölgeydi.

Tavanda asılı kalan bir askeri paltoyu gördüğünde, kalbi hızla attı. Yavaşça ona doğru ilerledi. Dokunduğu anda, zihninde geçmişten bir anı canlandı—aynı paltodan birine ait olduğunu hatırlıyordu. Ama kim?

Bir anda dışarıdan gelen bir bağırış, Aras’ı gerçeğe döndürdü. Köyün dışındaki tepede devriye gezen askerlerden biri hareketlilik tespit etmişti. Düşman hâlâ buradaydı.

Telsizden gelen ses sert ve netti: "Pozisyon alın. Temas yakın!"

Aras, derin bir nefes alarak silahını kavradı. Bu an, onun geçmişle yüzleşmekten kaçamayacağını bir kez daha hatırlatıyordu. Ama önce, hayatta kalmalıydı.

Köyün etrafına ağır bir sessizlik çökmüştü. Aras, silahını sıkıca kavrarken nefesini düzenlemeye çalıştı. Dışarıda, tepede devriye gezen askerler hareketlilik tespit etmişti. Bu, sessizliğin kısa sürede bozulacağı anlamına geliyordu.

Telsizden gelen ses netti: "Tüm birliklere! Düşman unsurlar köyün doğusunda ilerliyor. Pozisyon alın!"

Aras, bir an duraksadı. İçindeki savaş, dışarıdaki savaş kadar şiddetliydi. Birkaç saat önce köyün içindeki sessiz gözlerle karşılaşmış, savaşın gerçek yüzünü görmüştü. Ancak şimdi, düşünme zamanı değildi.

Hızla enkaz halindeki evden çıktı, duvarın arkasında mevzilendi. Gözlerini karanlığa dikerek çevresini taradı. Birkaç siluet, yıkıntıların ardında belirmişti. Düşmanlar yaklaşırken, içeride saklanmak artık bir seçenek değildi.

Birlikten gelen emirle birlikte ilk mermiler gecenin karanlığını yırttı. Aras, hızla pozisyonunu değiştirdi, ateş hattına girmeden çevresini koruyarak ilerledi. Silah sesi yankılanıyor, toprak ve taş parçaları havaya uçuşuyordu.

Bir an için, zihni geçmişe döndü. İlk çatışmasını hatırladı—o an duyduğu korku, bu gece kadar yakıcıydı. Ama artık korku ona engel olmuyordu. Düşman ilerliyordu ve bu köyde bir kez daha savaşın kaçınılmaz olduğunu anlamıştı.

Tam bu sırada, yanındaki askerlerden biri vuruldu. Aras hızla ona doğru ilerleyip sürükledi, güvenli bir bölgeye taşıdı. Yaralı asker soluk soluğa ona baktı. “Komutan… buradan sağ çıkacağız, değil mi?”

Aras gözlerini yere dikti. Bir saniye bile tereddüt etmemeliydi. “Çıkacağız. Söz veriyorum.”

Ancak gerçek, her zaman sözlerden daha sertti.

Gökyüzü, patlayan mermilerin ışığında kısa süreliğine aydınlanıyordu. Aras, silahını sıkıca kavrayarak düşman hatlarını taradı. Köyün içinde yankılanan çığlıklar, sadece silahlardan değil, korkunun ve belirsizliğin de sesi olmuştu.

Çevresine baktığında, Akıncı birliklerinin mevzilerini güçlendirdiğini gördü. Ancak düşman, geceyi kendi avantajına kullanıyordu. Karanlığın içinden hızla hareket eden figürler, bir gölge gibi kayaların arasına sığınıyordu. Aras, kontrolü kaybetmemek için telsizini açtı:

"Düşman hatları daralmış durumda. Çevreyi sıkı tarayın, kaçış hatlarına dikkat edin!"

Telsizden gelen cızırtının ardından cevap gecikmeden geldi: "Anlaşıldı. Düşman doğuya ilerliyor. Keskin nişancılar konum aldı!"

Aras, bir an duraksadı. Doğu hattı, köyün en savunmasız bölgesiydi. Eğer düşman oradan kaçmaya çalışırsa, bu sadece geri çekilmekle ilgili olmazdı—sonraki saldırının başlangıcı da buradan gelebilirdi.

Tam bu sırada, yanındaki devrilmiş taş duvarın arkasından bir hareket hissetti. İçgüdüleri ona hemen harekete geçmesini söyledi. Silahını yöneltirken, düşmanın gölgelerden sıyrılıp ona doğru hamle yaptığını fark etti.

Zaman daralmıştı.

Aras, hızla yere kapandı, kendini sağ tarafa atarak saldırıyı savuşturdu. Düşman ona yeni bir hamle yaparken, Aras silahını kaldırdı ve tetiğe bastı. Ateşlenen mermi, düşmanın omzuna isabet etti ve adam acıyla yere düştü. Ancak savaş bitmek üzere değildi.

Köyün doğusundan yükselen başka silah sesleri, çatışmanın daha da şiddetlenmek üzere olduğunu haber veriyordu. Aras, telsizini yeniden açarak bağırdı: "Doğu hattına destek lazım! Düşman sıkışıyor, kaçış yolu oluşturuyorlar!"

Birlikten gelen yanıt netti: "Hemen ilerliyoruz! Beklemede kal!"

Aras, gözlerini karanlığa dikti. Bu savaş, sadece gecenin içinde kaybolan figürlerle değil, kendi içindeki gölgelerle de devam ediyordu.

Silah sesleri, gecenin içinde yankılanmaya devam ediyordu. Aras, düşmanın kaçış yollarını engellemek için pozisyonunu değiştirdi. Köyün doğusunda yoğunlaşan çatışmalara destek vererek ilerledi. Tüm birlik, koordineli bir şekilde düşmanı sıkıştırıyordu.

Bir an için, gökyüzüne baktı. Savaşın ortasında zaman durmuş gibi hissediyordu. Ancak bir saniyelik dikkat dağınıklığı bile ölümcül olabilirdi. Silahını kaldırarak son kalan direnişçileri etkisiz hale getirdi. Çatışma sona yaklaşıyordu.

Telsizden gelen son emir kesin ve netti: "Temas sona erdi. Bölge temiz."

Aras, omuzlarını gevşetti. Birliklerin hareketlenmesiyle birlikte köyde yeniden sessizlik hâkim olmaya başladı. Ancak bu sessizlik, zaferin değil, savaşın gerçek yüzünün sessizliğiydi. Köyde gördüğü o bakışlar, kaybedilen hayatlar, geride bırakılan hatıralar…

Silahını sırtına yerleştirip köy meydanına doğru yürüdü. Burada sadece bir askerin kazanabileceği bir savaş değil, insanın kendi içindeki savaşı da vardı. Gölgeyle yüzleşmek kolay değildi, ama Aras artık yalnız olmadığını biliyordu.

Gökyüzü yavaşça aydınlanırken, Aras kendine tek bir şey söyledi: "Bu savaş bitmedi."


Bölüm 3: Kırık Hatıralar


Romanın Tamamını Okumak İçin  guneszeki53@gmail.com  a mail adresınden talep edbilirsiniz 

Roman Dijital ortamda PDF olarak Hazırlanmıştır Fiyatı: 120 tl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)