Kapıyı araladıklarında, kaçaklar derin bir
sessizliğe gömüldü. Taş yapıdan çıkan soğuk hava, yüzlerine vuruyordu. Burası
bir çıkış mıydı, yoksa yeni bir labirentin başlangıcı mı?
Hasan dikkatlice içeri adım attı. "Burada
kimse var mı?" diye fısıldadı.
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında durarak etrafı
incelediler. "Burası ne?" diye sordu Zeynep, sesi titriyordu.
Adam, karanlığın içinde kaybolurken son sözlerini
fısıldadı. "Gerçeği görmek için önce kaybolmalısınız."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Şimdi ne
yapacaklardı? Peşlerinde olanlar burada mıydı, yoksa gerçek tehlike daha yeni
mi başlıyordu?
Kapıyı araladıklarında, kaçaklar içeriye adım
attı. Taş yapının ötesinde,
geniş ve loş bir alan uzanıyordu.
Duvardaki eski lambalar titrek bir ışık yayarken, havadaki ağır nem ve küf
kokusu buranın uzun zamandır terk edilmiş olduğunu hissettiriyordu.
Hasan, bir adım öne çıkarak etrafını süzdü. "Burada kimse var mı?" diye fısıldadı.
Sessizlik, sanki kendilerini içine çekiyordu.
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında durarak
derin bir nefes aldı.
Duvarlara kazınmış eski yazılar gölgelerin
arasından belirginleşti. Bazı
harfler silinmiş, bazıları ise zamanla taşın içine gömülmüş gibiydi.
Hasan, duvara dokunarak kaşlarını çattı. "Burada yaşayanlar kimdi?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Buraya gelen herkes, geçmişini bir kenara bırakır. Ama
geçmiş, bazen kim olduğumuzu hatırlatır."
Ayşe gözlerini kısarak etrafı inceledi. "Bu kaçış gerçekten özgürlük mü, yoksa sadece yeni bir
hapsin başlangıcı mı?"
Zeynep sessizce duvarlardaki sembolleri
inceleyerek sordu. "Burada kalırsak
ne olacak?"
Adam kapıyı kapatarak kaçaklara döndü. "Burada kalırsanız, geçmişiniz sizi bulur."
Hasan, derin bir nefes alarak Zeynep ve
Ayşe’ye baktı. "Buradan
çıkmalıyız. Ama nasıl?"
Adam, koridorun sonundaki karanlığa doğru
işaret etti. "Özgürlük, her
zaman en karanlık yolun sonunda bulunur."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Şimdi ne yapacaklardı? Peşlerinde olanlar burada mıydı, yoksa
gerçek tehlike daha yeni mi başlıyordu?
Kaçaklar kapıyı geçtiklerinde, hava
ağırlaştı. Burada bir şey vardı. Görünmeyen, duyulmayan ama hissedilen bir şey. Taş
yapının içinde yankılanan sessizlik, onların adımlarını bastırıyordu.
Hasan, koridorun sonunda beliren silik ışığa
doğru ilerledi. “Bu yer bize ne
anlatıyor?” diye fısıldadı.
Ayşe, duvarlara kazınmış eski yazıları
inceledi. “Buraya daha önce
gelenler olmuş. Ama neden hâlâ buradalar?”
Zeynep, Yusuf’a dönerek konuştu. “Eğer burada bir çıkış yolu varsa, neden hiç kimse kaçamamış
gibi görünüyor?”
Belki de bu yer düşündüklerinden çok daha
fazlasını saklıyordu.
Adam sessizce ilerleyerek kaçakları daha
derinlere yönlendirdi. “Buradan
çıkabilirsiniz,” dedi. “Ama neyin içinde olduğunuzu bilmeden, gerçekte özgür olup
olmadığınızı anlamayacaksınız.”
Hasan duraksadı. “Ne demek istiyorsun?”
Adam elini duvardaki sembollerden birine
koydu. “Özgürlük sadece
fiziksel bir kaçış değildir. Bazen zihinsel bir hapishaneden kurtulmak
gerekir.”
Ayşe başını salladı. “Bizi takip edenlerden kaçmaya çalışıyorduk. Ama belki de asıl
tehdit, yalnızca peşimizde olanlar değil.”
Zeynep, koridorun karanlık uçlarına baktı. “O zaman buradan çıkmamız neyi değiştirecek?”
Adam hafifçe gülümsedi. “Bu sorunun cevabını sadece siz bulabilirsiniz.”
Havada eski metalin keskin kokusu vardı. Kaçaklar ilerlerken, taş zeminin altından gelen hafif bir
titreme hissettiler.
Hasan duraksadı. “Bir şey hareket ediyor. Burası tamamen terk edilmiş değil.”
Yusuf, etrafına bakarak kapıların kilitli
olup olmadığını kontrol etti. “Burada
başka biri varsa, neden kendini göstermiyor?”
Ayşe derin bir nefes aldı. “Belki de gözleniyoruz.”
Adam başını salladı. “Belki de gerçekten neyle yüzleştiğinizi bilmiyorsunuz.”
Kaçaklar sessizce birbirlerine baktılar. Özgürlüğe giden yol, şimdi daha da karmaşık bir hal almıştı.
Zeynep, duvarlardaki eski haritalara göz
gezdirdi. Bazı bölgeler bilinçli
olarak silinmişti.
Hasan, adamın söylediklerini hatırladı. “Buradan çıkınca ne olacak?”
Adam yavaşça duraksadı. “Dışarıdaki dünya sizin bildiğiniz gibi değil. Eğer bu
duvarların ardına geçerseniz, değişmek zorunda kalırsınız.”
Yusuf, gözlerini kaçırdı. “Daha önce buradan çıkmayı deneyen oldu mu?”
Adam hafifçe başını salladı. “Deneyenler oldu. Ama hiç kimse aynı kişi olarak geri dönmedi.”
Ayşe ve Zeynep birbirlerine baktılar. Kaçışın bedeli büyüyor muydu?
Koridorun sonundaki dar kapı, gölgeler
arasında belirdi. Kapının ardında onları
ne bekliyordu?
Hasan ellerini kapının yüzeyine koydu. “Bu kapıyı açınca gerçekten özgür olacak mıyız?”
Adam hafifçe gülümsedi. “Özgürlüğün ne olduğunu bilmeden, onu elde edemezsiniz.”
Yusuf, kapıyı açmaya yeltenirken duraksadı. “Ya bizi bekleyen şey, kaçış değilse?”
Zeynep sessizce fısıldadı. “Belki de özgürlük, sadece bir hikâyeydi.”
Ayşe, kapının menteşelerinden gelen hafif
gıcırtıyı duydu. Kaçış mı, yoksa yeni
bir başlangıç mı?
Kapı yavaşça açıldığında, içeriye keskin bir
soğuk hava doldu. Odanın içinde hiçbir
şey yoktu. Ancak her şey buradaydı.
Hasan, boş alanın ortasına ilerleyerek
gözlerini kısarak etrafına baktı. “Burası
gerçekten çıkış noktası mı?”
Adam sessizce duvara yaslandı. “Her çıkış, yeni bir başlangıçtır.”
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’a dönerek konuştu. “Burada bir şey eksik. Ama ne?”
Adam derin bir nefes aldı. “Eksik olan şey, sizin kim olduğunuz.”
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Bu kaçışın sonu gerçekten özgürlük müydü, yoksa yeni bir
labirentin başlangıcı mı?
Odanın ortasında beliren ince bir ışık
çizgisi, kaçakların dikkatini çekti. Tavanın
üstündeki semboller, gözden kaçırdıkları bir şeyi gösteriyor olabilir miydi?
Hasan, yukarıya bakarak derin bir nefes aldı.
“Bize bir yol gösteriyor olabilir mi?”
Adam hafifçe gülümsedi. “Bazen cevaplar gözümüzün önündedir. Ama onları görmek için
hazır olmalıyız.”
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanına ilerleyerek
tavanın üzerindeki yazıları incelediler. “Burada
bir şey var. Ama nasıl çözebiliriz?”
Hasan, duvarın köşesindeki eski kolu fark
etti. “Eğer bu bir
mekanizmaya bağlıysa, belki de hâlâ şansımız vardır.”
Kaçaklar gözlerini birbirlerine diktiler. Bir seçim yapmaları gerekiyordu.
Hasan kolu yavaşça çektiğinde, tavanın
üzerindeki taşlar hafifçe oynadı. Gizli
bir kapı mı açılıyordu?
Adam gözlerini kaçaklara dikti. “Eğer bu yolu seçiyorsanız, dönüşü olmayacak.”
Yusuf, Zeynep ve Ayşe bir an duraksadılar. Bu kaçışın sonunda gerçekten ne vardı?
Kapının açılmasını izlediklerinde, karanlığın
ötesinde uzanan yeni bir koridor belirdi. Bu, özgürlüğe giden yol olabilir mi?
Hasan gözlerini kapıdan ayırmadan konuştu. “Hazır mısınız?”
Kaçaklar derin bir nefes aldı. Özgürlüğe adım atmak için zaman gelmişti.
Koridorun içine girdiklerinde, duvarlardaki
ışıklar birer birer yanmaya başladı. Burada
daha önce başkaları olmuş muydu?
Ayşe ve Zeynep birbirlerine baktılar. **“Bu
yol gerçekten bizi dışarıya çıkaracak mı?”****
Adam hafifçe başını eğdi. “Özgürlük, sadece bir kavram değil. Eğer buradan çıkarsanız,
başka bir dünyayla yüzleşmek zorunda kalacaksınız.”
Yusuf derin bir nefes aldı. “O halde yürümeye devam edelim.”
Kapının ötesinde beliren ışık, kaçakların
yüzlerini aydınlattı. Özgürlüğe bu kadar
yakın mıydılar?
Hasan, derin bir nefes alarak son adımını
attı. “Bitti mi?”
Adam hafifçe gülümsedi. “Hayır. Bu sadece başlangıç.”
Kapıyı açtıklarında, içeriden yükselen soğuk
hava kaçakların yüzüne çarptı. Taş duvarlar nemliydi, eski metal kokusu havada
asılıydı. Burası gerçekten bir
çıkış mıydı, yoksa daha büyük bir bilinmezliğin başlangıcı mı?
Hasan, gözlerini karanlığa dikti. “Burada kimse var mı?” diye fısıldadı.
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında durarak
etrafı incelediler. "Bu yer neden terk
edilmiş gibi görünüyor?"
Adam arkalarında sessizce duruyordu. "Burası terk edilmedi. Sadece unutuldu."
Bu sözler kaçakların zihninde yankılandı. Gerçekten özgürlüğe mi ilerliyorlardı, yoksa başka bir şeyin
içine mi çekiliyorlardı?
Hasan bir adım daha attı ve duvarlara
kazınmış eski sembolleri fark etti. Bazıları
neredeyse silinmişti, diğerleri ise yeni kazınmış gibi duruyordu.
Yusuf, taş zeminin hafifçe titreştiğini
hissetti. "Burası gerçekten
hareketsiz değil."
Ayşe, duvardaki sembollere dokunarak derin
bir nefes aldı. "Burada bizden
önce başka biri varmış. Ama kim?"
Adam hafifçe başını eğdi. "Buraya gelen herkes bir hikâye bırakır. Önemli olan
hikâyenin nasıl sona ereceğidir."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Gerçekten buradan kaçmak istiyorlar mıydı? Yoksa artık
kaçacakları bir şey kalmamış mıydı?
Kapının ardındaki koridor giderek daha
daralmaya başladı. Tavan alçalıyordu, hava
daha da ağırlaşmıştı.
Hasan duraksadı ve arkasına baktı. "Buradan geri dönüş var mı?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Geri dönüş, sadece yön değiştirmek değildir. Bazen geri
dönmek mümkün bile değildir."
Zeynep ve Ayşe birbirlerine baktılar. "Eğer bu yolda ilerlersek, gerçekten özgür olacak
mıyız?" diye fısıldadı
Ayşe.
Yusuf derin bir nefes aldı. "Belki de özgürlük, sadece bir yanılsamadır."
Bu sözler havada asılı kaldı. Gerçekten doğru yolda mıydılar?
Kaçaklar koridorun sonuna yaklaşırken, zemin
yavaşça değişmeye başladı. Taşlar
yerini metal plakalara bırakıyordu.
Hasan kaşlarını çattı. "Bu yapı buraya sonradan mı eklenmiş?"
Adam başını salladı. "Her kaçış bir iz bırakır. Ama bazı izler bilinçli olarak
silinir."
Zeynep, duvarın köşesinde duran küçük bir
kutuya göz gezdirdi. "Bu ne?"
Yusuf, kutunun üzerindeki sembolleri
inceledi. "Burada bir şey
saklı olabilir."
Adam hafifçe başını eğdi. "Bazı cevapları bulmak için doğru soruları
sormalısınız."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Gerçekten doğru soruyu soruyorlar mıydı?
Kutunun kapağını kaldırdıklarında, içeride
eski bir not buldular. Kağıt sararmıştı,
yazılar neredeyse kaybolmuştu.
Hasan, notu dikkatlice okudu. "Buradan çıkmak isteyen, neyi feda etmeye hazır olduğunu
bilmelidir."
Ayşe derin bir nefes aldı. "Biz neyi feda etmeye hazırız?"
Adam sessizce kutuya baktı. "Bazı kaçışlar bedelsiz değildir."
Zeynep, notun altındaki sembollere göz
gezdirdi. "Bu işaretler...
Daha önce bunları görmüştük!"
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Gerçekten buradan çıkabilecekler miydi?
Kapının ardındaki yeni bir geçit belirdi. Ama bu kez, geçit tamamen karanlıktı.
Hasan derin bir nefes aldı. "Bunun sonu nerede?"
Adam hafifçe başını salladı. "Bazen son, başlangıçtır."
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanına yaklaşarak
etrafı incelediler. **"Bu geçitten gerçekten geçmek istiyor
muyuz?"****
Hasan gözlerini kapıya dikti. "Başka şansımız var mı?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Şansınızı yaratabilirsiniz."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Seçim yapmanın zamanı gelmişti.
Kapının ötesinde dar bir koridor uzanıyordu. Ama burası daha farklıydı.
Yusuf gözlerini duvarlara gezdirdi. "Burası bir labirent mi?"
Adam hafifçe başını eğdi. "Her kaçış bir labirenttir. Ama bazıları çıkışı
bulamaz."
Ayşe derin bir nefes aldı. "Buradan çıkmak istiyoruz."
Zeynep kapının menteşelerine göz gezdirdi. "Ama çıkış gerçekten bizim için mi var?"
Hasan gözlerini karanlığa dikti. "Bu sorunun cevabını ancak ilerleyerek bulabiliriz."
Koridorda ilerledikçe, zemin giderek daraldı.
Kaçaklar artık tek bir sıra halinde
yürüyordu.
Yusuf gözlerini kısarak duvardaki yazıları
inceledi. "Burada daha önce
kaçanlar mı vardı?"
Adam başını salladı. "Herkesin bir izi vardır. Ama herkesin izi bulunmaz."
Ayşe ve Zeynep birbirlerine baktılar. "Bizim izimiz burada kalacak mı?"
Hasan, duvardaki yeni sembolleri fark etti. "Belki de zaten izimizi bıraktık."
Kapının ucunda yeni bir ışık belirdi. Kaçaklar birbirlerine baktılar.
Hasan derin bir nefes aldı. "Bu ışık... gerçekten çıkış mı?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı ışıklar yanıltıcıdır."
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanına ilerlediler. "O zaman ne yapacağız?"
Hasan, ışığa doğru bir adım attı. "Gerçekten çıkmak istiyorsak, yürümeye devam
etmeliyiz."
Kaçaklar ışığa yaklaştığında, tavanın
üzerindeki semboller değişmeye başladı. Burada,
onları bekleyen bir şey vardı.
Hasan gözlerini ışığın kaynağına dikti. "Bunun sonu ne?"
Adam hafifçe başını eğdi. "Bunu öğrenmek için bir adım daha atmalısınız."
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında durarak son
kez birbirlerine baktılar. Bu
kaçış gerçekten özgürlük müydü, yoksa yeni bir başlangıcın işareti mi?
Hasan derin bir nefes aldı ve son adımı attı.
Ve artık geri dönüş mümkün değildi.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder