Kaçaklar, kapıyı açıp içeri girdiklerinde nefeslerini
tuttular. İçeride beliren geniş taş duvarlar, yüzyıllardır unutulmuş bir
hikâyeyi saklıyor gibiydi.
Hasan, etrafına göz gezdirerek karanlık koridora
adım attı. "Burası gerçekten bizi özgürlüğe mi götürecek?"
Ayşe derin bir nefes aldı. "Özgürlüğü
kazandık mı? Yoksa hâlâ bir kapandan kaçıyor muyuz?"
Yusuf, duvarlara kazınmış sembollere bakarak
düşündü. "Burada olanlar, neden geriye dönmediler?"
Zeynep, kapının önünde durarak fısıldadı. "Özgürlüğün
bedeli gerçekten var mı?"
Adam hafifçe iç çekti. "Bazı yolculuklar,
yalnızca tamamlandığında anlam kazanır."
Kaçaklar, koridorda ilerledikçe ayak sesleri taş
zeminde yankılanıyordu. Bu yol nereye çıkıyordu?
Hasan, duvardaki eski yazılara dokundu. "Buraya
yıllar önce biri gelmiş. Ama neden hâlâ burada?"
Ayşe gözlerini duvardaki işaretlere dikti. "Bu
semboller bize bir şey anlatıyor olabilir mi?"
Yusuf, eski haritaları dikkatlice inceledi. "Burada
belirli yollar var. Ama hangisi güvenli?"
Zeynep sessizce düşündü. "Ya bizim
yolumuz, hiç var olmayan bir yolsa?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı çıkışlar,
yalnızca doğru zamanda görünür."
Geçidin sonunda büyük bir kapı belirdi. Üzerindeki
semboller, kaçakların gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.
Hasan, kapının yüzeyine dokunarak derin bir nefes
aldı. "Buradan sonra bizi ne bekliyor?"
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanına yaklaşarak kapıyı
incelediler. "Burayı gerçekten açmak istiyor muyuz?"
Adam sessizce kaçaklara baktı. "Bazı
soruların cevapları, yalnızca cesur olanlara görünür."
Hasan kapıyı yavaşça araladığında içeriden gelen
rüzgâr, onların yüzüne çarptı. Ama bu rüzgâr bekledikleri gibi değildi.
Ayşe nefesini tuttu. "Burası,
düşündüğümüzden daha büyük bir şey saklıyor."
Yusuf, gözlerini karanlığın içine dikti. "Buradan
sonrası, artık geri dönülemez."
Zeynep derin bir nefes aldı. "Özgürlüğe
bir adım daha yaklaşıyor muyuz?"
Adam hafifçe başını eğdi. "Bazı adımlar,
sizi değiştirmek için atılır."
Kapının ardına adım attıklarında, önlerinde
geniş bir oda belirdi. Duvarlarda eski
haritalar, kırık sandıklar ve zamanı aşındıran taş yüzeyler vardı.
Hasan gözlerini odanın merkezine dikti. "Burası bir geçiş noktası mı?"
Ayşe etrafını tarayarak derin bir nefes aldı.
"Burada bir şey saklanıyor. Ama
ne?"
Yusuf, sandıkların arasına doğru ilerleyerek
bir taş levhayı kaldırdı. "Burası
yalnızca bir sığınak değil. Aynı zamanda bir arşiv olabilir."
Zeynep, masanın üzerindeki eski yazıtları
inceledi. "Buraya bizden
önce kim geldi?"
Adam hafifçe başını salladı. "Buraya gelen herkes, kendinden bir şey bırakır. Ama bazı
hikâyeler sonsuza kadar saklanır."
Kaçaklar odanın içinde ilerledikçe, tozun
kokusu ve havadaki eski metal tadı onları çevreliyordu. Burada zaman durmuş gibiydi.
Hasan, eski haritaları gözden geçirdi. "Burası bir çıkış noktası olabilir mi?"
Ayşe, duvardaki eski sembollere dokundu. "Burada anlatılan şey, bizi geçmişe mi götürecek?"
Yusuf, sandıkları açmaya başladı. "Bunlar yalnızca eski eşyalar değil. İçlerinde daha fazlası
olabilir."
Zeynep gözlerini kaçaklara dikti. "Özgürlüğü arıyorsak, neden hâlâ bir şeylerin içinde
kayboluyoruz?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı yollar, yalnızca doğru zamanda görünebilir."
Odanın içinde ilerlerken, kaçaklar tozlu hava
ve eski taş duvarların arasında adımlarını dikkatlice atıyordu. Bu yer, onlardan önce başkalarının da geldiğini gösteriyordu.
Hasan gözlerini duvardaki işaretlere dikti. “Burada yalnızca biz olmadık. Ama neden hâlâ buradayız?”
Ayşe, eski bir kağıdı dikkatlice kaldırdı. "Bunlar bir tür not olabilir mi?"
Yusuf, derin bir nefes alarak sandığın
içindeki haritalara göz gezdirdi. "Bu
yollar işaretlenmiş. Ama nereye çıkıyor?"
Zeynep sessizce düşündü. "Belki de biz doğru bir yolu değil, tamamen yeni bir seçimi
arıyoruz."
Adam hafifçe başını eğdi. "Bazı seçimler, yalnızca geçmişi anlayınca
yapılabilir."
Kaçaklar duvarlardaki sembolleri inceledikçe,
daha önce buraya gelenlerin işaretler bıraktığını fark ettiler. Ancak hiçbiri tam olarak çözülmemişti.
Hasan kaşlarını çatarak konuştu. "Bizim buraya gelmemiz rastgele bir şey mi? Yoksa bir şey
bizi buraya yönlendirdi mi?"
Ayşe gözlerini kapatarak derin bir nefes
aldı. "Gerçek özgürlük,
yalnızca fiziksel değil. Zihinsel olarak da kaçabilmemiz gerekiyor."
Yusuf, eski bir haritayı açarak dikkatlice
baktı. "Buradaki
semboller bir rota mı gösteriyor?"
Zeynep, gözlerini kaçaklara dikti. "Özgürlüğü aramak, bazen onu kaybetmekten daha tehlikeli
olabilir."
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı yolculuklar, yalnızca doğru zamanda anlam
kazanır."
Kaçaklar büyük taş odanın içinde ilerlerken,
havada belli belirsiz bir uğultu duyuluyordu. Burada yalnızca duvarlar konuşuyordu.
Hasan, eski yazıtların üzerini parmaklarıyla
gezdirerek kaşlarını çattı. "Buraya
gelenler, buradan gerçekten çıkabildiler mi?"
Ayşe sessizce bir adım geri çekildi. "Eğer çıkabildilerse, neden hâlâ izleri burada?"
Yusuf, sandıkların arasına bakarak derin bir
nefes aldı. "Burada cevaplar
var ama nasıl çözeceğimizi bilmiyoruz."
Zeynep, eski bir meşaleyi yakarak odayı daha
iyi aydınlattı. "Gerçekler
yalnızca karanlıkta saklanmaz. Ama onları görmek için doğru ışık lazım."
Adam hafifçe başını salladı. "Bazı hikâyeler, yalnızca okunduğunda anlam kazanır."
Kaçaklar odanın içinde ilerledikçe, bir
masanın üzerinde bırakılmış eski bir günlük buldular. Kağıtlar solmuş, mürekkep neredeyse kaybolmuştu.
Hasan günlüğün ilk sayfasını çevirdi. "Bu yazılar... burada olanların hikayesini mi
anlatıyor?"
Ayşe gözlerini kağıtlara dikti. "Bu kelimeler bizim yolculuğumuzla örtüşüyor olabilir
mi?"
Yusuf ve Zeynep birbirlerine baktılar. "Burada yazılanları okumalı mıyız? Ya bizimle ilgili bir
şeyler anlatıyorsa?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı cevapları yalnızca geçmişten öğrenebilirsiniz."
Kaçaklar odaya adım attıklarında, geçmişten
gelen bir iz onları karşılıyordu. Yerde
duran eski kitaplar, kırık sandıklar ve zamana yenik düşmüş haritalar buranın
unutulmadığını gösteriyordu.
Hasan, etrafına göz gezdirerek derin bir
nefes aldı. “Burası gerçekten bizi
özgürlüğe mi götürecek?”
Ayşe, bir sandığın yanına eğilerek kapağını
hafifçe kaldırdı. “Buraya bizden önce kim
geldi? Ve neden geride hiçbir iz bırakmadı?”
Yusuf, duvarlara kazınmış sembolleri
dikkatlice okudu. “Bu işaretler bizi
yönlendirmek için mi? Yoksa sadece geçmişin kalıntıları mı?”
Zeynep, masanın üzerindeki eski günlüğü açtı.
“Bunu okumalı mıyız? Belki de cevabımız
burada saklı.”
Adam hafifçe başını salladı. “Bazı gerçekler ancak okunduğunda anlam kazanır.”
Kaçaklar eski günlüğü okumaya
başladıklarında, kelimeler zamanın içinden onlara sesleniyordu. Buraya daha önce gelenler de özgürlük arayışında mıydı?
Hasan ilk sayfayı çevirdi. "Burada yazılanlar bizim yolculuğumuzla örtüşüyor
gibi."
Ayşe gözlerini satırlara dikti. "Eğer buraya gelenler başarılı olduysa, neden hâlâ burada
izleri var?"
Yusuf, günlüğü dikkatlice inceledi. "Bu sayfalarda cevaplar var. Ama biz doğru soruyu
sormalıyız."
Zeynep sessizce düşündü. "Ya bu hikâye, sadece bir uyarıysa?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı hikâyeler, yalnızca sonuna ulaşıldığında anlam
kazanır."
Kaçaklar günlüğün sayfalarını çevirmeye devam
ettikçe, kelimeler giderek daha anlamlı hâle geliyordu. Burada anlatılan hikâye, onların kaderini belirleyebilir miydi?
Hasan günlüğün kenarındaki eski mürekkep
lekesine dokundu. "Buradaki yazılar,
aceleyle yazılmış gibi."
Ayşe gözlerini kağıtlara dikti. "Bu kelimeler sadece bir kaçış hikâyesi mi anlatıyor, yoksa
bir çıkmazın içine mi sürüklüyor?"
Yusuf ve Zeynep birbirlerine baktılar. "Burada yazılanları takip etmek zorunda mıyız? Yoksa kendi
yolumuzu mu çizmeliyiz?"
Adam hafifçe başını salladı. "Bazı cevapları yalnızca geçmişten öğrenebilirsiniz."
Kaçaklar, sandıkların içinde saklı olan eski
haritalara göz gezdirdiler. Burada
gerçekten bir çıkış yolu mu vardı?
Hasan, haritayı açarak dikkatlice baktı. "Bu yol haritada gösteriliyor ama hâlâ gerçek olup
olmadığını bilmiyoruz."
Ayşe, duvardaki eski çizimleri dikkatlice
inceledi. "Burası yalnızca
bir sığınak değil. Aynı zamanda bir sınav olabilir."
Yusuf, zemindeki izleri kontrol etti. "Burada daha önce birileri yürümüş. Ama nasıl
çıktılar?"
Zeynep, gözlerini kaçaklara çevirdi. "Özgürlüğü aramak bazen onu kaybetmekten daha tehlikeli
olabilir."
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı yolculuklar, yalnızca doğru zamanda anlam
kazanır."
Gece boyunca kaçaklar odada kalıp daha fazla
ipucu aradılar. Burada olmaları bir
rastlantı mıydı, yoksa bir plana mı hizmet ediyorlardı?
Hasan bir an duraksayarak düşündü. "Gerçekten doğru yolu arıyor muyuz? Yoksa sadece rastgele
mi hareket ediyoruz?"
Ayşe gözlerini kaçaklara dikti. "Belki de bu yolculuk, sadece kaçışla ilgili değil.
Kendimizi bulmakla ilgili."
Yusuf, haritaya tekrar göz gezdirdi. "Buradaki semboller bize ne anlatmaya çalışıyor?"
Zeynep, eski bir kağıdı kaldırarak kaşlarını
çattı. "Bu yazılar bizi
uyarıyor mu?"
Adam hafifçe başını salladı. "Bazı soruların cevabı yalnızca cesur olanlara
görünür."
Kaçaklar, haritanın işaretli noktalarına
bakarak yeni bir plan oluşturmaya çalıştılar. Buradan çıkmalı mıydılar, yoksa daha fazla iz mi aramalıydılar?
Hasan kapıya doğru ilerledi. "Buradan çıkıp bir sonraki noktaya gitmeliyiz."
Ayşe gözlerini karanlığa dikti. "Ama bu yol bizi nereye götürecek?"
Yusuf ve Zeynep birbirlerine baktılar. "Buradaki sembolleri takip etmek zorunda mıyız? Yoksa kendi
yolumuzu mu oluşturmalıyız?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı seçimler, yalnızca yapıldığında anlam kazanır."
Kaçaklar gece boyunca ilerlemeye devam
ettiler. Ancak içlerinde
hissettikleri huzursuzluk onları terk etmiyordu.
Hasan gözlerini patikaya dikti. "Bizi gerçekten takip etmeyi bıraktılar mı?"
Ayşe derin bir nefes aldı. "Görebildiğimiz kadarıyla evet. Ama bu tamamen güvenli
olduğumuz anlamına gelmez."
Yusuf, uzaklara bakarak düşündü. "Gerçek yalnızca gördüğümüz şey mi? Yoksa neye inanmayı
seçtiğimiz mi?"
Zeynep başını eğdi. "Özgürlüğü kazanmak, yalnızca bir an mı? Yoksa onu korumak
için bir ömür mü harcamamız gerekecek?"
Adam hafifçe iç çekti. "Özgürlüğün sınırları sizin kararlarınıza bağlıdır. Şimdi
nereye gitmek istediğinizi seçmek zorundasınız."
Kaçaklar, ormanın içinde ilerlerken rüzgâr
hafifçe esiyordu. Bu sessizlik, onları
daha da huzursuz ediyordu.
Hasan gözlerini zemine indirdi. "Burada gerçekten güvendeyiz mi?"
Ayşe derin bir nefes aldı. "Bazı sessizlikler, yalnızca bir şeyin başladığını
gösterir."
Yusuf, elindeki eski haritayı katladı. "Belki de burası bizim için bir işaret taşıyor."
Zeynep, gözlerini kaçaklara çevirdi. "Biz burada neyi temsil ediyoruz?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Bazı soruların cevapları yalnızca yürümeye devam
ettiğinizde ortaya çıkar."
Kaçaklar karanlığın içinde ilerledikçe,
karşılarında büyük bir geçit belirdi. Burası
düşündüklerinden çok daha fazlasını saklıyor olabilir miydi?
Hasan gözlerini geçide dikti. "Buradan sonra bizi ne bekliyor?"
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanına ilerleyerek
yapıyı incelediler. "Gerçekten buraya
girmek istiyor muyuz?"
Adam hafifçe başını salladı. "Bazı kapılar, yalnızca doğru zamanda açılır."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Ve içeriye adım attılar.
📖 Hikayeye Devam Et
Berdel: Sonsuz Dönüşüm adlı romanımızın 9. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder