✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

Gölgelerin İçindeki Sırlar Bölüm 9 Kitabını Oku

 


Osmanlı topraklarında artık yalnızca açık savaşlar değil, gizli mücadeleler de hüküm sürüyordu. Sarayın içinde ve sınırda şekillenen tehditler, Osmanlı’nın geleceğini doğrudan etkileyebilecek kritik gelişmelere yol açıyordu.

Arslan, cephede Osmanlı’nın kaderini belirleyecek kararlar alırken, Osmanlı’nın sınırlarını saran karanlık planların ne kadar büyük olduğunu anlamaya başladı. Ancak bu savaş yalnızca kılıçlarla değil, zekâyla kazanılacaktı.

Zeynep, sarayın içinde yaptığı araştırmalarla Osmanlı’ya karşı kurulan büyük ittifakı açığa çıkarmak için yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyordu. Gizli anlaşmalar ve yapılan ittifaklar artık gün yüzüne çıkmaya başlayacaktı.

Şehzade Murad ise Osmanlı’nın içinde ve dışında verilen mücadeleleri yönetmek için zor bir karar almak zorundaydı. Sadakat ve ihanet yeniden karşı karşıya gelmek üzereydi.

Osmanlı’nın sınırlarında başlayan savaşın etkileri artık yalnızca cephede değil, sarayın taş duvarları arasında da hissediliyordu.

Arslan, birliklerin arasından hızla ilerleyerek düşman hattına dair yeni bilgilere ulaşmaya çalışıyordu. Ancak Osmanlı’nın içinden sızan bazı bilgiler, düşmanın taktiklerini güçlendirmiş olabilirdi.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşarak endişeyle konuştu. “Serdar, düşman hareketleri bizim planlarımızı önceden biliyor gibi. İçimizde biri onlarla bilgi mi paylaşıyor?”

Zeynep, sarayın içinde yaptığı araştırmalarda kritik bir belge buldu. Bu belge, Osmanlı’nın dışındaki bir güçle yapılan gizli bir anlaşmayı ortaya çıkarabilirdi. Ancak bunun doğruluğunu kesinleştirmek için daha fazla kanıta ihtiyacı vardı.

Şehzade Murad, divanın başında sert bir ifadeyle otururken konuştu. “Bu savaş sadece cephede kazanılamaz. Osmanlı’nın içinde kimlerin hain olduğunu öğrenmeden zafer imkânsız.”

Sadık Paşa derin bir nefes alarak gözlerini kaçırdı. “Bazı gerçekler ortaya çıktığında, yalnızca düşmanlarımız değil, dost bildiklerimiz de değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Gölgeler bazen en büyük sırları saklar. Ancak bu sırları çözmeden Osmanlı bu savaşı kazanamaz.”

Tam o anda, sarayın dışından bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşmanın beklenmedik bir taktik değişimi var.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Edirne Sarayı’nın taş duvarlarının arasında saklanan sırlar artık gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Ancak bu sırlar yalnızca Osmanlı’nın içindeki hainleri değil, sınırda verilen mücadelenin gerçek yüzünü de ortaya çıkaracaktı.

Arslan, Osmanlı birliklerinin arasında hızla ilerlerken gözlerini düşmanın düzenine çevirdi. Bu ordu sadece Osmanlı’nın dışındaki güçlerden oluşmuyor gibiydi—içeriden biri onların hareketlerini yönlendiriyor olabilir miydi?

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşıp alçak bir sesle konuştu. “Serdar, düşmanın saldırı taktikleri garip şekilde bizim hareketlerimizi önceden biliyor. İçimizde bir hain olabilir.”

Zeynep, saray içinde yaptığı araştırmalarda önemli bir belge buldu. Sadık Paşa’nın dışarıdaki güçlerle yaptığı gizli görüşmeler Osmanlı’nın içindeki büyük ihanet ağını ortaya çıkarabilirdi. Ancak bunu doğrulamak için daha fazla kanıta ihtiyacı vardı.

Şehzade Murad, divanın içinde sert bir ifadeyle konuştu. “Bu savaş, yalnızca cephede kazanılamaz. Osmanlı’nın içindeki hainleri açığa çıkarmadan zafer mümkün değil.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Bazı gerçekler ortaya çıktığında, yalnızca düşmanlarımız değil, dost bildiklerimiz de değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Gölgeler bazen en büyük sırları saklar. Ancak bu sırları çözmeden Osmanlı bu savaşı kazanamaz.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşmanın beklenmedik bir taktik değişimi var.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Osmanlı’nın sınırlarında patlak veren savaşın etkileri artık Edirne Sarayı’nın koridorlarına kadar ulaşmıştı.

Arslan, Osmanlı birliklerinin arasında hızla ilerlerken düşmanın taktiklerini gözlemliyordu. Düşman, Osmanlı’nın hareketlerine karşı şaşırtıcı bir hızla hamle yapıyordu—bu, içeriden bilgi sızdırıldığının en büyük kanıtlarından biri olabilirdi.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşıp endişeyle konuştu. “Serdar, düşman askerleri bizim savunma hattımızı önceden biliyor gibi. İçimizde biri hain olabilir.”

Zeynep, sarayın içindeki araştırmalarını sürdürerek kritik belgeleri topluyordu. Sadık Paşa’nın dış güçlerle yaptığı gizli yazışmalar Osmanlı’nın içindeki büyük bir ihanet ağını ortaya çıkarabilirdi. Ancak Sadık Paşa yalnız değildi—başka güçlü isimler de bu planın içinde olabilir miydi?

Tam o anda, Şehzade Murad sert bir ifadeyle konuştu. “Bu savaş, yalnızca cephede kazanılamaz. Osmanlı’nın içindeki hainleri ortaya çıkarmadan zafer mümkün değil.”

Sadık Paşa derin bir nefes alarak gözlerini kaçırdı. “Gerçekler ortaya çıktığında, bazı dostlar düşmana dönüşebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Osmanlı bu savaşta, hem içeride hem dışarıda mücadele etmek zorunda. Ancak gerçek düşmanı bilmeden bu mücadeleye devam edemeyiz.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya çalışıyor. Ancak düşmanın beklenmedik bir taktik değişimi var.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Edirne Sarayı’nın taş duvarlarının içinde dönen entrikalar artık gölgelerde saklanamaz hâle gelmişti. Savaşın etkileri cephede hissedildiği kadar, sarayın koridorlarında da yankılanıyordu.

Arslan, sınırda Osmanlı birliklerini koordine ederken düşmanın hareketlerini inceliyordu. Düşman kuvvetleri Osmanlı’nın taktiklerine karşı hızlı hamleler yapıyordu. Bu, içeriden bilgi sızdırıldığını kanıtlayan en net işaretti.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşarak fısıldadı. “Serdar, düşman bizim planlarımızı önceden biliyor gibi. İçimizde biri onlarla bilgi mi paylaşıyor?”

Zeynep, sarayın içinde yaptığı araştırmalarda kritik bir belgeye ulaştı. Bu belge yalnızca suikast planını değil, Osmanlı’ya karşı yapılan büyük ittifakı da açığa çıkarabilir miydi? Ancak kesinlik kazanmadan harekete geçemezdi.

Şehzade Murad, divanın ortasında sert bir ifadeyle otururken konuştu. “Bu savaş, yalnızca cephede kazanılamaz. Osmanlı’nın içindeki hainleri açığa çıkarmadan zafer mümkün değil.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Bazı gerçekler ortaya çıktığında, yalnızca düşmanlarımız değil, dost bildiklerimiz de değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Gölgeler bazen en büyük sırları saklar. Ancak bu sırları çözmeden Osmanlı bu savaşı kazanamaz.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşmanın beklenmedik bir taktik değişimi var.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

 

Osmanlı’nın içindeki entrikalar ve sınırdaki savaşın etkileri artık birbirine karışmaya başlamıştı. Edirne Sarayı’nda alınan kararlar, cephedeki Osmanlı birliklerinin kaderini belirleyebilirdi.

Arslan, Osmanlı birliklerini düzenlerken gözlerini düşman hatlarına dikti. Düşman kuvvetleri, Osmanlı’nın hareketlerini önceden tahmin ediyordu—bu, içeriden bilgi sızdırıldığını gösteriyordu.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşıp alçak bir sesle konuştu. “Serdar, düşman bizim savunmamızı önceden biliyor gibi görünüyor. İçimizde hain olabilir.”

Zeynep, sarayın içindeki araştırmalarını derinleştirirken kritik belgeler buldu. Sadık Paşa’nın dışarıdaki güçlerle yaptığı gizli yazışmalar, Osmanlı’ya yönelik büyük bir ihanet planının varlığını kanıtlayabilirdi. Ancak bu bağlantıları açığa çıkarmak için doğru zamanı beklemek zorundaydı.

Tam o anda, Şehzade Murad sert bir ifadeyle konuştu. “Osmanlı’nın düşmanları cephede görünenden fazlası olabilir. İçimizde hâlâ kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Bazı gerçekler ortaya çıktığında, yalnızca düşmanlarımız değil, dost bildiklerimiz de değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Osmanlı, bu savaşta yalnızca kılıçla değil, akıllıca hamlelerle de galip gelmeli. Önce içerideki düşmanı bulmalıyız.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşmanın beklenmedik bir taktik değişimi var.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Osmanlı topraklarında yankılanan savaş sesleri, yalnızca cephede değil, Edirne Sarayı’nın duvarları içinde de büyük hesaplaşmaların başladığını gösteriyordu.

Arslan, Osmanlı birliklerinin arasında hızla ilerlerken düşman hattını gözlemliyordu. Bir şeyler ters gidiyordu—düşman, Osmanlı’nın savunma noktalarını önceden biliyor gibiydi.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yanaşıp alçak bir sesle konuştu. “Serdar, düşman bizim taktiklerimize karşı anında tepki veriyor. İçimizde bir hain olmalı.”

Zeynep, sarayın içinde yürüttüğü soruşturmada yeni bir belgeye ulaştı. Sadık Paşa’nın dış güçlerle yaptığı gizli anlaşmalar, Osmanlı’nın içindeki ihaneti gözler önüne serebilir miydi? Ancak bu bağlantıları açığa çıkarmak için önce kime güveneceğini belirlemek zorundaydı.

Şehzade Murad, avlunun ortasında sert bir ifadeyle durarak emir verdi. “Osmanlı’nın düşmanları cephede görünenlerden ibaret değil. İçimizde hâlâ kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Bazı gerçekler ortaya çıktığında, yalnızca düşmanlarımız değil, dost bildiklerimiz de değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Osmanlı, bu savaşta yalnızca kılıçla değil, akıllıca hamlelerle de galip gelmeli. Önce içerideki düşmanı belirlemeliyiz.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşman beklenmedik bir taktik değişimi yaptı.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Osmanlı’nın sınırlarında yankılanan savaş naraları artık geri dönüşü olmayan bir mücadeleye işaret ediyordu. Ancak bu savaş, sadece cephede değil, Edirne Sarayı’nın taş duvarları arasında da sürüyordu.

Arslan, Osmanlı birliklerinin arasından hızla geçerken gözlerini düşman hattına dikti. Düşmanın taktikleri beklenenden daha düzenliydi—bu, içeriden bilgi aldıkları anlamına gelebilir miydi?

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yaklaşıp alçak bir sesle konuştu. “Serdar, düşman kuvvetleri bizim hamlelerimize şaşırtıcı bir hızla karşılık veriyor. İçimizde biri bilgi mi sızdırıyor?”

Zeynep, saray içinde yaptığı araştırmalar sırasında kritik bir belgeye ulaştı. Sadık Paşa’nın dış güçlerle yaptığı yazışmalar, Osmanlı’nın içindeki büyük bir ihaneti açığa çıkarabilecek türdendi. Ancak bu belgeleri doğru kişilere ulaştırmadan harekete geçmek riskli olabilirdi.

Şehzade Murad, divanın içinde sert bir ifadeyle konuştu. “Eğer Osmanlı’nın içinde hainler varsa, bu savaş yalnızca dışarıda değil, içeride de kazanılmalı.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Gerçekler açığa çıktığında, dost bildiklerimiz bile değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Osmanlı, bu savaşta sadece kılıç gücüyle değil, doğru hamlelerle de galip gelmeli.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak beklenmedik bir taktik değişimi gerçekleşti.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içinde şekillenen ihanetin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydılar.

Osmanlı’nın sınırlarında yankılanan savaş naraları, yalnızca kılıçların çarpışmasını değil, zihinlerin mücadelesini de simgeliyordu.

Arslan, Osmanlı birliklerinin arasında ilerlerken düşman hatlarını dikkatle gözlemledi. Düşmanın hamleleri alışılmadık derecede planlıydı. Osmanlı’nın savunma noktalarını biliyor olmaları, içeriden bir hainin yardım ettiğine dair şüpheleri güçlendiriyordu.

Tam o anda, Osmanlı komutanlarından biri Arslan’a yanaşıp alçak bir sesle konuştu. “Serdar, düşman saldırı noktalarını önceden biliyor gibi. İçimizde bir hain olabilir.”

Zeynep, sarayın içindeki belgeleri büyük bir dikkatle incelerken kritik bir yazışmaya ulaştı. Sadık Paşa’nın gizli bağlantıları Osmanlı’nın düşmanlarıyla yürütülen büyük bir ihanet planını ortaya çıkarmak üzereydi. Ancak bunu açığa çıkarmak için daha fazlasını bilmek zorundaydı.

Şehzade Murad, divanın ortasında sert bir ifadeyle konuştu. “Bu savaş yalnızca dışarıda değil, içeride de kazanılmalı. Eğer Osmanlı’nın içine kadar uzanan bir ihanet varsa, öncelikle bu ağı çökertmeliyiz.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Gerçekler açığa çıktığında, dost bildiklerimiz bile değişebilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Osmanlı, bu savaşta yalnızca kılıçla değil, doğru hamlelerle de zafer kazanmalı. Önce içerideki düşmanı belirleyelim.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri düşman saldırısına karşı koymaya başladı. Ancak düşman hiç beklenmeyen bir taktik değişikliği yaptı.”

Arslan gözlerini cepheye dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içinde şekillenen ihanetin sonuçlarıyla yüzleşme zamanıydı.

Sarayın duvarları arasında büyüyen şüphe artık gölgelerde saklanamaz hâle gelmişti. Ancak gerçekleri ortaya çıkarmak için verilen mücadele, Osmanlı’nın sınırlarında yaşanan savaş kadar tehlikeli olabilirdi.

Arslan, gözlerini cepheye dikerek Osmanlı birliklerine son bir emir verdi. Düşman kuvvetlerinin beklenenden daha organize olduğu açıktı. Ancak içeriden bilgi sızdıran hain henüz ortaya çıkmamıştı.

Zeynep, elindeki belgeleri dikkatle inceleyerek Sadık Paşa’nın tavırlarını gözlemledi. Bu yazışmalar, Osmanlı’nın dışındaki bir güçle yapılan anlaşmanın kanıtıydı. Ancak hainin kim olduğunu kesinleştirmeden harekete geçmek büyük bir risk olabilirdi.

Şehzade Murad, divanın içinde sert bir ifadeyle konuştu. “Osmanlı bu savaşta yalnızca dışarıdaki düşmanlarla değil, içerideki hainlerle de mücadele etmek zorunda.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. “Bazı sırlar gün yüzüne çıktığında, sadakat ve ihanet yeniden tanımlanır.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Bir hanedanı korumak, yalnızca kılıçla değil, zekâyla da gerçekleşir. Osmanlı bu savaştan güçlenerek çıkmalı.”

Tam o anda, sarayın dışından bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, cephede Osmanlı birlikleri üstünlüğü sağlamaya başladı. Ancak düşman kuvvetleri geri çekilirken geride büyük bir tuzak bırakıyor olabilir.”

Arslan gözlerini sertçe önündeki haritaya dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı’nın sınırlarını koruma meselesi değil—devletin içindeki ihanetin sonuçlarıyla yüzleşme zamanıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (107) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)