✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

Kaosun Eşiği Bölüm 7 Kitabını Oku

 


Osmanlı topraklarında tehlike büyümeye devam ediyordu. Sarayın içindeki hainler açığa çıkmış olabilir mi, yoksa hâlâ gölgelerde saklanan daha büyük tehditler var mı?

Edirne’nin dışındaki haberler Osmanlı’nın sınırlarına yönelik tehditleri ortaya koyuyordu. Ancak bu tehdit yalnızca dışarıdan mı geliyordu, yoksa içerden biri Osmanlı’yı zayıflatmak için çalışıyor muydu?

Arslan, yeni görevine hazırlanırken derin bir düşünceye daldı. Savaş kapıdaydı. Ancak bu savaş yalnızca kılıçlarla değil, zekâyla kazanılacaktı.

Zeynep ise Osmanlı’nın içine sızan tehlikeyi daha da detaylı araştırmaya karar verdi. Hainler ve onların kurduğu ittifaklar hakkında ne kadar bilgi toplayabilirse, saray o kadar güvenli olacaktı.

Tam o anda, Şehzade Murad sert bir ifadeyle konuştu. “Bu savaş kaçınılmaz. Ancak biz Osmanlı’yı korumak için her yolu denemek zorundayız.”

Edirne Sarayı’nda duyulan uğultular, Osmanlı’nın sınırlarında başlayan hareketliliğin yankılarıydı. Ancak bu kez tehdit yalnızca dışarıdan gelmiyordu—saray içindeki entrikalar da bu kaosun bir parçasıydı.

Arslan, kılıcını kemerine sabitleyerek Şehzade Murad’ın önünde durdu. “Bu iş yalnızca sarayda çözülemez. Sınırlarımızda olup bitenleri öğrenmek zorundayız.”

Zeynep, yeni gelen habercinin getirdiği yazıyı dikkatle inceledi. “Burada düşman birliklerinin yalnızca küçük bir grup olduğu yazıyor. Ancak bu, planlanan büyük bir saldırının habercisi olabilir.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak konuştu. “Eğer sınırda hareketlilik varsa, Osmanlı’ya karşı yeni bir ittifak kuruluyor olabilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek gülümsedi. “Bazı savaşlar kılıçlarla değil, zekâyla kazanılır. Eğer bu tehdit gerçekten büyüyorsa, önce onu kimlerin yönlendirdiğini öğrenmeliyiz.”

Tam o anda, Şehzade Murad avlunun ortasına doğru yürüyerek kararını açıkladı. “Arslan, bu işin başına geçeceksin. Sınırda ne olup bittiğini öğrenmelisin. Ve hainler hâlâ sarayın içinde saklanıyorsa, Zeynep burada kalıp bu entrikaları açığa çıkarmalı.”

Arslan derin bir nefes alarak başını kaldırdı. Bu artık yalnızca bir görev değil, Osmanlı’nın kaderini belirleyecek büyük bir mücadeleydi.

Edirne Sarayı’nın taş duvarları, içerde dönen entrikaların ağırlığını taşıyordu. Ancak bu kez tehdit yalnızca sarayın içinde değil, Osmanlı’nın sınırlarında da büyüyordu.

Arslan, kılıcını kuşanarak hızla dış avluya yöneldi. Görevi açıktı—sınırdaki hareketliliğin nedenini öğrenmek zorundaydı. Ancak bu basit bir keşif gezisi olmayacaktı, çünkü karşısındaki güç yalnızca dışarıdan gelen bir tehdit olmayabilirdi.

Zeynep, divandaki belgeleri dikkatle inceleyerek Sadık Paşa’nın duraksamasına odaklandı. “Sarayın içinde hâlâ saklanan hainler var. Ancak onların bağlantıları yalnızca içeride değil, Osmanlı’nın dışındaki güçlerle de birleşiyor olabilir.”

Şehzade Murad, sert bir ifadeyle avlunun ortasına doğru ilerledi. “Arslan, sınırda Osmanlı’ya yönelik bir saldırı planlanıyorsa, bunu öğrenmek zorundayız. Zeynep, hainlerin izlerini sürerek suikastın arkasındaki tüm bağlantıları açığa çıkarmalı.”

Tam o anda, bir haberci hızla içeri girdi. “Şehzade’m, sınırda yeni bir gelişme var. Bazı Osmanlı sancak beyleri beklenmedik bir şekilde taraf değiştiriyor olabilir.”

Sadık Paşa kaşlarını çatarak öne doğru eğildi. “Eğer içerideki hainler dış güçlerle bağlantı kurduysa, Osmanlı’nın içinde yeni bir isyan hareketi doğabilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Bazı savaşlar yalnızca cephede kazanılmaz. Osmanlı’nın içinde yapılacak hamleler, dışarıdaki ittifakları bozguna uğratabilir.”

Arslan gözlerini sarayın kapılarına dikti. Bu artık yalnızca bir sınır meselesi değil, Osmanlı’nın içinden başlayıp tüm toprakları etkileyebilecek büyük bir hesaplaşmaydı.

Edirne Sarayı’ndaki sessizlik artık tehditkâr bir hâl almıştı. Dışarıdaki savaşın ayak sesleri içeride duyuluyor, Osmanlı’nın içindeki karışıklık büyüyordu.

Arslan, kılıcını kuşanarak hızlı adımlarla avludan geçerken Zeynep ona yetişti. “Sınırda gördüğümüz hareketlilik sadece başlangıç olabilir. Osmanlı içindeki hainlerle bağlantıları var mı, öğrenmeliyiz.”

Tam o anda, Şehzade Murad, divanın içinde sert bir sesle konuştu. “Bu mesele basit bir saldırı değil. Eğer sınırdaki güçler Osmanlı’nın içinden destek alıyorsa, bu hainleri açığa çıkarmak zorundayız.”

Sadık Paşa kaşlarını çatarak öne doğru eğildi. “Bazı savaşlar cephede değil, sarayın içinde kazanılır. Eğer içeride bize ihanet edenler varsa, önce onları bulmalıyız.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek gülümsedi. “Gölgeler arasında dolaşan gerçekler bazen en büyük savaşları başlatır. Osmanlı’nın geleceği için doğru hamleyi yapmak gerekiyor.”

Tam o anda, yeni bir haberci içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, sınırda Osmanlı’ya ait bazı birliklerin taraf değiştirdiğine dair haberler var.”

Arslan gözlerini sertçe habercinin yüzüne dikti. Bu artık yalnızca bir dış savaş değil, Osmanlı’nın içinde kök salmış bir ihanetti.

Edirne Sarayı’nın avlusunda yükselen sessizlik, yaklaşan fırtınanın habercisiydi.

Arslan, kılıcını kuşanarak dış kapıya doğru yürüdü. Görevi açıktı—Osmanlı’nın sınırlarında beliren tehlikenin kaynağını ortaya çıkarmak zorundaydı. Ancak bu yolculuk, onu bilinmeyen güçlerle karşı karşıya getirecekti.

Zeynep, divanın içinde belgelere göz gezdirirken alçak bir sesle konuştu. “Bu mesele burada bitmeyecek. Sınırdaki tehditle içerideki hainler arasında bir bağ olabilir.”

Şehzade Murad sert bir ifadeyle divanın ortasına doğru ilerledi. “Arslan, sınırdaki hareketliliği araştıracak. Zeynep, Osmanlı’nın içinde saklanan hainlerin izini sürecek.”

Tam o anda, yeni bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, sınırda Osmanlı’ya ait bazı birliklerin taraf değiştirdiği bilgisi geldi.”

Sadık Paşa kaşlarını çatarak konuştu. “Eğer Osmanlı içinde böyle bir ihanet gerçekleşiyorsa, bu yalnızca sınırda değil, içeride de büyük bir kargaşaya yol açacaktır.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Bazı savaşlar cephede başlamaz. Önce içerideki düzen sarsılır, sonra dış güçler harekete geçer.”

Arslan gözlerini sertçe sarayın kapılarına dikti. Bu artık yalnızca bir sınır meselesi değil, Osmanlı’nın içinden başlayıp tüm toprakları etkileyebilecek büyük bir hesaplaşmaydı.

Edirne Sarayı’nda yükselen uğultular, içerideki entrikaların dış dünyayla nasıl birleştiğini gösteriyordu.

Arslan, derin bir nefes alarak elindeki haritaya göz gezdirdi. Osmanlı’nın sınırlarında beliren hareketlilik, içerideki hainlerle bağlantılı olabilir miydi?

Zeynep, divanın ortasında durarak Sadık Paşa’nın sert bakışlarını süzdü. “Eğer Osmanlı’nın sancak beylerinden bazıları taraf değiştirdiyse, bu hareketliliğin arkasında kimlerin olduğunu öğrenmeliyiz.”

Tam o anda, Şehzade Murad sert bir ifadeyle konuştu. “Savaşın ayak seslerini duyuyoruz. Ancak bu, yalnızca Osmanlı’nın dışındaki düşmanlardan gelmiyor. İçeride hâlâ kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Gerçek düşman bazen hemen karşında değil, gölgelerin içinde saklanır. Osmanlı bu savaşta, hem içeride hem dışarıda mücadele etmek zorunda kalacak.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. Ancak artık kaçış yoktu. Divandaki isimler, Osmanlı’nın kaderini değiştirecek yeni kararlar almak zorundaydı.

Edirne Sarayı’nın taş avlusu, yaklaşan büyük kararların ağırlığını taşıyordu.

Arslan, sırtında taşıdığı görevin farkında olarak hızla sınırdaki hareketliliği araştırmaya koyuldu. Ancak bu görev, yalnızca düşmanı gözlemlemekle sınırlı değildi—ihanetin köklerini de keşfetmek zorundaydı.

Zeynep, sarayın içinde dolaşarak bilgileri toplamaya devam ediyordu. Sadık Paşa ve ona yakın isimlerin davranışlarını inceliyor, suikast planının daha geniş bir çerçevede Osmanlı’yı nasıl hedef aldığını anlamaya çalışıyordu.

Şehzade Murad, divanın başında sessizce otururken avlunun kapılarına yöneldi. “Bu mesele sadece birkaç hainin cezalandırılmasıyla bitmeyecek. Osmanlı’nın içinde kimlerle savaştığımızı netleştirmeliyiz.”

Tam o anda, bir haberci hızla içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, sınırda Osmanlı birlikleri arasında çatışma başladı. Sancak beylerinden bazıları, düşman kuvvetlerine katılmış olabilir.”

Sadık Paşa sert bir ifadeyle öne doğru eğildi. “Eğer Osmanlı içinde ihanet varsa, bu yalnızca askerlerle sınırlı değildir. Devletin içinde daha büyük bir plan olabilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek gülümsedi. “Bir hanedanı yok eden şey kılıç darbeleri değil, içeride gizlenen ihanetlerdir.”

Arslan, gözlerini sertçe habercinin yüzüne dikti. Bu artık yalnızca bir sınır meselesi değil, Osmanlı’nın içinden başlayıp tüm toprakları etkileyebilecek büyük bir hesaplaşmaydı.

Edirne Sarayı’nda yükselen huzursuzluk, yaklaşan büyük hesaplaşmanın habercisiydi.

Arslan, kılıcını kuşanarak hızla avludan çıktı. Osmanlı’nın sınırlarında beliren savaşın izlerini sürmek zorundaydı. Ancak bu tehlike sadece düşman ordusundan değil, içeriden gelen ihanetten de besleniyordu.

Zeynep, divandaki belgeleri titizlikle incelerken Sadık Paşa’nın gözlerini kaçırdığını fark etti. “Hainlerin hareketlerini izlemeliyim. Savaş yalnızca kılıçlarla kazanılmaz—bilgi en büyük silahtır.”

Tam o anda, Şehzade Murad sert bir ifadeyle konuştu. “Bu mesele burada bitmeyecek. Eğer Osmanlı’nın içinde ihanete uğruyorsak, dışarıdaki düşmanlarımızın kim olduğunu da netleştirmeliyiz.”

Sadık Paşa derin bir nefes aldı. “Osmanlı’nın sınırlarında meydana gelen bu hareketlilik, sadece bir isyan değil, hanedanı zayıflatmak için yapılmış bir hamle olabilir.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek gülümsedi. “Bazı savaşlar gölgelerde başlar. Ancak gerçek mücadele, bu gölgeleri aydınlatacak cesareti bulabilenler tarafından kazanılır.”

Tam o anda, sarayın dışından yeni bir haberci içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, sınırda Osmanlı birlikleri arasında çatışmalar başladı. Düşman kuvvetleri içimize sızmaya çalışıyor olabilir.”

Arslan, gözlerini sertçe habercinin yüzüne dikti. Bu artık yalnızca bir dış tehdit değil, Osmanlı’nın içinde büyüyen bir hesaplaşmaydı.

Edirne Sarayı’ndaki uğultular, yalnızca içerideki entrikaların değil, yaklaşan büyük savaşın da habercisiydi.

Arslan, hızla avludan geçerek kendisini bekleyen birliklerin yanına vardığında yüzüne sert bir rüzgâr çarptı. Sınırda büyüyen hareketlilik, Osmanlı’nın içindeki hainlerle bağlantılı olabilir miydi?

Zeynep, divanın içinde belgeleri incelerken Sadık Paşa’nın yüzündeki gerginliği fark etti. “Bir şeylerden emin değilim ama bu ittifak sıradan bir isyan gibi görünmüyor. Daha büyük bir planın parçası olabilir.”

Tam o anda, Şehzade Murad kapıdan içeri girerek sert bir sesle konuştu. “Arslan, Osmanlı’nın sınırlarına kadar ulaşan bu hareketliliğin arkasındaki güçleri bulmak zorundasın. Eğer içeride ihanet varsa, bu savaş sadece dışarıda kazanılmaz.”

Sadık Paşa kaşlarını çatarak öne doğru eğildi. “Sınırdaki sancak beylerinden bazıları Osmanlı’ya ihanet ettiyse, bu yalnızca askerlerin başlattığı bir hareket değildir. Osmanlı’nın içindeki köstebekleri de açığa çıkarmamız gerekiyor.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Bazen savaş alanındaki düşmandan çok, gölgelerde saklanan hainler daha ölümcül olur.”

Tam o anda, bir haberci hızla içeri girerek başını eğdi. “Şehzade’m, Osmanlı sınırlarında büyük bir savaş başlamak üzere.”

Arslan, gözlerini sertçe sarayın kapılarına dikti. Bu artık yalnızca Osmanlı için bir iç hesaplaşma değil, aynı zamanda hanedanı ve toprakları koruma mücadelesiydi.

Edirne Sarayı’ndaki sessizlik, bir kararın alınmasını bekliyordu. Ancak bu karar, yalnızca Osmanlı’nın içindeki hainleri açığa çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda sınırda başlayacak büyük bir çatışmanın yönünü belirleyecekti.

Arslan, gözlerini sertçe divandaki isimlere dikti. “Bu mesele burada bitmeyecek. Osmanlı’nın içindeki ihanet, sınırlarımızı da etkiliyor olabilir.”

Şehzade Murad, derin bir nefes alarak avlunun ortasına doğru ilerledi. “Osmanlı’nın bütünlüğünü korumak zorundayız. Eğer düşman içimizdeyse, onunla mücadele etmek için gereken adımları atacağız.”

Zeynep, elindeki belgeleri masaya bıraktı. “Hainler hala gölgelerde saklanıyor. Ancak yaptıkları her hamle onları açığa çıkaracak. Bu entrikayı çözmeden Osmanlı huzura kavuşamaz.”

Sadık Paşa gözlerini kaçırarak konuştu. “Gerçekler bazen tehlikeli olabilir. Ancak gerçekleri öğrenmeden bu savaşı kazanamayız.”

Rüstem Ağa hafifçe başını eğerek alçak bir sesle konuştu. “Bir hanedanı korumak, yalnızca kılıçla değil, akılla da gerçekleşir. Osmanlı, hem içeride hem de dışarıda mücadele etmek zorunda kalacak.”

Tam o anda, sarayın dışından bir haberci içeri girerek diz çöktü. “Şehzade’m, Osmanlı sınırlarında savaş başladı.”

Arslan, gözlerini sertçe sarayın kapılarına dikti. Bu artık yalnızca bir iç hesaplaşma değil, Osmanlı’nın kaderini belirleyecek büyük bir mücadeleydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (107) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)