Onun
gözlerinde artık yalnızca yorgunluk yoktu. Gerçek bir şüphe,
gerçek bir endişe vardı.
Leyla
telefonu sıkıca tuttu. Bu rastgele bir olay değildi bunu artık hissedebiliyordu.
Cem ona
birkaç saniye boyunca baktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Leyla,
artık bana anlatmalısın."
Leyla
gözlerini telefondan kaldırdı. İçindeki korku, artık saklanamayacak
kadar büyümüştü.
Şimdi, bir
karar vermek zorundaydı. Ya Cem’e her şeyi anlatacak, ya da gelen yeni mesajın
ardındaki gerçeği çözmek için daha derin bir araştırmaya başlayacaktı.
Leyla’nın
gözleri, telefon ekranındaki mesajda donup kalmıştı. Geceden beri zihninde
yankılanan sorular artık daha belirgin bir hale gelmişti.
"Daha
fazla soru sorma. Zamanın daralıyor."
Bunu kim
göndermişti? Ve
neden ona bu mesajı yollamıştı?
Leyla derin
bir nefes aldı. Daha
önce gelen mesaj, ona gerçeği araması gerektiğini söylemişti. Ancak şimdi gelen bu
mesaj, onun
durmasını istiyordu.
Ama neden? Gerçekleri
araştırmasının kime zararı dokunabilirdi?
Zihni hızla
çalışıyordu. Bu
mesaj yalnızca bir tehdit mi, yoksa daha büyük bir sırrın habercisi mi?
Tam o anda,
kapının hafifçe açıldığını fark etti. Cem içeri giriyordu.
Gözlerinde
uykusuzluğun izleri vardı. Ancak bu seferki bakışlarında sadece
endişe değil, açık bir şüphe vardı.
Leyla
telefonu sıkıca tuttu. Bir şeylerin ters gittiğini hissedebiliyordu.
Cem ona
birkaç saniye boyunca baktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Leyla,
artık bana anlatmalısın."
Leyla
gözlerini telefondan kaldırdı. İçindeki korku artık saklanamayacak kadar
büyümüştü.
Şimdi, bir
karar vermek zorundaydı. Ya Cem’e her şeyi anlatacak, ya da gelen
yeni mesajın ardındaki gerçeği çözmek için daha derin bir araştırmaya
başlayacaktı.
Leyla,
telefon ekranına gözlerini dikmiş halde öylece duruyordu. Zaman daralıyordu. Ama
nasıl? Kimin için?
Mesajın
içeriği zihnine kazınmıştı:
“Daha
fazla soru sorma. Zamanın daralıyor.”
Sanki bir
uyarıydı. Ama aynı zamanda, bu bir tehdit de olabilirdi.
Leyla’nın
zihni hızla çalışmaya başladı. Bu mesajı gönderen kişi, onun bir şeyler
öğrenmesini istemiyor muydu? Yoksa ona yardım etmeye mi çalışıyordu?
Telefonu
avucunda sıkıca tuttu. Eğer geri çekilirse, bu onun bilinmezlik içinde kaybolmasına
sebep olabilirdi. Ama devam ederse…
Tam o anda
kapının açıldığını fark etti. Cem içeri giriyordu.
Gözlerinde
geceden kalma bir yorgunluk vardı. Ancak bu sefer, bakışlarında sadece
endişe değil, gerçek bir şüphe vardı.
Leyla
telefonu sıkıca tuttu. Bir şeylerin ters gittiğini hissedebiliyordu.
Cem ona
birkaç saniye boyunca baktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Leyla,
artık bana anlatmalısın."
Leyla
gözlerini telefondan kaldırdı. İçindeki korku artık saklanamayacak kadar
büyümüştü.
Şimdi, bir
karar vermek zorundaydı. Ya Cem’e her şeyi anlatacak, ya da gelen
yeni mesajın ardındaki gerçeği çözmek için daha derin bir araştırmaya
başlayacaktı.
Leyla
ekranın parlak ışığında kaybolmuş kelimelere bakarken, kalbinin hızlandığını
fark etti.
Telefonuna
gelen mesaj zihnine kazınmıştı:
“Daha
fazla soru sorma. Zamanın daralıyor.”
Bu bir uyarı
mıydı? Yoksa
doğrudan bir tehdit mi?
Leyla,
mesajın anlamını kavramaya çalışırken, ellerinin istemsizce titrediğini fark
etti.
Daha önce
gelen mesaj onu gerçeğe ulaşması için cesaretlendirirken, şimdi gelen mesaj tam
tersini söylüyordu.
Bir şeyler
ters gidiyordu. Gerçeklere
yaklaştıkça, onun bu yolculuğunu durdurmak isteyen birileri mi vardı?
Tam o anda
kapının açıldığını fark etti. Cem içeri girdi.
Gözlerinde
yalnızca uykusuzluk yoktu. Gerçek bir şüphe, gerçek bir korku vardı.
Leyla
telefonu sıkıca tuttu. Bu rastgele bir olay değildi bunu artık hissedebiliyordu.
Cem ona
birkaç saniye boyunca baktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Leyla,
artık bana anlatmalısın."
Leyla
gözlerini telefondan kaldırdı. İçindeki korku, artık saklanamayacak
kadar büyümüştü.
Bir karar
vermek zorundaydı. Ya Cem’e her şeyi anlatacak, ya da gelen yeni mesajın ardındaki
gerçeği çözmek için daha derin bir araştırmaya başlayacaktı.
📖 Hikayeye Devam Et
Aşkın Son Perdesi 14 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder