Kulübenin kapısını açtıklarında, kaçaklar taş
yapının içine adım attılar. Ama içeride onları bekleyen şey, bildiklerinden
çok daha büyük bir sırrı barındırıyordu.
Duvarlara kazınmış eski işaretler, karanlıkta
parlayan mum ışıkları ve köşede bekleyen bir siluet…
Hasan gözlerini kısarak adamın yüzüne baktı. "Burası
ne?"
Adam derin bir nefes aldı. "Burada
gerçekleri öğreneceksiniz. Ama bu bilgiyi taşımanın bir bedeli var."
Ayşe ve Zeynep tedirginlikle etraflarına
baktılar. "Ne bedeli?" diye sordu Zeynep, sesi titriyordu.
Adam hafifçe gülümsedi. "Özgürlük sadece
kaçmaktan ibaret değildir. Eğer sistemden kurtulmak istiyorsanız, sistemin en
karanlık noktalarını bilmek zorundasınız."
Yusuf, duvarlardaki eski haritalara göz gezdirdi.
"Burada ne var?"
Adam eliyle büyük bir sandığı işaret etti. "İçinde
cevaplar var. Ama bu cevaplar, yalnızca güçlü olanlar için."
Hasan, bir an tereddüt etti. Bu kaçış, artık
sadece onların kurtuluşu değil, daha büyük bir gerçeğin kapısını aralıyordu.
Ve şimdi, geri dönüş artık mümkün değildi.
Kulübenin kapısından adım attıklarında,
kaçaklar artık geri dönüşün olmadığını biliyorlardı. Taş yapının derinliklerine
ilerledikçe, içeride yankılanan sessizlik onları daha da huzursuz ediyordu.
Hasan, duvarlara kazınmış eski işaretlere göz
gezdirirken içindeki şüphe daha da büyüyordu. Buraya gelenlerin hikâyesi neydi? Kaçışın gerçekten sonu var
mıydı?
Adam, gözlerini kaçaklara dikti ve derin bir
nefes aldı. "Burada
öğrendikleriniz, sizi ya özgürlüğe götürecek ya da tamamen değiştirecek."
Ayşe, taş sandığın üzerinde duran eski
kitaplara baktı. "Gerçekten özgür
olabilir miyiz?" diye
fısıldadı.
Zeynep ve Yusuf, sessizce duvarlardaki eski
haritaları incelerken akıllarında tek bir soru vardı: Buraya nasıl geldiler ve buradan nasıl çıkacaklardı?
Kaçaklar taş yapıdaki karanlık koridora doğru
ilerlediler. Adam onları takip ederken, yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "Her kaçışın bir bedeli vardır. Eğer buradan çıkmak
istiyorsanız, geride bıraktıklarınızı unutmaya hazır olmalısınız."
Hasan bir an duraksadı. "Unutmak mı? Biz sadece özgür olmak istiyoruz."
Adam, Hasan’ın gözlerine baktı. "Özgürlük, geçmişten kurtulmayı gerektirir. Eğer buradan
çıkarsanız, artık eski hayatınız olmayacak."
Ayşe ve Zeynep birbirlerine baktılar. "Ama ya geçmişimiz bize özgürlüğün yolunu
gösteriyorsa?"
Adam hafifçe iç çekti. "O zaman geçmişinizin ne kadar gerçek olduğunu sorgulamanız
gerekecek."
Yusuf, duvardaki haritayı göstererek sordu. "Buradan çıkış yolu nerede?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Çıkış, sadece gerçekten çıkmak isteyenler içindir."
Gecenin içindeki sessizlik kaçakların kalbini
hızlandırıyordu. Artık özgürlük,
yalnızca kaçmakla ilgili değildi.
Kaçışın kendisi, büyük bir sırrı ortaya çıkarmaya başlamıştı.
Hasan, adımlarını hızlandırarak koridorun
sonundaki kapıya yaklaştı. "Buradan
çıkmak istiyoruz. Bize yolu göster."
Adam, sert bir ifadeyle Hasan’a baktı. "Yol size gösterilmez. Siz onu bulmalısınız."
Zeynep, duvardaki sembollere baktı. "Bunlar ne anlama geliyor?"
Adam derin bir nefes aldı. "Bu kaçış, sıradan bir kaçış değil. Eğer buradan
çıkarsanız, artık eski dünyada yeriniz kalmayacak."
Ayşe, Yusuf’a döndü. "Ya kaçamazsak?"
Yusuf sert bir ifadeyle cevap verdi. "Bunu öğrenmenin tek yolu denemek."
Adam, kapıyı hafifçe aralayarak kaçakları
işaret etti. "O halde,
kararınızı verin."
Kaçaklar, kapının ardındaki yeni dünyaya adım
attılar. Ancak burada onları
bekleyen şey, düşündüklerinden çok farklıydı.
Gök karanlıktı, hava ağırdı. Bu yer, bildikleri hiçbir şeye benzemiyordu.
Hasan, etrafına bakarak fısıldadı. "Burası neresi?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Buraya gelen herkesin aynı soruyu sorması normal. Ama
cevap her zaman değişir."
Ayşe, duvardaki eski yazıları inceledi. "Gerçekten burada güvende miyiz?"
Adam, kaçaklara bakarak derin bir nefes aldı.
"Güvenlik, bir yanılsamadır. Eğer
özgür olmak istiyorsanız, korkularınızı yenmelisiniz."
Zeynep ve Yusuf birbirlerine baktılar. "O zaman buradan nasıl çıkacağız?"
Adam hafifçe gülümsedi. "Çıkış, sadece gerçekten gitmek isteyenler içindir."
Kaçaklar, taş yapının derinliklerinde
ilerlerken sessizlik giderek daha ağırlaşıyordu. Burada kimse onları takip etmiyordu, ama bu özgür oldukları
anlamına mı geliyordu?
Hasan, adamın yanına gelerek sordu. "Bize yolu göster. Buradan çıkmalıyız."
Adam, gözlerini kaçaklara dikti ve kapının
ardındaki gölgeleri gösterdi. "Özgürlüğü
seçtiğinizde, geriye dönüş olmaz. Şimdi seçiminizi yapın."
Ayşe, Zeynep ve Yusuf birbirlerine baktılar. Bu kaçış gerçekten onları özgürlüğe mi götürecekti, yoksa daha
büyük bir bilinmezliğe mi sürükleyecekti?
Kapının ardında ne vardı? Özgürlük mü,
yoksa sonsuz bir kaçış mı?
Hasan, derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Kaçaklar, bilinmeyenin içine doğru adım attılar.
Ve artık geri dönüş mümkün değildi.
Kaçaklar, taş yapının içindeki koridordan
ilerlerken ay ışığı duvarlarda ince gölgeler oluşturuyordu. Burası neydi? Kim tarafından yapılmıştı?
Hasan, adamın peşinden yürüyerek sert bir
sesle sordu. "Buraya gelenler
ne yapıyor? Sadece saklanıyorlar mı, yoksa daha büyük bir plan mı var?"
Adam, taş duvara dokunarak gözlerini
kaçaklara dikti. "Buraya gelenlerin
ortak bir amacı var. Ama herkesin yolu farklıdır."
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında yürürken
sessizce etrafı inceliyordu. "Eğer
burası bizim için güvenliyse, neden hâlâ korkuyoruz?" diye fısıldadı Zeynep.
Adam hafifçe gülümsedi. "Çünkü gerçek özgürlük, korkuların içinde saklıdır."
Hasan kaşlarını çattı. "Bize ne yapacağımızı söyle."
Adam duraksadı, sanki kaçakların cevabı
kendilerinin bulmasını bekliyordu. "Burası
sadece bir durak. Ama kaçışınızın yönünü değiştirmek istiyorsanız, doğru
soruları sormaya başlamalısınız."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Gerçekten özgür olabilirler miydi? Yoksa bu kaçış, yeni bir oyun
mu başlatıyordu?
Kaçaklar, taş yapının içindeki karanlık
koridorda ilerlerken, ay ışığı duvarlardaki eski yazıları ve sembolleri hafifçe
aydınlatıyordu. Burası neydi? Kimler
tarafından inşa edilmişti?
Hasan, kapının önünde durarak derin bir nefes
aldı. "Buraya gelenlerin
amacı ne?" diye sordu, sesi
sert ve kararlıydı.
Adam hafifçe gülümsedi. "Buraya gelenler yalnızca saklanmaz. Burada, sistemi
değiştirmeye çalışanlar da var."
Yusuf kaşlarını çattı. "Sistemi değiştirmek mi? Biz sadece özgür olmak
istiyoruz."
Adam gözlerini kaçaklara dikti. "Özgürlük bazen sadece kaçmakla kazanılmaz. Eğer gerçekten
özgür olmak istiyorsanız, korkularınızla yüzleşmelisiniz."
Zeynep, Ayşe’ye dönerek fısıldadı. "Eğer buraya gelirken yanlış bir seçim yaptıysak?"
Ayşe, duvara kazınmış sembollere göz
gezdirdi. "Belki de artık
geri dönmek diye bir seçenek yoktur."
Adam kapıyı hafifçe aralayarak kaçakları
içeriye işaret etti. "Burada neyle
karşılaşacağınızı bilmeden bir karar vermek zorundasınız."
Hasan, kapının önünde bir an duraksadı. Kaçışlarının amacı artık sadece özgür olmak mıydı, yoksa daha
büyük bir oyunun içine mi çekilmişlerdi?
Adam hafifçe gülümsedi. "Artık seçim sizin."
Kaçaklar, taş yapının içindeki soğuk
koridorda adımlarını sessizce atarken, havadaki ağır nem ve küf kokusu iyice
belirginleşmişti. Burası, sadece bir
sığınak mıydı, yoksa düşündüklerinden daha büyük bir şeyin parçası mıydılar?
Hasan, duvarlardaki eski yazılara göz
gezdirerek adamın sözlerini düşündü. "Buraya
gelenlerin ortak amacı ne?"
diye sordu, sesi temkinliydi.
Adam, koridorun sonundaki taş kapıyı işaret
etti. "Buraya gelenler,
yalnızca saklanmaz. Bazen de geçmişlerinden kaçarlar."
Ayşe ve Zeynep, Yusuf’un yanında ilerlerken
etrafı dikkatlice inceliyorlardı. "Peki
biz ne yapıyoruz? Saklanıyor muyuz, yoksa gerçekten özgürlüğe mi
yaklaşıyoruz?" diye sordu
Ayşe.
Adam hafifçe gülümsedi. "Özgürlük, yalnızca kaçmakla kazanılmaz. Eğer gerçekten
özgür olmak istiyorsanız, korkularınızı yenmek zorundasınız."
Yusuf, duvarın üzerindeki sembollere bakarak
derin bir nefes aldı. "Eğer buraya
girersek, gerçekten kurtulabilecek miyiz?"
Adam kapıyı hafifçe aralayarak kaçakları
içeriye işaret etti. "Bazı cevapları
görmek için önce kapıyı açmalısınız."
Hasan, kapının önünde bir an duraksadı. Bu kaçış sadece onları özgür yapacak mıydı, yoksa daha büyük bir
oyun içine mi sokuyordu?
Adam hafifçe gülümsedi. "Artık seçim sizin."
Kaçaklar birbirlerine baktılar. Kapıyı açacaklar mıydı, yoksa başka bir çıkış yolu mu
arayacaklardı?
Kaçaklar, taş yapının derinliklerinde
ilerlerken havada garip bir
sessizlik vardı. Ay ışığı,
koridorun sonundaki kapının üzerine vuruyor, eski metal yüzeyde hafif bir
parlaklık oluşturuyordu. Kapının
ardında ne vardı?
Hasan, Ayşe ve Zeynep birbirlerine kısa
bakışlar attılar. Yusuf, duvardaki sembolleri incelerken içini çekti. "Burası sadece bir sığınak değil," diye fısıldadı.
Adam hafifçe gülümsedi. "Özgürlük, sanıldığı kadar basit değildir," dedi. "Eğer
gerçekten buradan çıkmak istiyorsanız, geçmişinizi ardınızda
bırakmalısınız."
Hasan kaşlarını çattı. "Geçmiş olmadan gelecek olmaz."
Adam başını eğerek kapıyı işaret etti. "O zaman buradan çıkarken kim olduğunuzu hatırlayın. Çünkü
bu kaçış, sadece sizinle ilgili değil."
Ayşe, derin bir nefes alarak kapının önüne
geldi. "Bizim için ne
saklıyorsun?"
Adam sessizce geriye çekildi. "Bu kapının ardında ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, tek
yapmanız gereken onu açmak."


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder