Kaçaklar
kapıyı açtıklarında, önlerinde uzanan geniş bir alanı gördüler.
Burası
onları gerçekten özgürlüğe götürecek miydi?
Hasan
gözlerini derin boşluğa dikti. "Burası bizim hikâyemizin yeni bir
başlangıcı
mı?"
Ayşe
kaşlarını çatarak düşündü. "Belki de geçmişi geride bırakmak, yeni yollar
açmamıza yardımcı olabilir."
Yusuf ve
Zeynep adımlarını ileri attılar. "Buradan geçtiğimizde, artık geri dönüş
olmayacak."
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı yolculuklar, sizi baştan yaratır."
Kaçaklar
önlerindeki yola adım attıklarında, hava değişti. Burası onlar için gerçekten
bir başlangıç mıydı, yoksa hâlâ eski hesaplar tamamlanmamış mıydı?
Hasan
gözlerini ufka dikti. "Burada gerçekten istediğimiz şeyi bulabilecek miyiz?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Geçmişi arkada bırakıyoruz. Ama geçmiş bizi bırakacak
mı?"
Yusuf,
haritaları bir kez daha kontrol etti. "Özgürlük yalnızca kaçmak mı?
Yoksa
kendini yeniden yaratmak mı?"
Zeynep
başını eğerek sessizce düşündü. "Eğer burası yeni bir başlangıçsa, biz ona
hazır mıyız?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yolculuklar yalnızca onları
yürüdüğünüzde
anlam kazanır."
Kaçaklar
yeni yollarını çizerken, içlerinde beliren his yalnızca umut değil, aynı zamanda
korkuydu. Gerçekten burada mutlu olabilecekler miydi?
Hasan
gözlerini yolun uzak noktalarına dikti. "Buradan sonra ne var?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Özgürlük, yalnızca sınırların ötesinde mi? Yoksa onu
kendi içimizde mi bulmalıyız?"
Yusuf
sessizce başını salladı. "Eğer özgürsek, neden hâlâ geçmişimizi
düşünüyoruz?"
Zeynep
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Belki de geçmiş, hiçbir zaman tam
olarak
geride bırakılmaz."
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı cevaplar yalnızca yolculuk tamamlandığında ortaya
çıkar."
Kaçaklar
önlerinde uzanan geniş düzlükte yürümeye başladılar. Havadaki sessizlik,
düşündüklerinden daha ağırdı.
Hasan
gözlerini gökyüzüne dikti. "Burası bizim aradığımız yer mi?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Bir yere varmak özgürlük değil. Özgürlük, doğru yerde
olmayı hissetmek olabilir."
Yusuf,
haritalara baktı. "Burada bizi bekleyen ne var? Gerçekten özgürlük mü?"
Zeynep
sessizce düşünerek başını kaldırdı. "Belki de özgürlük, kendi
yolumuzu
çizmeye başladığımızda anlam kazanır."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yolculuklar, varış noktasından çok
yürüdüğünüz
yollarla ilgilidir."
Kaçaklar
ilerledikçe, ufukta eski bir kasaba belirdi. Burası onların aradığı yeni başlangıç
olabilir miydi?
Hasan
gözlerini kasabanın siluetine dikti. "Buraya girmeli miyiz?"
Ayşe
kaşlarını çatarak düşündü. "Bizi burada bekleyen şey, gerçekten yeni bir
hayat mı?"
Yusuf ve
Zeynep birbirlerine baktılar. "Eğer burada kalırsak, geçmiş bizi yakalamaya
devam eder mi?"
Adam hafifçe
iç çekti. "Bazı yerler, yalnızca onları anlamayı seçtiğinizde gerçekten
sizin olur."
Kaçaklar
kasabanın girişinde durdu. Burası gerçekten onlar için yeni bir başlangıç
olabilir miydi?
Hasan
gözlerini kasabanın dar sokaklarına dikti. "Burada bizi ne bekliyor?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer buraya gerçekten yerleşirsek, geçmişten tamamen
kopabilir miyiz?"
Yusuf, ufka
doğru baktı. "Özgürlük sadece kaçmak değil. Kendini yeniden yaratmak da
özgürlük değil mi?"
Zeynep
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Belki de özgürlük, geçmişten kaçmak değil;
onunla barışmak."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yolculuklar, ancak gerçek bir karar
verdiğinizde
başlar."
Kaçaklar
kasabanın içine doğru ilerledikçe, çevreden gelen sesler onların buraya tamamen
yabancı olmadığını hissettiriyordu.
Hasan
sessizce konuştu. "Buraya gelenler bizi hemen fark eder mi?"
Ayşe
kaşlarını çatarak düşündü. "Geçmişimizi burada gizleyebilir miyiz?"
Yusuf bir an
duraksadı. "Özgür olmak için kendini saklamak mı gerekir?"
Zeynep
başını kaldırarak kasabanın eski taş duvarlarına baktı. "Burası sadece bir
yer değil. Burası bizim seçimimiz."
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı başlangıçlar, yalnızca doğru yerde
yaşandığında
gerçekten anlam kazanır."
Kaçaklar
kasabanın dar sokaklarında yürürken, içlerinde garip bir his vardı. Bu yer,
düşündüklerinden çok daha fazlasını saklıyor olabilir miydi?
Hasan
gözlerini eski taş evlere dikti. "Burada gerçekten saklanabilir
miyiz?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Belki de özgür olmak saklanmak değil, kendi
yerini
bulmaktır."
Yusuf,
sokaklarda dolaşan insanlara göz gezdirdi. "Eğer buraya yerleşirsek, bizi
fark ederler mi?"
Zeynep
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Geçmişimizi tamamen geride bıraktık mı?"
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı yerler, yalnızca onları anlamayı
seçtiğinizde
gerçekten sizin olur."
Kasabada
dolaşırken, bir hanın önünde durdular. Bu han, onların geçici sığınağı mı
olacaktı, yoksa burada kalıcı bir yer mi bulabileceklerdi?
Hasan
kapının yüzeyine dokunarak iç çekti. "Buraya gerçekten adım atmalı mıyız?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Eğer burada kalırsak, geçmişimizin izleri bizi
takip eder mi?"
Yusuf, hanın
içindeki eski ahşap mobilyalara baktı. "Bu yer bizi kabul edecek mi?"
Zeynep
başını kaldırarak pencereden dışarıyı izledi. "Özgürlük yalnızca bir yer
mi? Yoksa hissettiğimiz bir şey mi?"
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı başlangıçlar, yalnızca doğru yerde
yaşandığında
anlam kazanır."
Kaçaklar
hanın içinde yerleşmeye başladılar. Yeni bir hayat kurmak için her şeyi
arkalarında bırakmaya karar vermişlerdi. Ancak geçmiş, sessizce onların
peşinden gelmeye devam ediyordu.
Hasan
gözlerini hanın eski duvarlarına dikti. "Burası bizim için gerçekten yeni bir
başlangıç olabilir mi?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Evet, yeni bir hayat kuruyoruz. Ama geçmiş
gerçekten
arkamızda mı kaldı?"
Yusuf, hanın
penceresinden dışarıyı izledi. "Bazı gölgeler, sadece geceleri görünmez
olmaz."
Zeynep
başını kaldırarak düşündü. "Özgürlük geçmişi unutmak değil. Onunla yaşamayı
öğrenmek."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı hikâyeler, sadece yarım kaldığında daha güçlü hâle
gelir."
Kaçaklar
kasabanın içinde dolaşırken, sokaklarda kendilerini fazla dikkat çekmeden
tanıtmaya başladılar. Ancak içlerinde hâlâ, geçmişin geri dönme ihtimalinin
tedirginliği vardı.
Hasan
sessizce konuştu. "Burada kimse bizi tanımıyor. Ama gerçekten
güvende
miyiz?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Eğer biri geçmişimizi öğrenirse, yeni
hayatımız ne
olur?"
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Bazı sırlar, yalnızca onları saklayabildiğiniz
sürece
güvenlidir."
Zeynep
başını eğerek düşündü. "Özgürlük yalnızca yaşamak değil. Aynı
zamanda
geçmişin izleriyle baş edebilmek."
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazı izler, kaybolmadığında daha derinleşir."
Kaçaklar
hanın içinde yeni bir düzen kurmaya çalışırken, içlerinde beliren his yalnızca
umut değil, aynı zamanda tedirginlikti. Burada uzun süre kalabilirler miydi?
Yoksa geçmiş onları bulacak mıydı?
Hasan
gözlerini hancının sert bakışlarına dikti. "Bizi fark etmiş olabilir
mi?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Buraya yabancıyız. Ama belki de bizi kabul
edecekler."
Yusuf, hanın
içindeki ağır havayı hissederek düşündü. "Saklanmaktan başka çaremiz var
mı?"
Zeynep
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Özgürlük bazen geçmişle yüzleşmekten daha
kolaydır."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı başlangıçlar, ancak geçmişin gölgesinden çıktığınızda
gerçek olur."
Kaçaklar
kasabanın sokaklarında dolaşırken, içlerinden biri arkalarında bir gölge
hissediyordu.
Hasan
kaşlarını çatarak sessizce fısıldadı. "Biri bizi takip ediyor olabilir
mi?"
Ayşe
gözlerini hızla arkasına çevirerek düşündü. "Burası gerçekten güvenli mi?"
Yusuf,
sokakta oturan yaşlı adamın bakışlarını yakaladı. "Bizi tanıyor mu?"
Zeynep derin
bir nefes aldı. "Geçmiş bazen en sessiz anlarda geri döner."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bazı sırlar, sadece onları koruyabildiğiniz
sürece
güvenlidir."
Kaçaklar
hanın içinde yeni bir hayat kurmaya başlasalar da, gece çöktüğünde her şey
sessizleştiğinde geçmişin izleri daha belirgin hâle geliyordu.
Hasan
gözlerini hanın eski ahşap tavanına dikti. "Burada gerçekten
güvendeyiz
mi?"
Ayşe derin
bir nefes aldı. "Eğer geçmişin izleri hâlâ bizi takip ediyorsa, biz tam
olarak özgür müyüz?"
Yusuf, hanın
penceresinden dışarı baktı. "Bizi tanıyan biri olabilir mi?"
Zeynep
başını kaldırarak düşündü. "Bazı sırlar, yalnızca gece olduğunda daha belirginleşir."
Adam hafifçe
başını salladı. "Gerçek, yalnızca onu görmeye cesaret
ettiğinizde
ortaya çıkar."
Kasabanın
sokaklarında sessizlik hâkimdi. Ancak kaçaklar, birilerinin onları izlediğine
dair içlerinde derin bir his taşıyorlardı.
Hasan
kaşlarını çatarak düşündü. "Biri bizi takip ediyor olabilir mi?"
Ayşe
gözlerini hızla arkasına çevirdi. "Geçmiş, bizi bulmak üzere olabilir mi?"
Yusuf, bir
köşede duran adamın sert bakışlarını fark etti. "Burada bizim gibi başka
kaçaklar olabilir mi?"
Zeynep derin
bir nefes aldı. "Bazı gölgeler sadece karanlıkta belirginleşir."
Adam hafifçe
iç çekti. "Bazı soruların cevabı, yalnızca doğru zamanda
ortaya
çıkar."
Kasaba,
kaçaklara yeni bir başlangıç sunuyor gibi görünse de, bazı gölgeler hareket
etmeye başlamıştı. Ayşe ve Zeynep’in farkında bile olmadan içine düştüğü tuzak,
geçmişin bir yankısı mıydı?
Hasan hanın
dışına çıkarken Yusuf’un aniden kaybolduğunu fark etti. "Nerede
Yusuf?"
Ayşe ve
Zeynep, kasabanın arka sokaklarında yürürken içlerinde beliren huzursuzluğu
hafife almışlardı. Ancak bir grup adam, onları fark etmişti.
Adamlar
sessizce yaklaştı. "Siz burada yenisiniz, değil mi?"
Ayşe
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Bu adamlar neden böyle konuşuyor?"
Zeynep
adımlarını hızlandırmak istedi, ama çok geçti. İki adam yollarını kapattı.
Kaçaklar
kendilerini hazırlıksız yakalanmış hissettiler. Kasaba güvenli
olmalıydı.
Ancak hiç beklemedikleri bir tehditle karşı karşıya kalmışlardı.
Ayşe
dişlerini sıkarak fısıldadı. "Buradan çıkmalıyız."
Zeynep
gözlerini etraftaki kaçış yollarına dikti. "Bizi neden
durduruyorlar?"
Adamların
lideri hafifçe başını eğdi. "Kendi başınıza hareket etmek burada tehlikelidir.
Özellikle geçmişi olanlar için."
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Biz sadece buraya yerleşmek istiyoruz."
Adam alaycı
bir şekilde güldü. "Öyle mi? Bazen geçmiş insanı bırakmaz. Ya da insanlar
geçmişi bırakmaz."
Tam o anda
Yusuf kasabanın karanlık sokaklarında Ayşe ve Zeynep’i arıyordu.
İçinde
beliren his, onları kaybetmemesi gerektiğini söylüyordu.
Hasan,
Yusuf’un aceleyle sokağa doğru ilerlediğini fark etti. "Ne oldu?"
Yusuf
gözlerini karanlığa dikti. "Ayşe ve Zeynep'in başı dertte olabilir."
Hasan hemen
yanında belirdi. "Ne yapıyoruz?"
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Onları bulmak zorundayız."
Ayşe ve
Zeynep adamların karşısında kendilerini savunmaya hazır
hissediyorlardı,
ancak güç dengesi onların lehine değildi.
Ayşe
gözlerini sertçe kaldırarak konuştu. "Bizi neden durduruyorsunuz?"
Zeynep
kaşlarını çatarak geri adım attı. "Bizimle ne istiyorsunuz?"
Adam hafifçe
gülümsedi. "Bazen insanlar zor kararlar vermek zorunda
kalır.
Sizinkini verdiniz mi?"
Ayşe ve
Zeynep içten içe kaçışın mümkün olup olmadığını düşünmeye
başladılar.
Ancak o anda
Yusuf ve Hasan karanlıktan fırladı.
Tehlikeli
an, artık keskin bir mücadeleye dönüşmek üzereydi. Yusuf, Ayşe ve Zeynep’i
koruyabilecek mi? Hasan gerçekten doğru zamanda mı geldi? Ve bu adamlar ne
istiyor?
Hikâye artık
büyük bir gerilim içinde ilerliyor! Kaçaklar bu tehlikeden
kurtulabilecek
mi, yoksa geçmişin ağırlığı onları daha derine mi çekecek?
Yusuf ve
Hasan, adamların sert bakışlarını fark ettiğinde Ayşe ve Zeynep'in ellerinin
bağlı olduğunu gördüler. Ancak panik zamanı değildi.
Hasan
kaşlarını çatarak fısıldadı. "Buradan çıkmaları için zaman
kazanmamız
lazım."
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Onları oyalayabiliriz. Ama sonra hızlı hareket etmeliyiz."
Adamların
lideri alaycı bir şekilde başını eğdi. "Görünüşe göre burada
şansınızı
zorlamayı seçtiniz."
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti ve sessizce fısıldadı. "Bize birkaç saniye
verin."
Mücadele
başladığında, Yusuf ve Hasan adamların dikkatini dağıtmaya
çalıştı.
Hasan bir
adım öne çıkarak sertçe konuştu. "Onları bırakın!"
Yusuf
yumruklarını sıkarken gözlerini adamlardan ayırmadı. "Bu iş burada bitmeli!"
Ayşe ve
Zeynep, bu kargaşadan yararlanarak bağlarını çözmek için fırsat kolluyorlardı.
Adamların
lideri hafifçe güldü. "Siz gerçekten neyin içinde olduğunuzu
bilmiyorsunuz,
değil mi?"
Mücadele
devam ederken, Ayşe ve Zeynep bir anlık fırsatı yakaladılar.
Bağlarını
çözmeyi başarmışlardı!
Ayşe hızlıca
Zeynep’e fısıldadı. "Şimdi kaçmalıyız!"
Zeynep
gözlerini lider adama çevirdi. "Ama onların neden burada olduğunu öğrenmeliyiz!"
Hasan, bir
adamı sertçe savururken bağırdı. "Şimdi!"
Yusuf,
kavgayı daha fazla uzatmamak gerektiğini fark etti. "Ayşe, çabuk!"
Adamların
lideri hafifçe başını sallayarak derin bir nefes aldı. "Bizi tamamen unuttuğunuzu
mu sandınız?"
Ayşe nefesi
kesilerek ona baktı. "Siz kimsiniz?"
Zeynep
hızlıca birkaç adım attı. "Ne istiyorsunuz?"
Adam
gözlerini Yusuf ve Hasan’a dikerek gülümsedi. "Sadece borcumuzu tahsil
ediyoruz."
Kaçaklar
birbirlerine baktılar. Bu sözler, geçmişlerinin hâlâ onları
yakalamaya
çalıştığının bir kanıtıydı.
Ayşe ve
Zeynep soluklarını tutarak adamların liderine baktılar. Onun söylediği şey,
geçmişin burada sonlanmadığını gösteriyordu.
Hasan
kaşlarını çatarak sordu. "Borç mu? Ne borcu?"
Yusuf bir
adım öne çıkarak sert bir ifadeyle konuştu. "Biz kimseye borçlu değiliz.
Açık konuşun!"
Adam hafifçe
başını eğerek gülümsedi. "Siz böyle düşünebilirsiniz. Ama bazı borçlar
geçmişten gelir ve tahsil edilmek zorundadır."
Ayşe
gözlerini kaçaklara çevirdi. "Bu adamlar bizi buraya kadar nasıl takip etti?"
Zeynep,
adamların yüzlerindeki ifadeyi incelerken bunun sadece bir tehdit olmadığını
fark etti.
Zeynep
dişlerini sıkarak sordu. "Bize tam olarak ne istiyorsunuz?"
Adam iç
çekti ve gözlerini karanlığa dikti. "Sadece yarım kalan bir anlaşmayı tamamlıyoruz."
Hasan öne
atılarak bağırdı. "Ne anlaşması?"
Adam
gözlerini Ayşe’ye çevirdi. "Bir zamanlar yapılan ama
tamamlanmayan
bir anlaşma."
Ayşe
nefesini tuttu. "Berdel…"
Kaçakların
içinden bir ürperti geçti. Bu adamlar geçmişte yapılmış bir
anlaşmanın
takipçisiydi. Berdel, tamamlanmayan bir sözleşme olarak hâlâ onların
peşindeydi.
Yusuf derin
bir nefes aldı. "Bu iş burada bitmeli. Geçmişin zincirlerinden kurtulmalıyız!"
Zeynep
kaşlarını çatarak düşündü. "Ama geçmiş yalnızca peşimizi
bırakmıyor.
O bizi yönlendirmeye çalışıyor."
Hasan
dişlerini sıkarak konuştu. "Burada kalıp mücadele etmek zorundayız."
Ayşe
gözlerini kaçaklara dikti. "Özgürlük sadece kaçmak değil. Geçmişi
tamamen sona
erdirmek."
Adam hafifçe
başını salladı. "Bakalım bunu başarabilecek misiniz?"
📖 Hikayeye Devam Et
Berdel: Sonsuz Dönüşüm adlı romanımızın 9. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder