✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

Gölgelerin Fısıltısı Duvarlardaki Yankılar Bölüm 6 Online Oku

 


Elif, sırtını dayadığı kapıdan ayrılıp holün serin sessizliğine adım attı. Bahçedeki gergin bekleyiş ve o görünmez gözlerin baskısı hala tenindeydi ama konağın duvarları arasına girmek, tuhaf bir şekilde, kontrolü tekrar eline aldığı hissini veriyordu. Burası tekinsiz olabilirdi, evet, ama en azından sınırları belliydi. Dışarıdaki vahşi doğanın ve saklanan gölgelerin belirsizliğine kıyasla, konağın odaları, koridorları daha tanımlanabilir bir tehdit sunuyordu. Şimdilik.

Önce mutfağa yöneldi. Mekanik hareketlerle kahve makinesini hazırladı. Kahvenin demlenirken çıkardığı ses ve yaydığı koku, bu eski ve sessiz eve bir nebze olsun normallik katıyor gibiydi. Kendine büyük bir kupa kahve doldurdu, dumanı tüten kupayı iki eliyle sıkıca kavradı. Sıcaklık parmaklarından içeri yayılırken biraz olsun gevşediğini hissetti. Sakinleşmeye ve mantıklı düşünmeye ihtiyacı vardı. Panikle hareket etmek sadece hata yapmasına neden olurdu.

Kahvesiyle birlikte çalışma odasına geçti. Burası, tüm o tozlu rafları, eski kitapları ve çözülmeyi bekleyen sırlarıyla, adeta konağın beyni gibiydi. Masanın üzerini biraz temizledi, kendine rahat bir çalışma alanı açtı. Çantasından çıkardığı ipuçlarını – Ali'nin not defterini, pusulayı, o küçük pirinç düdüğü, harita parçasını, Neriman'ın mektuplarını ve kenarları notlarla dolu tarih kitabını – özenle masanın üzerine dizdi. Sanki bir suç mahalli inceleyen bir dedektif gibi, tüm parçaları bir arada görmek istiyordu.

Önce Ali'nin not defterini tekrar eline aldı. Sayfaları yavaşça çevirdi, bu kez sadece notlara veya çizimlere değil, sayfa kenarlarına, kağıdın dokusuna, mürekkebin veya kurşun kalemin silikleştiği yerlere bile dikkat ederek. O karmaşık teknik çizimler hala anlamsızdı. Ama bazı sayfalarda, çizimlerin yanına düşülmüş küçük notlar dikkatini çekti. Ölçü birimleri, malzeme isimleri, bazıları Almanca veya İngilizce olabilecek teknik terimler... Ali sadece bir aşık genç adam değildi, belli ki ciddi bir proje üzerinde çalışıyordu. Peki neydi bu proje? Ve babasının karşı çıkmasının sebebi neydi? "O adamların" bu projeyle bir ilgisi olabilir miydi?

Defterin sonlarına doğru tekrar o "Koruma?" notunun olduğu sayfaya geldi. Yanındaki çizim, ilk bakışta anlamsız bir karalama gibi görünse de, daha dikkatli bakınca katmanlı bir yapıya benziyordu; belki iç içe geçmiş silindirler veya diskler, belki de karmaşık bir kilit mekanizmasının şemasıydı. "Koruma" kelimesi tam da bu şemanın en iç katmanını işaret ediyordu. Ali, bu mekanizmayı bir şeyi korumak için mi tasarlamıştı? Neyi? Ya da bu bir tür güvenlik sistemi miydi? Kendi güvenliği için mi?

Sonra dikkatini tarih kitabına çevirdi. "Sisli Vadi Tarihi ve Efsaneleri". Neriman Teyze'nin işaretlediği bölümleri tekrar okudu. Eski kuyu efsanesi, kayıp ruhlar, kasabanın kurucu aileleri arasındaki eski husumetler... Teyzesinin notları kısa ve özdü; bazen bir soru işareti, bazen bir ünlem, bazen de başka bir sayfaya veya kitaba gönderme yapan bir not... 'Kayıp Ruhlar' bölümünün yanına düştüğü bir not özellikle ilgisini çekti: "A.K.'nin ailesi de bahsetmişti. Bodrum katındaki mühürlü kapı?"

A.K.'nin ailesi... Ali'nin ailesi mi? Onlar da bu tür efsanelere veya söylentilere inanıyor muydu? Daha da önemlisi, "Bodrum katındaki mühürlü kapı?" Bu da ne demekti? Konağın bir bodrum katı var mıydı? Varsa, orada mühürlü bir kapı mı bulunuyordu? Ve bunun Ali'nin ailesiyle veya kayıp ruhlarla ne ilgisi olabilirdi? Neriman Teyze'nin günlüğünde bahsettiği "açılmaması gereken kapı" bu olabilir miydi?

Elif'in zihninde yeni bir kapı aralanmıştı. Kuyu hala önemliydi ama belki de asıl sır, konağın temellerinde, bodrum katında saklıydı. Elindeki o küçük, paslanmış anahtar... Belki de o mühürlü kapının anahtarıydı? Bu düşünce tüylerini ürpertti. Mühürlü bir kapı ne anlama geliyordu? Neden mühürlenmişti?

Tam o sırada, sanki düşüncelerine cevap verir gibi, üst kattan şiddetli bir gürültü duyuldu. Sanki ağır bir şey devrilmiş veya büyük bir kapı hızla çarpılmış gibiydi. Ses o kadar ani ve yüksekti ki, Elif yerinden sıçradı, kahvesi fincandan taşıp masadaki kağıtlardan birinin üzerine döküldü.

Kalbi hızla çarparken sandalyesinde donakaldı. Ses kesinlikle yukarıdan gelmişti. Ama evde ondan başka kimse yoktu... değil mi? Dün gece duyduğu o ayak sesleri, bugün bahçedeki o gölge... Yoksa o kişi bir şekilde içeri girmeyi başarmış mıydı? Ya da bu, sadece konağın kendi seslerinden biri miydi? Eski bir evin yapısı zamanla oturur, beklenmedik sesler çıkarabilirdi. Ama bu ses çok ani ve şiddetliydi.

Birkaç dakika hareketsiz bekledi, kulakları en ufak bir çıtırtıyı bile yakalamaya çalışıyordu. Ama yukarıdan başka ses gelmedi. Sadece konağın o her zamanki derin sessizliği... ve Elif'in kulaklarında çınlayan kendi kanının sesi.

Ne yapmalıydı? Yukarı çıkıp sesin kaynağını mı kontrol etmeliydi? Bu delilik olurdu. Ya orada biri varsa? Ama ya sadece eski bir dolap devrildiyse veya bir pencere rüzgardan çarptıysa? Merakı ve endişesi birbirine karışmıştı.

Ama tarih kitabındaki o not – "Bodrum katındaki mühürlü kapı?" – aklından çıkmıyordu. Belki de yukarıdan gelen ses bir işaret değildi, sadece bir tesadüftü. Belki de asıl odaklanması gereken yer aşağısıydı, konağın temelleriydi. Önce bodrum katının girişini bulmalıydı. Genellikle mutfaklardan veya holdeki gizli kapılardan girilirdi.

Kararını verdi. Yukarıdaki gürültüyü şimdilik görmezden gelecekti. Belki de sadece dikkatini dağıtmak için bir oyundu. Asıl sır aşağıda olabilirdi. Elindeki küçük anahtarı avucunda sıktı. Eğer o mühürlü kapı gerçekse ve bu anahtar o kapıyı açıyorsa, belki de tüm cevaplar oradaydı. Ama o kapının ardında ne bulacaktı?

Elif, çalışma odasının görece güvenli ortamını terk edip tekrar holün sessizliğine adım attı. Yukarıdan gelen o ani gürültü hala zihninde yankılanıyordu ama onu şimdilik bastırmaya kararlıydı. Önceliği, Neriman Teyze'nin notlarında bahsettiği o gizemli "mühürlü kapı"yı bulmaktı. Eğer konağın bir bodrum katı varsa, girişi nerede olabilirdi?

Eski konakların planlarını düşündü. Genellikle mutfaklara yakın, kiler gibi kullanılan alanlarda ya da ana holdeki merdivenlerin altında gizli kapılar olurdu. Önce holü dikkatlice inceledi. Merdivenlerin altı kapalıydı, ahşap panellerle örtülmüştü. Panelleri yokladı, gizli bir kilit veya menteşe aradı ama hiçbir şey bulamadı. Duvardaki eski, solmuş goblenin arkasına baktı; sadece çatlak sıva vardı.

Mutfak daha olası bir yerdi. Tekrar mutfağa yöneldi. Geniş odayı dikkatlice taradı. Tezgâhların altını, köşe bucakları kontrol etti. Mutfaktan açılan küçük bir kapı vardı, muhtemelen kiler olarak kullanılıyordu. Kapıyı açtı. İçerisi dar ve karanlıktı. Raflar boştu, yerde birkaç eski çuval ve kırık bir fıçı duruyordu. Telefonunun fenerini açıp duvarları ve zemini inceledi. Duvarda veya zeminde herhangi bir kapak veya farklı bir doku görünmüyordu. Burası da değildi.

Mutfaktan hole geri dönerken, holün sonuna doğru, daha önce pek dikkat etmediği dar bir koridor fark etti. Bu koridor muhtemelen konağın arka tarafına, belki de hizmetli odalarına veya arka çıkışa gidiyordu. Koridor holden daha loştu ve havası daha ağırdı. Yavaş adımlarla koridorda ilerledi. Sağlı sollu birkaç kapı vardı, hepsi kapalıydı. Bunlar muhtemelen depo veya eski hizmetli odalarıydı.

Koridorun en sonunda, diğerlerinden farklı, daha alçak ve daha dar bir kapı dikkatini çekti. Koyu renk, neredeyse siyahlaşmış, üzerinde hiçbir süsleme veya kulp olmayan, pürüzlü, kalın ahşaptan yapılmış bir kapıydı bu. Yerden tavana kadar uzanmıyordu, sanki sonradan oraya eklenmiş veya üzeri kapatılmış gibiydi. Etrafındaki duvar sıvası da diğer yerlerden farklıydı, daha pürüzlü ve yamalı görünüyordu. Kapının kenarlarında, özellikle pervazların olduğu yerlerde, eski, paslı çivi delikleri ve sanki bir zamanlar oraya sürülen ama sonra kazınmış gibi duran koyu renkli, mum benzeri kalıntılar vardı. İşte bu! Neriman Teyze'nin bahsettiği "mühürlü kapı" bu olmalıydı. Belki de bir zamanlar gerçekten çivilenmiş veya mühürlenmişti.

Elif kapıya yaklaştı. Üzerinde belirgin bir kilit mekanizması yoktu, sadece tam ortasında, paslanmış demirden yapılmış, basit, halka şeklinde bir tutamak ve hemen altında küçük, eski tip bir anahtar deliği vardı. Kalbi hızlanarak cebindeki o küçük, paslanmış anahtarı çıkardı. Ali'nin anahtarı... Acaba?

Titreyen parmaklarla anahtarı deliğe soktu. Anahtar, sanki yıllardır ait olduğu yuvaya dönmüş gibi, tam olarak oturdu! Bu inanılmazdı. Demek Ali bu kapıyla ilgiliydi. Elif derin bir nefes aldı ve anahtarı yavaşça çevirmeyi denedi. Önce biraz direndi, paslanmış mekanizma zorlandı. Ama Elif hafifçe bastırınca, içeriden gelen boğuk, gıcırtılı bir 'klik' sesi duyuldu. Kilit açılmıştı!

Eli kapının demir halkasına gitti. Ama kapıyı hemen açmadı. Duraksadı. Kapının ardında ne vardı? Neden mühürlenmişti? Neriman Teyze neden "açılmaması gerektiğini" yazmıştı? Ali'nin ailesinin bu kapıyla ve "kayıp ruhlarla" ne ilgisi olabilirdi? Aşağıdan gelen serin, topraksı hava akımı kapının altındaki aralıktan hissediliyordu. Orası karanlık, havasız ve bilinmezlikle doluydu. Ahmet Bey'in sesi kulaklarında çınladı: "Bazı kapılar kapalı kalmalıdır."

Korku tekrar içini sarmıştı. Ya kapının ardında gerçekten de tehlikeli bir şey varsa? Ya bu kapıyı açmak, geri dönüşü olmayan bir şeyi serbest bırakacaksa? Ama ya cevaplar oradaysa? Ali'nin kayboluşunun sırrı, Neriman'ın acısının kaynağı o karanlık boşlukta yatıyorsa? Merakı ve gerçeği öğrenme arzusu, korkusuna yine baskın çıkıyordu.

Avucundaki anahtarı sıkıca kavradı, diğer eliyle kapının soğuk demir halkasını tuttu. Derin bir nefes daha aldı. Aşağıdan gelen o topraksı koku şimdi daha belirgindi, içinde başka, tanımlayamadığı, rahatsız edici bir koku daha vardı sanki; belki çürüme, belki de sadece durgun hava... Kararını vermişti. Ne olursa olsun, o kapıyı açacaktı. Bu konağın en derin sırrıyla yüzleşme zamanı gelmişti. Demir halkayı kendine doğru çekmeye başladı...

Elif, kapının soğuk demir halkasını sıkıca kavradı ve tüm gücüyle kendine doğru çekti. Kapı ilk başta direndi, sanki yıllardır süren uykusundan uyanmak istemiyor gibiydi. Menteşelerinden acı, gıcırtılı bir inilti koptu; pasın ve zamanın sesiydi bu. Elif daha fazla yüklendiğinde, kapı ağır ağır, protesto edercesine aralanmaya başladı. Açıklık büyüdükçe, içeriden dışarıya yoğun, soğuk ve keskin bir hava akımı hücum etti. Bu hava, sadece serin değildi; sanki toprağın derinliklerinden, unutulmuş zamanlardan gelen, ağır bir nefesti. İçinde kesif bir nem, küf ve toprak kokusu vardı, ama Elif'in midesini bulandıran başka, tanımlayamadığı, organik olmayan, sanki eski kimyasalları andıran hafif, metalik bir koku daha vardı bu havada.

Kapı nihayet tamamen açıldığında, Elif kendini karanlık bir boşluğun başında buldu. Önünde, aşağıya doğru dik bir şekilde inen taş basamaklar uzanıyordu. Basamaklar dar, aşınmış ve nemden dolayı yer yer yosun tutmuş gibi görünüyordu. Kenarlarında bir tırabzan yoktu. Aşağısı zifiri karanlıktı; holün ışığı sadece ilk birkaç basamağı aydınlatabiliyordu. Bu karanlık, sıradan bir ışıksızlıktan öte, sanki kendi içinde bir yoğunluğu, bir ağırlığı olan, her şeyi yutan bir karanlıktı. Yukarıdan gelen o gürültünün kaynağı belki de bu merdivenlerden aşağı yuvarlanan bir şeydi? Yoksa o ses, bu kapının açılmaması için bir uyarı mıydı?

Elif bir an tereddüt etti. Aşağı inmek... Bu, geri dönüşü olmayan bir adım gibi geliyordu. Ahmet Bey'in uyarısı, Neriman Teyze'nin notları, Ali'nin başına gelenler... Hepsi bu karanlık boşluğun içinde gizleniyor olabilirdi. Ama artık geri dönemezdi. Merakı ve gerçeği öğrenme arzusu, tüm korkularına baskın çıkmıştı. Çantasından el fenerini çıkardı, düğmesine bastı. Fenerin güçlü ışığı, karanlığı delerek taş merdivenleri ve karşıdaki nemli duvarı aydınlattı.

Derin bir nefes aldı, feneri sıkıca kavradı ve ilk basamağa adımını attı. Ayağının altındaki taş soğuk ve kaygandı. Dikkatlice, basamakları teker teker inmeye başladı. İndikçe, sıcaklık belirgin bir şekilde düştü, hava daha da ağırlaştı ve o tuhaf, metalik koku keskinleşti. Yukarıdan gelen ışık hızla azaldı ve kısa süre sonra tek ışık kaynağı elindeki fener oldu. Kendi ayak sesleri ve nefes alışverişi, bu derin sessizlikte ürkütücü bir şekilde yankılanıyordu. Sanki attığı her adım, uyuyan bir devi uyandıracakmış gibi hissediyordu. Duvarlara dokundu; soğuk, nemli ve pürüzlüydüler. Parmaklarının arasında ufalanan sıva parçaları hissetti. Burası ne kadar zamandır kapalıydı?

Son basamağa indiğinde, kendini geniş ama alçak tavanlı bir alanda buldu. Fenerin ışığını etrafta gezdirdi. Zemin sıkıştırılmış topraktı, yer yer ıslaktı ve üzerinde eski ayak izleri veya tekerlek izleri seçilemiyordu. Tavan, kalın, kararmış ahşap kirişlerle desteklenmişti ve kirişlerin arasından sarkan yoğun örümcek ağları fenerin ışığında parlıyordu. Odanın duvarları da kaba taşlardandı. Burası tipik bir eski konak bodrumuydu; muhtemelen yiyecek saklamak, belki şarap mahzeni olarak veya kömürlük gibi kullanılmak için yapılmıştı.

Feneri daha geniş bir açıyla gezdirdi. Bodrum tek bir bölümden oluşmuyordu. İleride, loşluk içinde seçilebilen kemerli geçitler, başka bölmelere veya odacıklara açılıyor gibiydi. Köşelerde, çürümüş ahşap fıçılar, kırık sandalyeler, paslanmış eski tarım aletleri gibi hurda eşyalar yığılıydı. Bir köşede, eski, kullanılmayan bir ısıtma kazanı veya benzeri bir mekanizmanın paslı kalıntıları duruyordu. Her şey kalın bir toz tabakası ve örümcek ağlarıyla kaplıydı. İlk bakışta, buranın neden kilitli olduğuna dair özel bir sebep görünmüyordu; sadece unutulmuş, terk edilmiş bir yerdi.

Ama Elif, Neriman Teyze'nin notunu ve Ali'nin anahtarının bu kapıyı açtığını biliyordu. Burada sıradan olmayan bir şeyler olmalıydı. Fenerin ışığını daha dikkatli bir şekilde duvarlarda gezdirmeye başladı. Taşların arasında farklı görünen bir bölüm, sonradan örülmüş bir duvar veya gizli bir bölme işareti arıyordu. Tam karşı duvara ışığı tuttuğunda, bir an duraksadı.

Duvarın yüzeyi diğer yerlere göre daha pürüzsüz gibiydi ve taşların arasındaki harç daha yeni görünüyordu. Ama daha da ilginci, fenerin ışığı belirli bir açıyla vurduğunda, taşların üzerine kazınmış gibi duran, çok soluk, neredeyse görünmez bazı işaretler seçiliyordu. Bunlar rastgele çizikler değildi. Ali'nin not defterindeki o karmaşık çizimlere, iç içe geçmiş dairelere ve sembollere benziyorlardı! İşaretler zamanla aşınmış, üzerleri toz ve kirle kaplanmıştı ama oradaydılar.

Elif, nefesini tutarak duvara yaklaştı. Parmak uçlarıyla soğuk taşın üzerindeki o soluk işaretleri takip etti. Evet, bu kesinlikle Ali'nin çizimleriyle bağlantılıydı. Ne anlama geliyorlardı? Bir tür şifre miydi? Bir harita mı? Yoksa... bir uyarı mı? "Koruma?" kelimesi tekrar aklına geldi. Bu işaretler, bu duvarın arkasında korunan bir şey olduğunu mu gösteriyordu?

İşte o anda anladı. Burası sıradan bir bodrum katı değildi. Bu duvar, bu işaretler, Neriman'ın ve Ali'nin sırrının bir parçasıydı. Kilitli kapı, mühür... Hepsi bu duvarla ilgiliydi. Heyecan ve korku tekrar içini kapladı. Doğru iz üzerindeydi ama bu iz onu nereye götürecekti? Bu duvarın arkasında ne vardı? Ve oraya nasıl ulaşabilirdi?

Fenerin ışığı hala o soluk işaretlerin üzerinde titrerken, Elif bodrumun derin, sessiz ve soğuk karanlığında dikiliyordu. Konağın en derin sırrına giden kapıyı aralamıştı. Ama şimdi kendini daha da büyük bir bilinmezliğin içinde bulmuştu. Yukarıdaki dünya, gürültüsü ve gölgeleriyle çok uzakta kalmıştı. Burada, toprağın altında, geçmişin yankıları ve tehlikeli sırlarla baş başaydı.

📖 Hikayeye Devam Et

Gölgelerin Fısıltısı Taş Duvarın Fısıltısı Bölüm 7. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.

➡️ Gölgelerin Fısıltısı Taş Duvarın Fısıltısı Bölüm 7 Online Oku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (107) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)