Mumların titrek ışığı, çalışma odasının duvarlarındaki
kitap ciltlerinde ve masanın üzerine yayılmış kağıtlarda ürkek gölgeler dans
ettiriyordu. Dışarıda rüzgar şiddetini artırmış, konağın eski pencerelerini
tıkırdatıyor, bacalarda uğulduyordu. Ama Elif, bu sesleri duymuyordu bile. Tüm
dikkati, önünde duran o sararmış, kat izleri belirginleşmiş kağıt
parçasındaydı: Ali'nin çizdiği, bodrum katının detaylı planı ve üzerinde
işaretlenmiş o gizemli kelime: "Sığınak."
Bu keşif, yapbozun eksik olan en önemli parçalarından
birini yerine oturtmuştu. Artık bodrumdaki o işaretli duvarın arkasında ne
olduğunu biliyordu, en azından teorik olarak. Ali, bir sığınak inşa etmişti.
Ama neden? Kimi veya neyi bu kadar korumak ya da saklamak istemişti? "O
adamlardan" mı korunuyordu? Yoksa sığınağın içinde, dış dünyadan
saklanması gereken başka bir şey mi vardı? Ali'nin not defterindeki
"Koruma?" kelimesi ve karmaşık mekanizma şeması şimdi daha da anlam
kazanıyordu; bu, sığınağın girişini koruyan bir kilitti, bir şifreydi.
Elif, önündeki kağıtları yeniden düzenledi. Bodrum planını
en ortaya koydu. Yanına Ali'nin not defterini, "Koruma?" şemasının
olduğu sayfayı açarak yerleştirdi. Kendi çizdiği duvar sembollerini ve [Δ-3,
Ο-1, squiggle-4, Ο-1, □-5] şeklindeki notunu da hemen yanlarına koydu. Pusula,
düdük, Neriman'ın mektupları ve tarih kitabı da ulaşabileceği yerdeydi. Şimdi,
tüm bu parçaları birleştirip, o sığınağın kapısını nasıl açacağını bulmalıydı.
Saatler sürecek yoğun bir analize başladı. Önce bodrum
planını detaylıca inceledi. Plan oldukça teknikti; ölçüler, açılar, malzeme
notları içeriyordu. Ali belli ki bu işi ciddiye almıştı. Plan üzerinde, Elif'in
işaretleri bulduğu duvar belirgin bir şekilde çizilmişti. Ve tam o duvarın
arkasında, daha kalın çizgilerle belirtilmiş, dikdörtgen şeklinde bir oda
görünüyordu – Sığınak. Plan üzerinde sığınağın bir girişi işaretlenmemişti,
sadece duvarın o bölümü diğerlerinden farklı, belki de daha kalın veya güçlendirilmiş
olarak gösterilmişti. Ancak duvara denk gelen kısımda, Ali'nin defterindeki
sembollere benzeyen küçük işaretler vardı! Plan üzerinde bu semboller daha
netti ve yanlarında küçük oklar veya numaralar bulunuyordu.
Heyecanla kendi çizimlerini ve Ali'nin defterindeki şemayı
planla karşılaştırdı. Evet, duvardaki o beş kilit sembol (üçgen, daire, dalgalı
çizgi, diğer daire ve kare) planda da tam olarak aynı konumlarda
işaretlenmişti! Bu, teorisini doğruluyordu. Şimdi sıra rakamlardaydı: 3, 1, 4,
1, 5. Bunlar ne anlama geliyordu? Plandaki sembollerin yanındaki küçük oklar
veya numaralar bir ipucu verebilir miydi?
Plandaki üçgen sembolünün yanına '3x' ve küçük bir saat
yönü oku çizilmişti. Dairenin yanında '1x' ve içeri doğru bir ok vardı. Dalgalı
çizginin yanında '4cm?' gibi bir not ve aşağı doğru bir ok vardı. Diğer
dairenin yanında yine '1x' ve bu kez dışarı doğru bir ok vardı. Karenin yanında
ise '5 klik!' yazıyordu.
Elif'in beyni hızla çalışıyordu. '3x' muhtemelen üç kez
basmak veya döndürmek anlamına geliyordu, saat yönünde. '1x' bir kez basmak
veya itmek (içeri/dışarı okları). Peki '4cm?' ne demekti? 4 santimetre mi? Neyi
4 santimetre hareket ettirmek gerekiyordu? Aşağı doğru ok... Belki de dalgalı
çizgi sembolünü 4 santimetre aşağı ittirmek gerekiyordu? Bu mantıklı geliyordu.
'5 klik!' ise muhtemelen kare sembolüne beş kez basıldığında duyulacak bir
kilit sesini veya mekanizmanın yerine oturduğunu belirten bir işaretti.
Bu yorumlar mantıklı görünüyordu. Şimdi sıra, bu işlemleri
hangi sırayla yapacağını bulmaktı. Ali'nin defterindeki sıra [Δ-3, Ο-1,
squiggle-4, Ο-1, □-5] mıydı? Yoksa plandaki veya duvardaki konumlarına göre
farklı bir sıra mı izlenmeliydi? Planda semboller belirli bir düzende
görünmüyordu, sanki duvarın o bölümüne rastgele yerleştirilmiş gibiydiler. Bu
durumda en olası sıra, Ali'nin defterinde açıkça belirttiği sıraydı.
Peki ya 33 derece meselesi? Pusulanın gösterdiği açı...
Planda veya Ali'nin diğer notlarında buna dair bir ipucu var mıydı? Elif tekrar
Ali'nin defterini karıştırdı, "stabilizasyon açısı: 33°" notunun
olduğu sayfayı buldu. Bu not, "Koruma?" şemasının genel
açıklamalarının olduğu bölümdeydi. Şemanın kendisi oldukça karmaşıktı;
dişliler, teller, belki de elektrik bağlantıları gösteriyordu. Elif'in teknik
bilgisi bu şemayı tam olarak anlamasına yetmiyordu ama genel mantığını
kavramaya çalıştı. Belki de mekanizma, belirli bir manyetik alan veya hizalanma
gerektiriyordu ve pusula bu hizalanmayı sağlamak veya doğrulamak için
kullanılıyordu? Belki de tüm sembol manipülasyonları yapılırken, pusulanın tam
olarak 33° Kuzeydoğu yönünü göstermesi gerekiyordu? Bu, işlemi daha da karmaşık
hale getiriyordu ama imkansız değildi.
Teorisini netleştirdi ve not defterine yazdı:
1.
Hazırlık:
Bodruma in, feneri veya mumları kullanarak duvarı aydınlat. Pusulayı al.
2.
Konumlanma:
Pusulayı belki de duvara yakın bir yere koy veya elinde tutarak ibrenin tam 33°
Kuzeydoğu'yu gösterdiği bir pozisyon bul ve bu pozisyonu koru.
3.
Sıra ve Eylem:
Pusulayı sabit tutarken, duvardaki kilit sembollere şu sırayla ve şekilde
müdahale et:
o Üçgen
(Δ):
Saat yönünde 3 kez çevir (veya 3 kez bas?).
o İlk
Daire (Ο): 1 kez içeri doğru it/bas.
o Dalgalı
Çizgi (squiggle): 4 cm aşağı doğru ittir/kaydır (?).
o İkinci
Daire (Ο): 1 kez dışarı doğru çek/bas (?).
o Kare
(□):
5 kez bas (ve 'klik' sesini bekle?).
Bu, şimdiye kadarki en somut, en detaylı plandı. Hala
"?" işaretleri vardı ama büyük ölçüde mantıklı görünüyordu. Ali'nin
hem zeki hem de belki biraz paranoyak olduğunu düşünmeden edemedi. Böyle
karmaşık bir kilidi neden yapmıştı? Sığınağın içinde ne vardı ki bu kadar
korunmaya değerdi?
Gece ilerledikçe Elif çalışmaya devam etti. Plandaki diğer
detayları inceledi; sığınağın tahmini boyutları, duvar kalınlıkları, belki de
bir havalandırma sistemi işareti... Yorulmuştu ama zihni hala uyanıktı,
adrenalin onu ayakta tutuyordu. Mumlar iyice kısalmış, odadaki gölgeler daha da
uzamıştı. Ara sıra yukarıdan veya dışarıdan gelen seslerle irkiliyor, kapıya
çektiği koltuğu kontrol ediyordu. Ama artık korkusu biraz daha kontrol
altındaydı. Elinde bir plan vardı, bir amacı vardı.
Sonunda, pencerelerden ilk soluk gri ışık sızmaya
başladığında, Elif bitkin düşmüştü ama başardığını hissediyordu. Şifreyi
çözdüğüne inanıyordu. Şimdi tek yapması gereken, sabahın tamamen olmasını
beklemek ve cesaretini toplayıp tekrar o karanlık bodruma inmekti.
Güneşin ilk ışıkları odayı doldurmaya başladığında, Elif
ayağa kalktı, gerindi. Kemikleri sızlıyordu, gözleri yanıyordu ama içi garip
bir enerjiyle doluydu. Mutfağa gidip kendine sert bir kahve daha yaptı,
bulabildiği birkaç bisküviyi yedi. Güce ihtiyacı vardı.
Sonra hazırlıklara başladı. Çantasına şunları koydu:
Ali'nin not defteri (özellikle şifre sayfası), kendi not defteri ve kalemi,
bodrum planı, pusula, küçük anahtar (bodrum kapısı için), pirinç düdük (hala ne
işe yaradığını bilmiyordu ama yanına aldı), bulduğu tüm mumlar ve kibritler,
küçük el feneri (belki pili biraz daha dayanırdı), bir şişe su ve çekmecede
bulduğu eski, paslı ama sağlam görünen bir mektup açacağı (belki taşları
kanırtmak veya sıkışmış bir mekanizmayı gevşetmek için işe yarardı). Üzerine daha
rahat ve kirlenmekten çekinmeyeceği kıyafetler giydi. Saçlarını sıkıca topladı.
Hazırdı. Ya da en azından olabileceği kadar hazırdı.
Çalışma odasının kapısının önündeki koltuğu çekti, kapının kilidini açtı. Derin
bir nefes aldı. Konak, sabah ışığında daha masum, daha sessiz görünüyordu. Ama
Elif aldanmadı. Bu sessizlik, fırtına öncesi sessizlik olabilirdi. Hol boyunca
ilerlerken adımları daha kararlıydı. Bodrum kapısına geldiğinde durdu. Anahtarı
kilide soktu, çevirdi ve o ağır, gıcırtılı kapıyı araladı. Aşağıdan yine o
soğuk, nemli hava ve tuhaf koku vurdu yüzüne. Bu kez tereddüt etmedi.
Mumlarından birini yaktı ve taş merdivenlerden aşağıya, konağın kalbindeki
sırra doğru inmeye başladı.
📖 Hikayeye Devam Et
Gölgelerin Fısıltısı Sığınağın Kilidi Bölüm 16. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder