ATLI HAN
Abdullah Ziya KOZANOĞLU
BĐLGE KÜLTÜR SANAT
1957'de Türkiye Yayınevi ile başlayıp 1%2'de Atlas Ki-tabevi'nde devam eden Abdullah Ziya
KOZANOĞLU'nun tarihi romanlarını Bilge Kültür Sanat olarak yeniden Türk okuruyla
buluşturmanın kıvancını yaşıyoruz...
ATLI HAN: Tarihlerimizde Attilâ diye anılan büyük Türk Koyunlu devleti Hakanı. Eski Macar
yazıcılarından Thvvrocz, Koyunluların Attilâ'ya kendi dilleriyle "Ethele" namını verdiklerini
söyler. Đsveç-Norveçlilerin ve Almanların destanlarında "Atlı" diye geçer. Macarca "Atızel"
demirci demektir. Biz Attilâ adından çok Atlı Han'ı doğru gördük. Kitabımız, Atlı Han adının
doğrusunu bulmak için değil, Türkün Avrupada'ki destanlarından birini daha yaşatmak için
yazılmıştır.
A. Z. Kozanoğlu
II
ĐKĐ KIRGIZ1
OLCAYTO Salancı kır atının dizginlerine asılarak geriye dönüp haykırdı:
- Yaşamak denilen uyuz köpeğin kuyruğuna bağlanmış boş bir çamçak gibi böyle yuvarlana
yuvarlana nereye kadar gideceğiz, Argon?
Kendisine Argon denilen cilasın, bu bilgince sözleri duyar duymaz bir şaklabana benzeyen
yüzünü buruşturarak güldü.
- Olcayto olur şey değilsin? Seni şu ıssız çölde bir dinleyen olsa, pis Romalılardan mal
uğralamaya çıkmış bir Koyunlu Türk'ünden çok, çok okumuş bilgin bir piskoposa benzetir.
Nereye mi gidiyoruz? Bunu her budala bilir yahu, karnımızı doyuracak bir yer bulmaya
gidiyoruz.
Yazımızın en zorlu kahramanı olan Argon'la, Olcayto Salan-cı'yı okuyucularımıza tanıtalım:
Olcayto 441 yılında tam yirmi yaşına girmiştir. Bu çağda Günbatısı Roması'nda imparator
Valantiyen, Gündoğusu Roma-sı'nda da genç Teodos imparatorluk tacını taşıyor.
1 Kırgız: diye at üzerinde gezen başı boş cenkçilere derler.
6 / Abdullah Ziya Kozanoğlu
Her iki imparator da Atlı Han diye tanılan, Tanrı'nın yardı-mıyle Türk Koyunluların,
Medyalıların, Godların, Danovalıların, Agaçırların, Sarkatların, Hunların, Kepitlerin,
Satagarların, Se-manderlerin, Serkirlerin, Rujların başbuğ ve tanjusu Attilâ'ya baç adı altında
vergi vermektedirler.
Her iki Romalı imparator da, bayrağında Sungur1 taşıyan bu yüce Türk hakanının buyruklarına
körü körüne boyun eğerler.
Olcayto Salana, kıvırcık saçlı, bıyık ve saçları yoluk, gözleri çekik, geniş omuzlu, alay eder gibi
güleç bakışlı bir bahadır. Alnının ortasında birleşen kaşları bir keman yayı gibi gergin ve çatık.
Üzerine giydiği donlar2 ne kadar eski ise, savaş araçları da o kadar güzel ve parıltılıdır. Hiç
durmadan kapanıp açılan parmakları atının dizginlerinden, kılıcının sapına gider gelir.
Üzerinde gezdiği, kavga ettiği, yemek yediği, hatta uyuduğu atının ismi Alakuş'tur. Görenler,
bilenler, Roma imparatorunun ahırında bile bu kadar güzel, bu kadar yavuz bir at
bulunmadığını söylerler.
Olcayto'nun yanından hiç ayrılmayan ikinci kahramanımıza gelince: Bunun adı da Argon
Şaklaban'dır. Şaklaban adı kendisine sonradan takılmıştır.
Bir dev kadar iri yapılı, kalın ve enli kaşlı, yassı burunlu, ufacık kara gözlü, elmacık kemikleri
suratından kaçacakmış gibi ileriye fırlamış, sözün kısası, korkunç mu, gülünç mü, anlamak
herkesin kârı değil. Kocaman ağzını açarak kahkahalarla gülmeye başladı mı bir beygir
çenesini andıran ağzındaki dişleri gözükür. Bu dişlerin gözükmesi yağılarını sapır sapır titretir.
Kolunu sıvazlayıp da kılıcına el attıktan sonra önünden kurtulanı gören olmamıştır.
Yaşını sorarsanız, sırıtır:
- Doğduğum günü bulup çıkaracak kadar kafam zorlu değil... Sonradan anamı, babamı da
görmedim ki kaç yaşında olduğumu
1 Attilâ'nın bayrağında ve tolgasında resmi bulunan büyük bir kuş.
2 Donlar: Elbise
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder