✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

22 Ağustos 2025 Cuma

Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi Bölüm 13: Yemin ve Tahtın Yükü

 



Melikşah'ın vefatıyla Kayseri Sarayı bir anda kaosun pençesine düşmüştü. Tahtın boşalmasıyla birlikte, Selçuklu'nun dört bir yanındaki beylikler, her biri kendi adayını öne sürerek birer kurda dönüşmüştü. Nizamülmülk'ün ölümüyle kaybolan denge, şimdi yerini tam bir belirsizliğe bırakmıştı.

 Emir Bahadır ve yandaşları, Melikşah'ın son sözlerini kendi çıkarlarına göre yorumlamaya çalışıyor, tahtı kendi kontrolleri altında bir kuklaya teslim etme peşindeydiler. Ancak halkın ve ordunun büyük bir kısmı, gözlerini tek bir isme çevirmişti: Kılıç Arslan.

Kılıç Arslan, Melikşah'ın cansız bedeninin başında dururken, yüreğinde fırtınalar kopuyordu. Melikşah'a verdiği yemin, zihninde yankılanıyordu: "Rükneddin, benim oğlumdur.

Ama Selçuklu Devleti, ondan da, benden de büyüktür. Rükneddin, sadece sizin seçtiğiniz veliahtın sadık bir hizmetkarı olacaktır." Şimdi bu yemin, Kılıç Arslan'ın omuzlarına ağır bir yük bindiriyordu. Halk onu istiyor, ordusu onun ardında duruyordu. Ama yeminine ne olacaktı?

Sarayın sessiz ama gergin atmosferinde, Aslıhan, Kılıç Arslan'ın en büyük destekçisiydi. Kılıç Arslan'ın konağında, Rükneddin huzursuzca uyurken, Aslıhan kocasının yanına oturdu.

"Kılıç Arslan," dedi, sesi yumuşaktı ama kararlıydı, "Melikşah, Nizamülmülk'ün yokluğunda yanlış kararlar aldı. Saraydaki fesat, devleti neredeyse yıkımın eşiğine getirdi. Senin yeminini anlıyorum ama bu yemin, seni ve devleti kaosa sürükleyecekse, ne anlamı kalır?"

Kılıç Arslan başını kaldırdı. "Bir emir, sözünü çiğnerse ne olur Aslıhan? Benim itibarım, halkın bana olan güveni..."

"Halk sana güveniyor çünkü sen bu devleti kurtardın," diye araya girdi Aslıhan. "Onlar seni istiyor. Onlar, bu yemininden daha büyük bir gerçeğe inanıyor: Senin liderliğine. Rükneddin de senin evladın, Selçuklu'nun varisi. Eğer sen onu savunmazsan, kim savunacak?"

Aslıhan'ın sözleri, Kılıç Arslan'ın kalbine dokundu. Oğlu Rükneddin'in masum yüzü gözlerinin önüne geldi. Babasıyla gurur duyan, Selçuklu'nun geleceği için yetişen bir prens.

 Kılıç Arslan, yıllardır verdiği mücadelelerin, çektiği çilelerin, yaptığı fedakarlıkların bu an için olduğunu hissetti. Anadolu, onun liderliğine muhtaçtı. Yemini, kişisel bir fedakarlık olsa da, devletin ve halkın bekası her şeyden önemliydi.

Melikşah'ın ölümünün üzerinden iki gün geçmişti. Sarayda kargaşa giderek artıyordu. Emir Bahadır ve yandaşları, durumu kendi lehlerine çevirmek için hızla harekete geçtiler. Melikşah'ın uzaktan bir akrabasını tahta çıkarmaya çalıştılar.

Ancak Kayseri halkı ve ordu, bu duruma sessiz kalmadı. Kayseri sokakları, "Kılıç Arslan! Sultan Kılıç Arslan!" nidalarıyla yankılanmaya başladı. Askerler, sarayın kapılarında toplandı ve Kılıç Arslan'ın tahta çıkmasını talep etti.

Kılıç Arslan, bu çağrı karşısında daha fazla sessiz kalamazdı. Nizamülmülk'ün mezarını, ardından Melikşah'ın yeni mezarını ziyaret etti. Orada, sessizce, kalbindeki tüm ikilemleri çözdü. Devlet, her şeyden önce gelirdi. Birlik ve düzen sağlanmalıydı.

Sarayın büyük divan salonunda, beyler toplanmıştı. Emir Bahadır, Melikşah'ın vasiyetini okumaya hazırlanırken, salonun kapıları açıldı. Kılıç Arslan, Aslıhan ve Nizamülmülk'ün eski danışmanlarından oluşan bir grupla birlikte içeri girdi. Kılıç Arslan'ın yüzü kararlıydı, gözlerinde yılların yorgunluğu ama aynı zamanda yeni bir dönemin başlangıcının ateşi vardı.

Emir Bahadır, Kılıç Arslan'ı görünce şaşkına döndü. "Emir Kılıç Arslan," dedi, sesi titriyordu, "Sultanımızın vasiyeti okunmak üzereyken bu ne cüret?"

Kılıç Arslan, salona yayılan sessizliği delerek gür bir sesle konuştu: "Melikşah Sultan'ın vasiyeti, devleti kaosa sürüklememeli! Onun son arzusunun, Selçuklu'nun birliği ve bekası olduğuna inanıyorum!" Sözleri, salondaki beylere ve askerlere cesaret verdi. Ardından devam etti: "Yıllardır bu devlete hizmet ettim, kanımı döktüm.

Anadolu'yu Haçlılardan, isyancılardan kurtardım. Bugün, bu tahtın hakkı, halkın iradesi ve devletin geleceği için benim ve oğlumun omuzlarındadır!"

Salon bir anda ayaklandı. Kılıç Arslan'ın yandaşları ve halktan gelen sesler "Sultan Kılıç Arslan!" diye haykırırken, Emir Bahadır ve yandaşları şaşkınlık içinde kaldı.

Kılıç Arslan, tereddüt etmeden, tahta doğru ilerledi. Aslıhan, yanında gururla duruyordu. Rükneddin de, annesinin elini sıkıca tutmuş, babasının bu anını anlamaya çalışıyordu.

Kayseri Ulu Camii'nde kılınan cuma namazının ardından, Kılıç Arslan, Selçuklu Sultanı ilan edildi. Kılıç Arslan'ın tahta çıkışı, halk arasında büyük bir coşkuyla karşılandı. Anadolu, uzun süren belirsizlik ve iç çekişmelerin ardından, güçlü bir liderin elinde yeniden umut bulmuştu.

Emir Bahadır ve onun yandaşları, kısa sürede yakalandı ve yargılandı. Kılıç Arslan, onların devlete verdikleri zararları göz önünde bulundurarak adil ama kararlı cezalar verdi.

Kılıç Arslan'ın ilk işi, devleti yeniden yapılandırmak oldu. Nizamülmülk'ün bıraktığı mirasın takipçisi olarak, adalet sistemini güçlendirdi, eğitimi teşvik etti ve ekonomiyi canlandırmak için yeni projeler başlattı. Kervansaraylar, medreseler, köprüler inşa edildi. Ticaret yolları güvenli hale getirildi. Selçuklu, Kılıç Arslan'ın liderliğinde, yeni bir altın çağa doğru ilerlemeye başlamıştı.

Aslıhan, Sultan'ın eşi olarak, sadece sarayda değil, halk arasında da büyük bir saygı görüyordu. Darüşşifalardaki çalışmaları devam ediyor, ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatıyordu. Onun adaletli ve merhametli kişiliği, Kılıç Arslan'ın sert savaşçı imajını tamamlıyordu.

Rükneddin ise, babasının izinde büyüyordu. Kılıç Arslan, oğluna devlet yönetimi ve savaş sanatları konusunda bizzat eğitim veriyordu. Rükneddin, babasının bilge sözlerini dinliyor, onun adaletli yönetim anlayışını benimsiyordu. Kılıç Arslan, geçmişte verdiği yeminine rağmen, kaderin ve halkın iradesinin onu bu noktaya getirdiğini biliyordu. Rükneddin'i, Selçuklu'nun geleceği için en iyi şekilde hazırlamak onun en büyük amacıydı.

Kılıç Arslan'ın tahta çıkması, dış düşmanlar için de önemli bir mesajdı. Anadolu'nun güçlü bir lideri vardı ve o, devleti parçalamak isteyenlere karşı kararlı bir şekilde duruyordu. Yeni bir Haçlı Seferi, Selçuklu'nun iç karışıklıklarından faydalanamayacak, Kılıç Arslan'ın sağlam yönetimi karşısında çaresiz kalacaktı.

Ancak "Efsane ve Yıkım" destanı henüz sona ermemişti. Kılıç Arslan, tahtın getirdiği yeni sorumluluklarla, iç ve dış düşmanlarla mücadelesine devam edecekti. Yeminini bozmanın getirdiği vicdani yük ve oğlunun geleceğine dair belirsizlikler, onun hayatının son yıllarında da onu yalnız bırakmayacaktı.

 Selçuklu'nun altın çağı, aynı zamanda büyük fedakarlıkların ve zorlu sınavların da yaşandığı bir dönem olacaktı. Kılıç Arslan'ın hükümdarlığı, Anadolu'nun tarihine altın harflerle yazılırken, kişisel hikayesi de efsanelerdeki yerini alacaktı.

Sultan Kılıç Arslan, hükümdarlığının ilk yıllarını ülkeyi toparlamaya ve merkezi otoriteyi güçlendirmeye adadı. Anadolu'nun dört bir yanındaki beyliklere elçiler gönderdi, onların sorunlarını dinledi ve devletle olan bağlarını yeniden tesis etti.

Çoğu bey, Kılıç Arslan'ın gücü ve halk arasındaki desteği karşısında boyun eğdi. Ancak bazıları, içten içe hala yeni bir fırsat kolluyorlardı. Kılıç Arslan, bu potansiyel tehlikelerin farkındaydı ve gözünü onlardan ayırmıyordu.

Diplomatik alanda da önemli adımlar attı. Bizans İmparatorluğu ile ilişkileri yeniden canlandırdı. Önceki dönemlerde yaşanan gerilimler, şimdi Kılıç Arslan'ın barışçıl ve adil yaklaşımıyla yumuşatılıyordu. Ortak ticaret anlaşmaları yapıldı, sınırlardaki çatışmalar sona erdirildi.

 Hatta, Avrupa'daki bazı krallıklarla dahi elçilik ilişkileri kurularak, Selçuklu'nun gücü ve kültürel zenginliği tanıtıldı. Kılıç Arslan, kılıç kadar kalemine de güvenen bir Sultan olduğunu gösteriyordu.

Kılıç Arslan'ın tahta çıkışının üzerinden beş yıl geçmişti. Anadolu, daha önce hiç olmadığı kadar refah ve istikrar içindeydi. Şehirler yeniden inşa ediliyor, bilim ve sanat gelişiyordu.

Kayseri, bilginlerin ve sanatkârların merkezi haline gelmişti. Kılıç Arslan, bu dönemde, özellikle bilimsel çalışmalara ve medreselere büyük destek verdi. Tıp, astronomi ve felsefe alanında önemli eserler kaleme alındı.

Aslıhan, bu dönemde de aktif rol oynuyordu. Özellikle kadınların eğitimine ve toplumsal hayattaki yerine büyük önem veriyordu. Kayseri'de sadece kadınlara özel medreseler ve kütüphaneler açtı.

Kadınların ticaretle uğraşmaları ve meslek sahibi olmaları için teşviklerde bulundu. Onun çabalarıyla, Selçuklu toplumunda kadınların statüsü yükseldi. Aslıhan'ın adı, sadece bir Sultan eşi olarak değil, aynı zamanda bir sosyal reformcu olarak da anılıyordu.

Rükneddin ise genç bir delikanlı olmuştu. Babasının gölgesinde büyüse de, kendi kişiliğini ve yeteneklerini geliştiriyordu. Kılıç Arslan, oğlunun eğitimini bizzat denetliyor, ona askeri stratejileri, devlet yönetimi prensiplerini ve adaletin önemini öğretiyordu.

Rükneddin, babasının ona anlattığı Melikşah ile olan yeminini biliyor, ancak kaderin ve halkın iradesinin babasını bu noktaya getirdiğini de görüyordu. Tahtın kendisi için bir yük mü, yoksa bir sorumluluk mu olacağını merak ediyordu. Kılıç Arslan, oğlunun gözlerindeki bu soruları hissediyor ama geleceğin ne getireceğini sadece zamanın göstereceğini biliyordu.

Selçuklu'nun bu yükseliş döneminde, ufukta yeni bir tehlike beliriyordu. Doğu'dan, uzak steplerden gelen fısıltılar, Anadolu'ya ulaşmaya başlamıştı: Moğollar. Henüz uzaktalar, ancak onların yakıp yıkan atlılarının haberleri, ticaret yollarıyla geliyordu.

Kılıç Arslan, bu yeni ve bilinmeyen tehdidin farkındaydı. Daha önce Haçlılarla, iç isyancılarla savaşmıştı ama Moğollar, bambaşka bir düşmandı. Onların acımasızlığı, sayıları ve savaş taktikleri hakkında korkunç hikayeler anlatılıyordu.

Kılıç Arslan, bu yeni tehdit karşısında hazırlıklara başladı. Sınır kalelerini güçlendirdi, ordusunu yeniden düzenledi ve Moğol istihbaratı toplamaya başladı. Bu, Selçuklu'nun kaderini etkileyecek en büyük sınav olacaktı.

 "Efsane ve Yıkım" destanı, şimdiye kadarki en zorlu bölümüne girmeye hazırlanıyordu. Kılıç Arslan'ın kılıcı, bir kez daha Anadolu'yu korumak için çekilecekti. Ama bu kez, düşman bambaşkaydı ve bu savaşın bedeli, Selçuklu için çok daha ağır olabilirdi.

📖 Hikayeye Devam Et

Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 14 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.

 Efsane ve Yıkım: Sultanın Gölgesi", Osmanlı İmparatorluğu’nun entrikalar, ihanetler ve kudret dolu döneminde geçen; aşk, savaş ve taht mücadelesini derinlemesine işleyen epik bir tarihi romandır. Saray entrikalarının gölgesinde kalan bir sultanın hikâyesi, ihanetle yoğrulmuş dostluklar ve kanla yazılmış bir kader… Tarihi roman severler için sürükleyici, duygusal ve unutulmaz bir başyapıt

➡️ Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi Bölüm 14: Bozkırın Gölgesi ve Son Direniş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (111) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)