Sis, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ormanı
sararken, yaprakların üzerinden süzülen çiğ damlaları toprağa usulca düşüyordu.
Kuşlar, gecenin sessizliğini delerek melodilerini dallar arasında yankılatıyor,
rüzgâr ise derin bir nefes gibi ağaçların arasında dolaşıyordu. Ardin, kamp
ateşinin sönmüş korlarına gözlerini dikip düşüncelere dalmıştı. Kharna hâlâ
uykudaydı; huzurlu yüzünde, geçirdikleri onca tehlikeye rağmen bir dinginlik
seziliyordu.
Zamanın ormanda farklı aktığına artık
emindiler. Bunu yalnızca gün doğumlarının garip düzeninden değil,
karşılaştıkları yaratıkların davranışlarından, büyünün etkisinden ve kendi
içlerindeki değişimden anlıyorlardı. Ardin, cebinden çıkardığı eski saatini
kontrol etti. Saat durmuştu. Dünden beri kıpırdamamıştı ibresi. Kayıp zamanın
gölgesi yalnızca saatine değil, ruhuna da işlemişti sanki.
Bir çatırtıyla irkildi. Ardin, aniden yerinden
doğrulup elini kılıcına götürdü. Ama karşısındaki yalnızca uyanmakta olan
Kharna'ydı. Gözlerini ovuşturdu, saçlarındaki yaprakları ayıkladı ve gülümsedi.
“Rüya görmedim bu gece,” dedi. “Ne yıldızlar ne de kehanetler fısıldadı
kulağıma. Sanki orman bana bir günlüğüne sessizlik verdi.”
Ardin başını salladı. “Belki de bu sessizlik,
önümüzdeki fırtınanın habercisidir.”
Göl kenarındaki küçük dere boyunca ilerlerken,
etraf giderek daha da karanlıklaştı. Güneş doğmuş olmasına rağmen, dallar
birbirine öyle kenetlenmişti ki, sanki orman gökyüzüne küsmüş, onu saklamak
istiyordu. Kharna, elindeki büyü taşıyla yolun önünü aydınlatıyor, zaman zaman
durup toprağın üzerindeki sembolleri inceliyordu.
“Bu işaretler eski,” dedi fısıltıyla. “Kadim
dilde yazılmışlar. ‘Geriye bakma, ruhun orada kalır’ yazıyor burada.”
Ardin’in tüyleri diken diken oldu. Her geçen
adımda, ormanın daha da büyülü bir hâl aldığını fark ediyordu. Ağaçların
gövdeleri canlıymış gibi titreşiyor, yapraklar rüzgâr olmaksızın
fısıldaşıyordu. Önlerinden bir geyik sürüsü geçti ama tuhaf olan, hayvanların
gözlerinde garip bir bilinç parıltısı vardı. Adeta onları tanıyorlardı.
Derken, bir açıklığa vardılar. Ortasında devasa
bir taş daire yükseliyordu. Üzerinde, döngüsel zaman sembolleri, ay ve güneşin
birleşimi, iç içe geçmiş spiral desenler vardı. Kharna nefesini tuttu.
“Zaman Kapısı,” dedi. “Efsanelerde geçerdi. Ormanın kalbinde gizli olduğu
söylenirdi. Bu… bu gerçek.”
Ardin çevresine bakındı. Zaman Kapısı’nın
çevresi mistik bir huzur içindeydi. Hiçbir kuş ötmüyor, hiçbir böcek
vızıldamıyordu. Hava, sanki bekleyiş içindeydi. Kapının merkezine
yaklaştıklarında, taşlar titremeye başladı. Kharna, elindeki büyü taşını havaya
kaldırdı ve eski dilden sözler mırıldandı.
Bir ışık halesi taşların arasında belirdi. Önce
yavaşça dönen bir girdap oluştu, ardından zamanın kendisi çatlamış gibi bir ses
yankılandı. Girdabın içinde geçmişe ait görüntüler akmaya başladı: Ardin’in
çocukluğu, Kharna’nın annesiyle olan vedası, Kraliyet Sarayı’nın yıkılışı,
Orman’ın ilk doğuşu...
“Bu kapı bizi geçmişe taşıyabilir,” dedi
Kharna, sesi titreyerek. “Ama oraya gitmek, geri dönmemeyi göze almak demek.”
Ardin sessiz kaldı. Görüntülerden biri
özellikle dikkatini çekmişti: Ormanda kaybolan ilk kâşif, elinde aynı
sembollerin olduğu bir harita taşıyordu. Bu adam, Ardin’in büyükbabasıydı.
Efsaneye göre, ormanda kaybolmuş, bir daha asla dönmemişti. Şimdi anlıyordu
nedenini. Zaman onu yutmuştu.
“Gitmeliyim,” dedi Ardin. “Ailemin kaderini
öğrenmeliyim. Bu kapının ardında cevabım var.”
Kharna onun elini tuttu. “Eğer gidersen, ben de
geliyorum. Yalnız bırakmam seni.”
Işık halkası iyice güçlendi. Taşlar artık
yavaşça yükselmeye başlamış, adeta bir boyut geçidine dönüşmüştü. Zaman, artık
yalnızca bir çizgi değil; iç içe geçmiş bir düğüm gibiydi. Ve Ardin ile Kharna,
o düğümün tam ortasındaydı.
Derin bir nefes aldılar ve ışığın içine adım
attılar. Gökyüzü, birkaç saniyeliğine sanki yer değiştirdi. Ağaçlar yukarıdan
aşağıya doğru aktı, toprak tersine döndü. Ve sonra her şey bir sessizlik içinde
çöktü.
Orman, kendi sırlarını geri çekmişti. Zaman
Kapısı kapanmış, geride yalnızca yankılar bırakmıştı.
📖 Hikayeye Devam Et
Ormanın Sırlarına Yolculuk 55: bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Ormanın Sırlarına Yolculuk,Türk Fantastik Roman,Macera Romanı,Gölge Yaratık, Online Roman,Büyü Ve Macera,Yeni Yazdığım Romanlar Macera roman severler için sürükleyici, duygusal ve unutulmaz bir başyapıt


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder