✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

Gölgelerin Fısıltısı Gölgenin Yaklaşması Bölüm 4 Online Oku

 


Hava artık iyice kararmaya başlamıştı. Çalışma odasının pencerelerinden sızan son ışıklar da çekilmiş, içerisi loş bir alacakaranlığa bürünmüştü. Elif, tavandaki lambayı yakmak için elini duvardaki düğmeye uzattı ama sonra vazgeçti.

Bu yarı karanlık, konağın atmosferine daha uygun gibiydi, sanki sırlar en çok böyle zamanlarda fısıldanırdı. Avucundaki küçük, paslanmış anahtar ve Ali'ye ait o kararmış pusula hala tenini ısıtıyordu. Mantığı, en yakındaki kilitten başlamasını söylüyordu: odanın köşesindeki o buğulu camlı, kilitli vitrin.

Yavaş adımlarla vitrinin önüne geldi. Kalbi yine hızlanmıştı. Bu küçük anahtar, buraya mı aitti? Eğer öyleyse, Neriman Teyze bu vitrinde ne saklıyordu? Anahtarı dikkatlice vitrinin küçük, pirinç asma kilidine soktu. Kilit eskiydi ve anahtar ilk başta biraz zorlandı. Elif hafifçe ileri geri oynatınca, tanıdık bir 'tık' sesi duyuldu ve kilit açıldı!

Asma kilidi dikkatlice çıkarıp vitrinin ahşap çerçevesine takılı küçük sürgüsünü çekti. Cam kapak hafif bir gıcırtıyla aralandı. İçeriden dışarıya, yıllardır hapsolmuş gibi duran daha yoğun bir küf ve lavanta kokusu karışımı yayıldı. Elif, cep telefonunun fenerini açıp içeri tuttu.

Vitrinin içi, beklendiği gibi kişisel eşyalarla doluydu. Üst rafta, birkaç tane gümüş çerçeveli, küçük, siyah beyaz fotoğraf vardı. Birinde Neriman ve Ali yine birlikteydi, bir teknenin güvertesinde gülümsüyorlardı. Diğerlerinde Neriman Teyze'nin ailesi olabileceğini düşündüğü insanlar vardı. Fotoğrafların yanında, birkaç tane eski madeni para ve kurumuş bir çiçek buketi duruyordu.

Orta rafta ise daha ilginç şeyler vardı. Birkaç tane yerel tarih kitabı göze çarpıyordu. Elif kitaplardan birini rastgele çekti. "Sisli Vadi Tarihi ve Efsaneleri" yazıyordu kapağında. Sayfaları karıştırırken, bazı paragrafların kenarlarına kurşun kalemle notlar alındığını, bazı cümlelerin altının çizildiğini fark etti.

Özellikle kasabanın eski aileleri, batıl inançlar ve 'kayıp ruhlar' efsaneleriyle ilgili kısımlar işaretlenmişti. Neriman Teyze bu konuları araştırıyor muydu? Neden? Kitabın arasına sıkıştırılmış, katlanmış eski bir harita parçası buldu. Harita, kasabanın ve çevresinin eski bir çizimiydi.

Üzerinde, konağın bulunduğu yer işaretlenmişti ve konağın biraz ilerisinde, bahçenin sonuna doğru, eski bir kuyu veya yapı olabilecek bir yer kırmızı mürekkeple daire içine alınmıştı. Tam bu işaretin yanında, Neriman'ın el yazısıyla yazılmış tek bir harf vardı: "A."

Elif'in nefesi kesildi. İşte o "işaretli yer"! Ali'nin pusulası... O pusula belki de bu noktayı gösteriyordu. Avucundaki pusulaya tekrar baktı. İbresi hala inatla aynı yönü gösteriyordu. Acaba pusulanın gösterdiği yön, haritadaki bu işaretli yerle aynı hizada mıydı? Bunu kontrol etmesi gerekecekti.

Vitrinin en alt rafında ise sadece tek bir nesne vardı: Kadife bir kesenin içinde, özenle saklanmış, Ali'ye ait olduğu anlaşılan birkaç eşya daha... Bir dolma kalem, birkaç tane mektup açacağı ve en ilginci, küçük, deri kaplı bir not defteri. Bu defter, Elif'in bulduğu günlüklerden farklıydı; daha küçük, daha yıpranmıştı. Ali'nin not defteri olabilir miydi?

Elif tam bu defteri eline almak için uzanmıştı ki, pencerenin önünden hızla geçen o karartıyı tekrar gördü. Ama bu kez daha netti. Bir insan siluetiydi! Hızla pencereye koştu.

Dışarısı zifiri karanlıktı ama ay ışığının belli belirsiz aydınlattığı bahçede, ağaçların arasında saklanan birini fark etti. Yüzünü seçemiyordu ama uzun boylu, erkek bir siluet olduğu belliydi. Dün fark ettiği, kasabanın "dışlanmışı" olabileceğini düşündüğü Kenan mıydı bu? Yoksa başka biri mi?

Figür, fark edildiğini anlamış gibi aniden hareketlenip karanlığın içinde kayboldu. Elif'in kalbi kulaklarında atıyordu. İzleniyordu, artık bundan emindi. Ve izleyen kişi, sadece meraklı bir komşu değildi. Bu kişi, onun ne aradığını biliyor olabilir miydi? Belki de onu durdurmak istiyordu.

İçeri dönüp sırtını duvara dayadı. Hem korkmuş hem de öfkelenmişti. Bu sır her neyse, birileri hala onu korumaya çalışıyordu. Elindeki harita parçasına, pusulaya ve biraz önce fark ettiği küçük not defterine baktı. Tehlike çanları çalıyor olsa da, geri adım atmaya niyeti yoktu. Aksine, şimdi gerçeği öğrenmek için daha da hırslanmıştı. O işaretli yere gitmeliydi. Ve Ali'nin not defteri... Belki de tüm cevaplar o küçük defterin içindeydi.

Elif, sırtını dayadığı duvardan yavaşça ayrıldı. Dışarıdaki karanlıkta kaybolan o siluetin kim olduğunu düşünmemeye çalıştı. Şu anda daha önemli işleri vardı. Elindeki ipuçlarına odaklanmalıydı. Çalışma masasına geri dönüp titreyen elleriyle az önce vitrinden aldığı küçük, deri kaplı not defterini açtı. Ali'nin defteri...

Sayfalar incelmiş, kenarları yıpranmıştı. İçindeki notlar, mürekkeple değil, daha çok soluk bir kurşun kalemle alınmıştı. Yazı küçüktü ve okuması zordu. Çoğunlukla rakamlar, formüller, anlaşılmaz çizimler ve şematik şekillerden oluşuyordu. Ali mühendis falan mıydı? Bazı sayfalarda ise daha kişisel notlar vardı ama bunlar da oldukça şifreliydi:

"Baba yine karşı çıktı. Anlamıyor." , "N. ile konuştum. Korkuyor ama bana güveniyor." (N. kesinlikle Neriman'dı), "Yer neredeyse hazır. Sadece küçük bir engel kaldı." , "O adamlar peşimde. Dikkatli olmalıyım."

Bu notlar, Ali'nin mektuplarında bahsettiği "sıkıntıların" ne olabileceğine dair belli belirsiz ipuçları veriyordu ama tam olarak neyle uğraştığını anlamak mümkün değildi. "O adamlar" kimdi? "Yer" neresiydi? "Küçük engel" neydi? Defterin son sayfalarına doğru çizimler daha karmaşıklaşıyor, bazı kelimeler karalanmış veya okunaksız hale gelmişti. Sanki Ali, bir sırrı hem kaydetmek hem de gizlemek istemişti.

Elif defteri kapatıp diğer ipuçlarına döndü: harita parçası ve pusula. Telefonunun fenerini tekrar açıp harita parçasını masanın üzerine yaydı. Pusulayı dikkatlice haritanın üzerine, konağın işaretli olduğu yere koydu. Pusulanın ibresi, kuzeyi değil, inatla belirli bir yönü gösteriyordu.

Elif, pusulanın gösterdiği yöne doğru hayali bir çizgi çizdiğinde, çizginin tam olarak haritada kırmızıyla işaretlenmiş o noktadan geçtiğini gördü! İşaretli yer, bahçenin arka tarafında, muhtemelen eski ağaçların sıklaştığı bir bölgedeydi. Pusula, orayı işaret ediyordu. Neriman Teyze'nin notu da orayı gösteriyordu: "A." - Ali'nin yeri miydi?

Demek ki gitmesi gereken yer orasıydı. O işaretli noktada ne vardı? Eski bir kuyu mu? Gizli bir geçit mi? Yoksa Ali'nin kayboluşuyla ilgili bir kanıt mı? İçini bir heyecan kapladı ama hemen ardından dışarıdaki karanlıkta gördüğü siluet aklına geldi. Şimdi, gecenin bu vaktinde, elinde fenerle bahçenin o ücra köşesine gitmek... Hele de birinin onu izlediğini bilirken... Bu delilik olurdu.

Sabaha kadar beklemeliydi. Gün ışığında etrafı daha iyi görebilir, olası tehlikelere karşı daha hazırlıklı olabilirdi. Hem belki o zamana kadar Ali'nin not defterindeki çizimleri veya şifreli notları çözmek için bir ipucu bulabilirdi.

Topladığı tüm ipuçlarını – Ali'nin not defterini, pusulayı, anahtarı, Neriman'ın ulaşmamış mektuplarını ve harita parçasını – tekrar çalışma masasının gizli bölmeli kutusuna yerleştirdi. Burası şimdilik en güvenli yer gibi görünüyordu. Çekmeceyi ve kutuyu dikkatlice kapattı.

Çalışma odasından çıkıp yukarı, dün gece kaldığı odaya yöneldi. Merdivenleri çıkarken her gıcırtıda irkiliyor, arkasına bakma ihtiyacı hissediyordu. İzlenme hissi hala üzerindeydi. Odaya girip kapıyı arkasından kilitledi. Pencereden dışarı baktığında sadece karanlığı ve ağaçların rüzgarda sallanan siluetlerini gördü.

Yatağa oturdu ama uyuyabileceğini sanmıyordu. Zihni sorularla doluydu. Ali'ye ne olmuştu? Neriman Teyze ne biliyordu? O gölge kimdi ve ne istiyordu? Ve en önemlisi, yarın sabah bahçedeki o işaretli yerde ne bulacaktı? Cevaplar yakındı ama tehlike de öyle... Konağın sessizliği, bu kez fırtına öncesi bir sessizlik gibiydi.

İşte o "işaretli yer"! Ali'nin pusulası... O pusula belki de bu noktayı gösteriyordu. Elif, "Sisli Vadi Tarihi ve Efsaneleri" kitabını tekrar eline aldı. Neriman Teyze'nin işaretlediği kısımlara daha dikkatli baktı. Özellikle 'Eski Kuyu Söylencesi' başlıklı bölüm dikkatini çekti. Anlatılana göre, kasabanın dışındaki eski bir kuyuya geceleri yaklaşılmaması gerektiği, kuyunun dibinin 'kayıp ruhlara' açıldığı söyleniyordu. Neriman Teyze bu bölümün yanına küçük bir soru işareti koymuştu. Bu efsanenin Ali'nin kayboluşuyla bir ilgisi olabilir miydi? Yoksa teyzesi sadece yerel folklorla mı ilgileniyordu?

Vitrinin en alt rafındaki kadife keseyi ve içindekileri çıkardı. Ali'ye ait olduğu anlaşılan dolma kalem, mektup açacağı ve o küçük, deri kaplı not defteri... Defteri tekrar açtı. Sayfaları daha yavaş, daha dikkatli çevirdi bu kez. O karmaşık çizimler, formüller...

Bir mühendislik projesine mi aitti bunlar?

Yoksa başka bir anlamları mı vardı?

Bir sayfada, basitçe çizilmiş bir anahtar şekli ve yanında yine o "A." harfi vardı. Bu, Elif'in bulduğu paslanmış anahtar olabilir miydi?

Başka bir sayfada ise iç içe geçmiş daireler ve yanlarında "Enerji?" gibi bir not vardı. Ali neyin peşindeydi? Bu notlar, kayboluşunun ardındaki sırrı aydınlatmak yerine daha da karmaşık hale getiriyordu.

Elif tam defterdeki bir çizime odaklanmışken, pencerenin önünden hızla geçen o karartıyı tekrar gördü. Bu kez daha netti ve daha yavaş hareket etmişti. Bir insan silueti! İçgüdüsel bir hareketle kendini yere atıp masanın altına saklandı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Kimdi bu? Ne istiyordu? Birkaç saniye nefesini tutarak bekledi. Sonra cesaretini toplayıp yavaşça başını kaldırdı ve pencereye baktı.

Dışarısı zifiri karanlıktı ama ay ışığı, bahçedeki ağaçların arasındaki o figürü seçmesine yetiyordu. Uzun boylu, koyu renk giysili bir erkekti. Yüzü seçilmiyordu ama orada, kımıldamadan durmuş, sanki eve, belki de tam Elif'in bulunduğu odaya bakıyordu. Bu kesinlikle dün gördüğü Kenan'a benziyordu.

"Hey!" diye bağırdı Elif, sesinin titremesine engel olamayarak. "Kim var orada? Ne istiyorsun?"

Figür, Elif'in sesini duyunca irkilmedi. Sadece yavaşça başını çevirir gibi oldu, sonra aniden arkasını dönüp ağaçların arasında hızla kayboldu. Arkasında sadece sessizliği ve Elif'in hızla atan kalbini bırakmıştı.

Elif birkaç dakika daha masanın altında bekledi. Sonra yavaşça doğrulup titreyen bacaklarıyla pencereye gitti. Dışarıda kimse yoktu. Ama izlendiği hissi artık somut bir gerçekliğe dönüşmüştü. Bu sadece konağın tekinsizliği değildi; birisi aktif olarak onu gözetliyordu. Ve bu kişi muhtemelen tehlikeliydi.

İçeri dönüp sırtını soğuk duvara dayadı. Derin nefesler almaya çalıştı. Ne yapmalıydı? Şimdi dışarı çıkıp o işaretli yere gitmek intihar olurdu. O gölge hala bahçede bir yerlerde saklanıyor olabilirdi. Sabaha kadar beklemek en mantıklısıydı. Ama ya o kişi geri gelirse? Ya içeri girmeye çalışırsa? Konağın kapılarını kilitlemişti ama ne kadar güvendeydi?

Aklına pusula ve harita geldi. Masanın üzerine gidip pusulayı tekrar haritanın üzerine, konağın işaretli olduğu yere koydu. İbrenin gösterdiği yönle haritadaki kırmızı işaretli nokta kusursuz bir şekilde hizalanıyordu. Şüphesi kalmamıştı. Araması gereken yer orasıydı. Ama önce güvende olmalıydı.

Topladığı tüm ipuçlarını – Ali'nin not defterini, pusulayı, anahtarı, Neriman'ın ulaşmamış mektuplarını, harita parçasını ve kenarları notlarla dolu tarih kitabını – tekrar çalışma masasının gizli bölmeli kutusuna yerleştirdi. Kutuyu dikkatlice kapattı, sonra da çekmeceyi kilitledi. Anahtarı cebine koydu. Bu sırlar şimdilik güvendeydi.

Çalışma odasından çıktı. Holdeki lambaları yaktı, karanlık köşelerin biraz olsun aydınlanmasını sağladı. Yukarı, dün gece kaldığı odaya çıktı. Merdivenleri çıkarken arkasından bir ses duyar gibi oldu – sanki alt katta bir kapı yavaşça kapanmıştı. Hızla arkasını döndü ama kimse yoktu. Belki de sadece kendi kuruntusuydu. Odaya girip kapıyı arkasından kilitledi, hatta emin olmak için önüne küçük bir sandalye çekti.

Pencereden dışarı baktığında yine sadece karanlığı gördü. Ama biliyordu ki o karanlıkta bir çift göz onu izliyor olabilirdi. Yatağa oturdu. Uyuması imkansızdı. Zihni bir fırtına alanı gibiydi. Ali'nin sırrı, Neriman'ın acısı, konağın fısıltıları ve şimdi de peşindeki o gölge...

Yarın sabah gün ışırken bahçedeki o işaretli yere gidecekti. Orada ne bulursa bulsun, bu işin sonuna kadar gitmeye kararlıydı. Ama önce bu uzun, tekinsiz geceyi atlatması gerekiyordu.

Çalışma odasından çıkıp yukarı, dün gece kaldığı odaya yöneldi. Merdivenleri çıkarken her gıcırtıda irkiliyor, arkasına bakma ihtiyacı hissediyordu. Alt kattan geldiğini sandığı o kapı kapanma sesi hala kulaklarındaydı.

Yoksa sadece rüzgarın bir oyunu muydu? Ya da bu eski konağın bitmek bilmeyen seslerinden biri miydi? Ama ya değilse? Ya o gölge, o siluet şimdi evin içindeyse? Bu düşünce kanını dondurdu. Adımlarını hızlandırdı, neredeyse koşarak odasına ulaştı.

Odaya girip kapıyı arkasından hızla kapattı ve kilitledi. Kilidin dönme sesi, bu koca evdeki tek güvenli ses gibi geldi. Ama yine de yetmedi. Gözü kapının önüne çektiği küçük sandalyeye takıldı. Daha sağlam bir şey bulmalıydı.

Odadaki eski, ağır şifonyeri tüm gücüyle ittirerek kapının önüne kadar sürükledi. Şifonyerin ahşap ayakları parkede gıcırtılar çıkararak kaydı. Şimdi daha güvendeydi, en azından fiziksel olarak.

Nefes nefese kalmıştı. Sırtını kapıya dayayıp yere çöktü. Ellerinin titrediğini fark etti. Pencereden dışarı baktığında sadece kendi yansımasını ve arkasındaki loş odayı gördü; dışarısı zifiri karanlıktı. O siluet hala orada bir yerde miydi?

 Yoksa içeri mi girmişti? Kulağını kapıya dayayıp dinledi. Hiçbir ses yoktu. Sadece kendi hızlı nefes alışverişi ve kulaklarında uğuldayan kanının sesi... Bir de konağın kendi sesleri; dışarıda esen rüzgarın pencerelerde ve çatıda çıkardığı uğultu, ahşap tavan arasında gezinen farelerin tıkırtıları (ya da fare miydi?), evin yapısının gece soğudukça çıkardığı çıtırtılar... Her ses olduğundan daha büyük, daha tehditkar geliyordu.

Bir süre öylece oturdu, her sese karşı tetikte. Sonra yavaşça ayağa kalktı. Korkuya teslim olamazdı. Buraya bir amaç için gelmişti. Cebindeki anahtarı yokladı. İpuçları aşağıda, çalışma masasının gizli bölmesinde güvendeydi. Ama aklı hala Ali'nin o küçük not defterindeydi. Özellikle o karmaşık çizimler ve "O adamlar peşimde" notu... O gölge, o siluet, Ali'nin bahsettiği adamlardan biri olabilir miydi? Yıllar sonra bile bu sırrın peşinde olan birileri mi vardı?

Belki de defterde gözden kaçırdığı bir şey vardı. Aşağı inip defteri almak çok riskliydi. Ama belki de hafızasından bir şeyler çıkarabilirdi. Yatağın kenarına oturup gözlerini kapadı. O çizimleri, notları zihninde canlandırmaya çalıştı. Formüller, rakamlar, o garip anahtar çizimi, iç içe geçmiş daireler... Bir de, defterin sonlarına doğru, diğerlerinden farklı, daha aceleyle çizilmiş gibi duran bir şekil vardı. Tam olarak ne olduğunu çıkaramamıştı; belki bir tür mekanizma, belki de bir semboldü. Kenarında ise tek bir kelime okunabiliyordu: "Koruma?" Ali neyi korumaya çalışıyordu? Ya da bir tür koruma mekanizmasından mı bahsediyordu? Bu düşünce Elif'i daha da endişelendirdi.

Gözlerini açtı. Odanın içindeki gölgeler sanki hareket ediyor, şekil değiştiriyordu. Gardırobun üzerindeki oyma bir canavar yüzü gibi görünüyordu, yerdeki kilimin deseni kıvrılan yılanları andırıyordu. Hayır, kendine gelmeliydi. Bunlar sadece yorgunluk ve korkunun oyunlarıydı.

Ayağa kalkıp pencerenin önüne gitti. Tülü hafifçe aralayıp dışarı baktı. Bahçe karanlık ve sessizdi. İz yoktu. Ama bu onu rahatlatmadı. O gölge, ormanın veya konağın başka bir köşesinin karanlığında bekliyor olabilirdi.

Yarın sabah ilk iş o işaretli yere gidecekti. Orada ne bulursa bulsun, bu bilinmezliğe bir son vermeliydi. Ali'nin hikayesi, Neriman'ın acısı ve bu konağın üzerine çöken lanet... Hepsini aydınlatmalıydı. Ama önce, bu geceyi sağ salim atlatması gerekiyordu. Yatağa uzandı, gözlerini tavana dikti. Uyku çok uzaktaydı. Her an tetikte, her sese kulak kabartarak, günün ağarmasını beklemeye başladı. Konağın fısıltıları, bu gece her zamankinden daha yüksek gibiydi.

📖 Hikayeye Devam Et

Gölglelerin Fısıltısı İşaretli Yerin Sırrı Bölüm 5. bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.

➡️ Gölglelerin Fısıltısı İşaretli Yerin Sırrı Bölüm 5 Online Oku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (107) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)