✦✦✦ Dijital Yazıların ve Romanların Yeni Sayfası www.ebooksun.blogspot.com 'un Katkılarıyla Hazırlanmıştır ✦✦✦ Aşk Romanları, Tarihi Romanlar, Kitap Önerileri, PDF Kitaplar, 2025 Kitapları, Roman İncelemeleri, Ücretsiz Kitaplar, En Çok OkunanlarEn Çok Okunan Romanlar, Yeni Çıkan Kitaplar 2025, PDF Kitap Siteleri, Kitap Tavsiyeleri, 2025 Roman Önerileri, Kitap Blogları, Kitap Özetleri, Yazar Biyografileri, Kitap Yorumları, PDF Kitap İndir, ePub Kitap İndir, Kitap Serileri, Yerli Romanlar, Yabancı Romanlar, Polisiye Romanlar, Bilim Kurgu Romanlar, Dram Romanları, Fantastik Kitaplar, E-Kitap Romanlar, Ücretsiz Roman Oku

Translate

📚 Zeki Güneş Romanları – Destansı Anlatılar, Derin Karakterler, Unutulmaz Hikâyeler Türk edebiyatına gönül vermiş bir yazar olarak dijital ortamda yazdığım romanlar; tarih, aşk, ihanet, kahramanlık ve insanın iç yolculuğu gibi evrensel temaları işler. Her satırda okuru geçmişe götüren bir iz, her paragrafta geleceğe seslenen bir umut gizlidir.

Romanlarımda işlediğim temel konular:

🏹 Tarihi Türk Destanları

💔 Aşk, Sadakat ve İhanet

⚔️ Savaş ve Barış Arasında Kalmak

🧠 İçsel Yolculuk ve Bilgelik

🌌 Mistik Anlatılar ve Evrensel Kodlar

📜 Töre, Kut, Yemin ve Göçebe Kültürü
Kutlu Yeminler, Sadakat ve İhanet, Gölgelerin Fısıltısı, Güneşin Sırlı Çağrısı, Formülün Ardındaki Evren gibi özgün romanlarımda; okuyucuyu sadece bir olay örgüsüne değil, derin düşünsel ve duygusal katmanlara da davet ediyorum.
Her bölüm, özenle işlenmiş bir yapboz parçası gibi kurgulanmıştır. Sade ama etkileyici bir dil kullanarak herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği anlatılar sunmayı hedefliyorum.

📖 Dijital Ortamda Yazdığım romanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek ve tüm bölümlere ulaşmak için blog menüsünü kullanabilirsiniz.

✍️ Yazar: Zeki Güneş – Kelimelerle Kurulan Dünyaların Yolcusu Ben Zeki Güneş. Dijital ortamda yalnızca hikâyeler değil, zamanın ruhunu da yakalamaya çalışan bir yolcuyum. Yazarlık benim için bir meslek değil; bir mücadele, bir dua, bir kutlu yürüyüştür.

📍 Türkiye’nin köklü kültüründen beslenen bir yazar olarak, eserlerimde hem tarihi temalara hem de çağdaş insanın ruhsal bunalımlarına yer veriyorum. Her romanım, insana dair temel sorulara cevap arayan bir keşif yolculuğudur.

🎯 Yazar Olarak Hedefim: Türk edebiyatında özgün ve kalıcı eserler bırakmakOkuyucunun sadece gözünü değil, kalbini de doyurmakTarihi, matematiği, bilimi ve aşkı bir potada eriterek anlamlı hikâyeler kurmak

📚 Öne Çıkan Romanlarım: Kutlu Yeminler – Son Çağrılar: Oğuz ruhunu yeniden dirilten destansı anlatı Sadakat ve İhanet: Aşk ile ihaneti aynı çizgide buluşturan dramatik roman Güneşin Sırlı Çağrısı: Antik Mısır’dan yıldızlar arası yolculuğa uzanan bir keşif Formülün Ardındaki Evren: Matematiğin insan ruhuna açılan kapısı Gölgelerin Fısıltısı: Sessiz kalmışların ve unutulmuşların iç sesi

🖋️ Yazmak benim için; geçmişe saygı, bugüne tanıklık, geleceğe mirastır. Her kelimede inanç, her cümlede emek vardır. Bu yolda bana eşlik ettiğiniz için minnettarım.Romanları Reklamsız PDF olarak Satın Almak İsteyen Arkadaşlar guneszeki53@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler

 



 





150 Bölümlük 312 Sayfalık Ormanın Sırlarına Yolculuk PDF Olarak 220 tl 16 Bölümlük 127 Sayfalık Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 200 tl 19 Bölüm 112 Sayfalık Aşk ve Tehlike 200 tl 42 Bölüm 158 Sayfalık Aşkın Son Perdesi 210 tl ***guneszeki53@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz***

9 Ağustos 2025 Cumartesi

Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi Bölüm 5: İhtirasın Sonu ve Yeni Bir Başlangıç Online Oku

 







Divan salonunda yankılanan sessizlik, Melikşah'ın vereceği hükmün ağırlığıyla doluydu. Ayaz'ın ihaneti tüm açıklığıyla ortaya serilmiş, Karacahisar Bey'inin itirafları Şehzade'nin son umut kırıntılarını da yerle bir etmişti. Kılıç Arslan, Ayaz'ın karşısında, yorgun ama mağrur duruyordu. Hakikat, nihayet gün yüzüne çıkmıştı.

Melikşah, tahtında doğruldu. Gençliğin verdiği toyluk, yüzünden silinmiş, yerine bir hükümdarın vakur ve kararlı ifadesi oturmuştu. Gözleri, divandaki her beye tek tek bakarak, sözlerinin ağırlığını hissettirdi.

"Ey Selçuklu'nun yüce beyleri ve komutanları!" diye gürledi sesi. "Babam Sultan Alparslan'ın ruhu şahit olsun ki, bu taht, fitneye ve ihanete asla boyun eğmeyecektir! Şehzade Ayaz, şahısların ihtirası uğruna devletin birliğini tehdit etmiş, kardeş kanı dökmekten çekinmemiştir!"

Ayaz'ın yüzü bembeyaz kesildi. Gözlerinde öfke, korku ve yenilginin karışımı bir ifade vardı. Melikşah'ın bu denli kararlı olacağını beklemiyordu.

Melikşah devam etti: "Bu yüzden, Şehzade Ayaz'ın tüm rütbeleri sökülmüş, saraydan derhal sürgün edilmesine ve ömrünün sonuna kadar zindana kapatılmasına hükmettim! Karacahisar Bey'i ve ona uyan tüm hainler de hak ettikleri cezayı alacaktır!"

Divan salonu, Melikşah'ın bu kararlı hükmüyle bir anda uğultuya boğuldu. Nizamülmülk, Sultan'ın yanında gururla duruyordu. Ayaz'ın yandaşları şaşkınlık ve korku içinde birbirlerine bakarken, Melikşah'a sadık beyler derin bir nefes aldı. Adalet yerini bulmuştu.

Ayaz, zincire vurulurken, gözleri Kılıç Arslan'a döndü. O gözlerdeki nefret ve intikam ateşi, bir ömür sönmeyecekmiş gibiydi. "Bu daha başlangıç, Kılıç Arslan!" diye bağırdı. "Bunun hesabını soracağım! Sen ve o hanımefendi... İkinizin de sonu olacak!"

Ayaz'ın son sözleri, Kılıç Arslan'ın yüreğini bir an için sıktı. Aslıhan'a olan tehdit, onu derinden etkilemişti. Ama Ayaz'ın yenilgisi, şimdilik büyük bir zaferdi. Melikşah, tahtını sağlamlaştırmış, devletin birliğine yönelik ilk büyük tehdidi savuşturmuştu.

Kılıç Arslan, divanın ardından Aslıhan'ın konağına döndüğünde, Aslıhan onu heyecanla karşıladı. Saraydaki haberler Fatma Ana aracılığıyla çoktan konağa ulaşmıştı.

"Ayaz... Sürgün edildi mi?" diye sordu Aslıhan, gözleri parlıyordu.

Kılıç Arslan başını salladı. "Evet. Ve zindana kapatıldı. Melikşah'ın kararlılığı, tüm sarayı şaşırttı."

Aslıhan derin bir nefes aldı. Üzerindeki o karanlık gölge, nihayet dağılmış gibiydi. "Bu harika bir haber! Artık güvendeyiz."

Kılıç Arslan, Aslıhan'a yaklaştı. "Tam olarak değil, Aslıhan. Ayaz'ın intikam yemini ettiğini duydun. Ama artık onunla aramızda hiçbir engel yok.

Sana verdiğim söz..." Kılıç Arslan, Aslıhan'ın ellerini tuttu. "Fatma Ana'nın da izniyle, seni babamdan istetmek istiyorum, Aslıhan. Benimle evlenir misin?"

Aslıhan'ın gözleri doldu. Yıllardır hayalini kurduğu an buydu. Sarayın entrikaları, savaşın gölgesi, Ayaz'ın tehditleri... Tüm bunların ardından, nihayet Kılıç Arslan ile birleşme umudu belirmişti. Gözleri yaşlarla doldu. "Evet, Kılıç Arslan. Bin kere evet!"

Fatma Ana, bu ana şahit olurken, gözlerinden süzülen yaşlarla gülümsedi. "Sonunda! Kaderiniz birbirine bağlıydı zaten. Allah tamamına erdirsin."

Melikşah'ın tahta geçişi ve Ayaz'ın cezalandırılmasıyla, Selçuklu İmparatorluğu'nda yeni bir dönem başlamıştı. Melikşah, Nizamülmülk'ün rehberliğinde, babası Alparslan'ın izinden giderek devleti güçlendirmek için çalışıyordu. Kılıç Arslan, devletteki konumu güçlenmiş, artık Sultan'ın en güvendiği komutanı ve danışmanı olmuştu.

Kılıç Arslan ve Aslıhan'ın evlilikleri, Kayseri'de büyük bir sevinçle karşılandı. Sarayda dillere destan bir düğün töreni düzenlendi. Melikşah ve Nizamülmülk de bu kutlamaya katıldı. Aslıhan, artık sadece soylu bir hanımefendi değil, aynı zamanda Selçuklu'nun yiğit komutanının eşiydi. Onun zekası ve basireti, Kılıç Arslan'a en zor anlarda bile destek oluyordu.

Ancak, hayatlarının tamamen huzura kavuştuğunu düşünmek saflık olurdu. Ayaz'ın zindandaki intikam yemini, bir gölge gibi üzerlerinde asılı duruyordu. Dış düşmanlar da boş durmuyordu. Bizans İmparatorluğu, Selçuklu'nun iç karışıklıklarını fırsat bilerek Anadolu'ya yönelik yeni saldırılar planlıyordu. Batıda, Haçlı Seferleri'nin ilk fısıltıları duyulmaya başlamıştı.

Bir akşam, Kılıç Arslan ve Aslıhan, Kayseri'nin surları üzerinde yürürken, şehrin ışıkları altlarında parlıyordu. Gökyüzü, yıldızlarla doluydu.

"Her şey düzelecek sanmıştım," dedi Aslıhan, Kılıç Arslan'ın koluna yaslanarak. "Ama sanki yeni zorluklar başlıyor."

Kılıç Arslan, Aslıhan'ın saçlarını öptü. "Hayat böyledir Aslıhan. Bir savaş biter, diğeri başlar. Önemli olan, hangi savaşı kiminle verdiğimizdir. Biz birlikte olduğumuz sürece, hiçbir zorluk bizi yenemez."

O anda, uzaklardan gelen bir haberci atının kişnemesiyle şehre yaklaşıyordu. Habercinin yüzünde, endişe dolu bir ifade vardı. Kılıç Arslan ve Aslıhan birbirlerine baktılar. Yeni bir çağ başlıyordu, ve bu çağ, Selçuklu için hem büyük zaferleri hem de yeni yıkımları beraberinde getirecekti.

Efsane ve Yıkım. Bu iki kelime, onların hayatlarının özeti olacaktı. Bir yandan efsanevi bir aşk destanı yazılırken, diğer yandan imparatorluğun iç ve dış düşmanlarla mücadelesi devam edecekti. Aslıhan ve Kılıç Arslan'ın kaderi, Selçuklu'nun kaderiyle birleşmişti. Ve bu destan, daha yeni başlıyordu.

Kayseri semalarındaki dolunay, Kılıç Arslan ve Aslıhan'ın kutladığı düğün şölenini gümüşi bir ışıkla aydınlatırken, sarayın her köşesi şen kahkahalar ve ziyafet sesleriyle yankılanıyordu.

Melikşah, babasının koltuğunda oturmuş, genç eşinin yanında duran Kılıç Arslan'a ve Aslıhan'a içten bir tebessümle bakıyordu. Bu evlilik, sadece iki gönlün birleşmesi değil, aynı zamanda devlet içindeki birliğin ve sadakatin de bir nişanesiydi. Ayaz'ın fitnesiyle sarsılan Selçuklu, bu düğünle adeta yeniden nefes almıştı.

Aslıhan, işlemeli gelinliği içinde bir rüya gibiydi. Kılıç Arslan'ın yanında dururken, gözleri aşkla parlıyor, ancak zihninin bir köşesinde sarayın dehlizlerinde fısıldanan tehditler, Ayaz'ın intikam dolu sözleri yankılanıyordu. Biliyordu ki, bu huzur, pamuk ipliğine bağlıydı.

Düğün töreninin ardından geçen haftalar, Aslıhan ve Kılıç Arslan için yeni bir hayatın başlangıcı olmuştu. Kılıç Arslan, artık sadece Sultan'ın en güvendiği komutanı değil, aynı zamanda devletin geleceği için stratejik kararların alındığı divanın da önemli bir üyesiydi.

Nizamülmülk'ün sağ kolu olmuştu adeta. Aslıhan ise, konağındaki kütüphanesine çekilmek yerine, saraydaki sosyal hayata daha fazla katılmaya başlamış, Melikşah'ın genç eşine destek oluyor, haremlik içinde bilgi ve zekasıyla dikkat çekiyordu.

Ancak bu huzur, uzun sürmeyecekti. Ayaz'ın zindandan yayılan gölgesi, Kayseri'nin üzerine düşmeye devam ediyordu.

Bir gece, sarayın dış surlarında görevli bir muhafız, gizemli bir şekilde öldürüldü. Ardından birkaç gece sonra, sarayın kilerinden değerli mühürlü belgeler çalındı. Küçük ama rahatsız edici bu olaylar, sarayda endişe yaratmaya başlamıştı. Nizamülmülk, bu durumdan şüphelenmiş, Kılıç Arslan'ı yanına çağırmıştı.

"Emir Kılıç Arslan," dedi Vezir, yüzünde ciddi bir ifadeyle. "Sarayda tuhaf olaylar oluyor. Küçük hırsızlıklar, önemsiz gibi görünen ölümler... Ama bunların birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Ayaz'ın zindandaki yandaşları olabilir."

Kılıç Arslan, başını salladı. "Ben de aynı endişeyi taşıyorum Vezirim. Ayaz'ın hırsı kolay kolay sönmez. Onun zindanda bile bağlantıları vardır."

Nizamülmülk, masasına serilmiş haritaları gösterdi. "Bizans İmparatorluğu, Anadolu'daki karışıklığı fırsat bilerek yeni saldırılar planlıyor. Sınırlarımızda hareketlilik arttı. Doğu'da Karahanlılar ile ilişkilerimiz gergin. Ve şimdi, içimizdeki bu fesat..."

Kılıç Arslan, derin bir nefes aldı. "Bu, Ayaz'ın Bizans ile işbirliği yaptığı anlamına gelebilir mi Vezirim? İçeriden devleti zayıflatıp, dışarıdan da düşmanları kışkırtıyor olabilir mi?"

"İhtimal dahilinde," dedi Nizamülmülk. "Bu yüzden saraydaki güvenliği artırmalıyız. Özellikle de Melikşah'ın ve değerli eşlerinin güvenliğini. Sana bir görev vermek istiyorum, Emir. Sarayın içindeki bu gölgelerin peşine düşmelisin. Ayaz'ın zindandaki yandaşlarını ve dışarıyla olan bağlantılarını tespit etmelisin."

Kılıç Arslan, "Başım gözüm üstüne Vezirim. Bu görevi en kısa sürede tamamlayacağım."

Aslıhan, Kılıç Arslan'ın yeni görevini öğrendiğinde, yüreği bir kez daha endişeyle doldu. Kılıç Arslan, bu kez görünmez düşmanlarla, sarayın içinde gizlenen hainlerle mücadele edecekti. Bu, kılıç savaşı kadar çetin, hatta daha tehlikeli bir savaştı.

Bir akşam, Kılıç Arslan, sarayın koridorlarında gizlice dolaşırken, bir gölgenin ona yaklaştığını fark etti. Kılıcına uzandı ama gölge, tanıdık bir sese büründü: "Emir Kılıç Arslan, korkmayın, benim." Bu, Fatma Ana'ydı.

"Fatma Ana," dedi Kılıç Arslan şaşkınlıkla. "Ne yapıyorsunuz bu saatte burada?"

Fatma Ana, etrafına bakındı. "Ayaz'ın adamları sarayda kol geziyor, Emir'im. Eski cariyelerden biri, Ayaz'ın sadık adamlarından biriyle gizlice görüştüğünü söyledi. Saraydaki bazı hizmetliler ve hatta bazı muhafızlar da Ayaz'a bağlıymış."

"Nereden biliyorsunuz bunları?" diye sordu Kılıç Arslan.

Fatma Ana gülümsedi. "Bu sarayda nice yıllar geçirdim, Emir'im. Görmeyi bilen gözler, duymayı bilen kulaklar her zaman vardır. Ayaz, zindandan bile adamlarına emirler gönderiyor.

Onları oradan çıkarmanın bir yolunu arıyor. Ve sarayda yeni bir ayaklanma başlatmayı planlıyor."

Kılıç Arslan'ın yüzü gerildi. "Demek zindandan kaçmaya çalışıyor..."

"Daha da kötüsü," dedi Fatma Ana. "Bizans İmparatorluğu'ndan gelen bazı elçiler, sarayda gizlice Ayaz'ın yandaşlarıyla görüşmeler yapıyorlarmış. Ayaz, Bizans'ın desteğiyle tahta geçmeyi planlıyor."

Bu bilgi, Kılıç Arslan'ı şok etti. Bizans ile işbirliği yapmak... Bu, affedilmez bir ihanetti. Kılıç Arslan, Fatma Ana'nın verdiği bilgilerle birlikte, saraydaki casusları ve hainleri tek tek tespit etmeye başladı. Geceleri uyumadan, sarayın her köşesini dikkatle inceliyor, şüpheli kişileri takip ediyordu.

Aslıhan da, bu arada, kendi yöntemleriyle saraydaki durumu gözlemliyordu. Kadınların dünyası, dedikoduların ve fısıltıların yayılmasında önemli bir rol oynuyordu. Aslıhan, Melikşah'ın eşinin ve diğer soylu kadınların sohbetlerinde, Ayaz'a sempati duyan veya ondan korkan bazı kişilerin varlığını fark etti.

Bir gün, haremlik bölümünde dolaşırken, Aslıhan, Melikşah'ın genç eşinin başcariyelerinden birinin, gizlice bir parşömeni yakmaya çalıştığını gördü. Cariyenin yüzündeki panik ifadesi, Aslıhan'ın dikkatini çekti. Aslıhan hızla cariyeye yaklaştı.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu.

Cariye şaşkınlıkla irkildi. "Hiçbir şey, Aslıhan Hanım. Sadece eski bir mektup..."

Aslıhan, yanan parşömeni kaptı ve aleve kapılmadan son anda kurtardı. Parşömenin üzerinde, Ayaz'ın mührü ve Bizans İmparatoru'nun adını içeren bazı kelimeler okunuyordu. Bu, Ayaz'ın Bizans ile işbirliği yaptığının açık bir kanıtıydı!

Aslıhan, cariyenin yüzüne baktı. "Bu ne demek oluyor? Sen Ayaz'ın casusu musun?"

Cariye korkuyla titredi. "Lütfen, Aslıhan Hanım! Kimseye söylemeyin! Ayaz'ın adamları beni tehdit ettiler. Aileme zarar vereceklerini söylediler."

Aslıhan, cariyenin durumuna acıdı ama elindeki bilginin önemini de biliyordu. "Bu parşömeni hemen Kılıç Arslan'a götürmeliyim. Bu, Ayaz'ı tamamen bitirecek bir kanıt."

Aslıhan, parşömeni Kılıç Arslan'a ulaştırdığında, Kılıç Arslan'ın yüzündeki ifade değişti. Bu, Nizamülmülk'ün aradığı son kanıttı. Ayaz'ın ihaneti artık kesinleşmişti. Kılıç Arslan, derhal bu delille birlikte Nizamülmülk'e ve Melikşah'a gitti.

Melikşah, Ayaz'ın Bizans ile işbirliği yaptığını öğrenince öfkeden deliye döndü. Bu, sadece taht kavgası değil, aynı zamanda Selçuklu'nun düşmanlarıyla yapılan bir anlaşmaydı.

"Ayaz'ı derhal sorguya çekin!" diye gürledi Melikşah. "Bu ihanetin tüm detaylarını öğrenmek istiyorum! Saraydaki tüm yandaşları da tespit edilsin ve cezalandırılsın!"

Ayaz, zindandan çıkarılarak Melikşah'ın huzuruna getirildiğinde, yüzündeki gurur nihayet kırılmıştı. Bizans elçilerinden alınan mektup ve Karacahisar Bey'inin itirafları, onu köşeye sıkıştırmıştı. Ayaz, her şeyi itiraf etmek zorunda kaldı. Bizans ile nasıl anlaştığını, hangi beylikleri isyana teşvik ettiğini ve Melikşah'ı devirmek için nasıl bir plan yaptığını tek tek anlattı.

Melikşah, Ayaz'ın itiraflarını dinlerken, yüzünde büyük bir hayal kırıklığı vardı. Kendi amcası, bu devlete bu denli büyük bir ihanet etmişti.

"Şehzade Ayaz," dedi Melikşah, sesi yankılanıyordu. "İhanetinin bedeli ağır olacak. Bizans ile işbirliği yapmak... Bu, affedilmez bir günahtır! Bu yüzden, verdiğim hükmü değiştiriyorum."

Ayaz'ın yüzünde korku belirdi.

"Ömrünün sonuna kadar zindana kapatılacaktın," dedi Melikşah. "Ancak Bizans ile işbirliği yapman, bu cezayı yeterli kılmıyor. Bir ibret olması için, ihanetinin bedelini canınla ödeyeceksin!"

Ayaz'ın gözleri dehşetle açıldı. İdam! Beklemediği bir karardı. "Hayır! Olamaz!" diye bağırdı. "Ben bir şehzadeyim!"

Kılıç Arslan, Ayaz'ın aciz çırpınışlarını izlerken, içinde bir rahatlama hissetti. Bu, adaletin yerini bulmasıydı. Ama aynı zamanda, böylesine büyük bir ihtirasın nasıl bir insanın sonunu getirebileceğinin de bir örneğiydi.

Ayaz'ın idamı, Kayseri'de yankı buldu. Halk, bu hainin cezalandırılmasından memnuniyet duydu. Saray, nihayet Ayaz'ın gölgesinden kurtulmuştu. Ancak bu, Selçuklu'nun tüm sorunlarının bittiği anlamına gelmiyordu. Bizans, Ayaz'ın desteğini kaybetse de Anadolu'ya yönelik emellerinden vazgeçmeyecekti. Haçlı Seferleri'nin tehdidi de kapıdaydı.

Kılıç Arslan ve Aslıhan, nihayet gerçek bir huzur bulmuşlardı. Ama bu huzur, yeni bir mücadelenin habercisiydi. Onların aşkı, sarayın entrikaları ve iç savaşın gölgesinde yeşermiş, şimdi ise devleti bekleyen dış tehditlerle sınanacaktı.

Bir akşam, Kılıç Arslan ve Aslıhan, Kayseri'nin surları üzerinde durmuş, batıdan gelen rüzgarın yüzlerini okşamasını hissediyorlardı. Ufukta, Bizans topraklarından yükselen dumanlar, yeni bir savaşın işaretleri gibiydi.

"Her şey düzeldi sanmıştık," dedi Aslıhan, Kılıç Arslan'ın omzuna başını yaslayarak.

Kılıç Arslan, Aslıhan'ın elini tuttu. "Hayat böyledir Aslıhan. Her son, yeni bir başlangıçtır. Ayaz'ın ihtirası sona erdi ama şimdi Bizans'ın ihtirasıyla yüzleşeceğiz. Ve belki de daha büyük bir tehlikeyle... Batı'dan gelen Haçlı ordularının fısıltıları artıyor."

Kılıç Arslan, Aslıhan'a döndü, gözlerinde hem kararlılık hem de derin bir sevgi vardı. "Ama biz birlikteyiz. Bu, en büyük gücümüz. Efsane ve Yıkım... Bu topraklarda nice efsaneler yazıldı, nice yıkımlar yaşandı. Ama biz, kendi destanımızı yazacağız, Aslıhan. Aşkımızla, sadakatimizle ve bu devlete olan inancımızla."

Aslıhan gülümsedi. Kılıç Arslan'ın sözleri, ona güç veriyordu. Önlerinde zorlu günler olacaktı ama birlikte her şeyin üstesinden gelebilirlerdi. Selçuklu'nun kaderi, artık onların omuzlarındaydı. Ve bu destan, daha yeni başlıyordu.

📖 Hikayeye Devam Et

Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi 6 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.

 Efsane ve Yıkım: Sultanın Gölgesi", Osmanlı İmparatorluğu’nun entrikalar, ihanetler ve kudret dolu döneminde geçen; aşk, savaş ve taht mücadelesini derinlemesine işleyen epik bir tarihi romandır. Saray entrikalarının gölgesinde kalan bir sultanın hikâyesi, ihanetle yoğrulmuş dostluklar ve kanla yazılmış bir kader… Tarihi roman severler için sürükleyici, duygusal ve unutulmaz bir başyapıt


➡️ Efsane ve Yıkım Sultanın Gölgesi Bölüm 6: Bizans'ın Gölgesi ve Batıdan Esen Rüzgarlar Online Oku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yayın Evleri

ABM Yayınevi (1) Adam Yayıncılık (1) Alfa Yayıncılık (7) Alkım Kitabevi (1) Alter Yayınları (4) Altıkırkbeş Yayınları (5) Altın Kitaplar (13) Ankara Okulu Yayınları (1) Anonim Yayınları (3) Ant Yayınları (1) Arkadya Yayınları (1) Artemis Yayınları (2) Artshop Yayıncılık (1) Arya Yayınları (2) Ataç Yayınları (1) Aykırı Yayınları (2) Ayrıntı Yayınları (7) Aşk Kitapları (53) Babıali Kültür Yayıncılığı (3) Bağlam Yayıncılık (1) Berikan Yayınevi (1) Bilgi Yayınları (2) Bilim ve Gelecek Yayınları (2) Birey Yayıncılık (1) Bordo Siyah Yayınları (1) Butik Yayınları (1) Buzdağı Yayınları (1) Can Yayınları (45) Cinius Yayınları (1) Cumhuriyet Yayınları (1) DBY Yayınları (2) Dergah Yayınları (1) Destek Yayınları (3) Dharma Yayınları (1) Domingo Yayınevi (3) Doğan Kitap (8) Doğu Batı Yayınları (1) Düşünbil Yayınları (1) E Yayınları (1) Eksik Parça Yayınları (1) Elit Kültür Yayınları (1) Elma Yayınevi (3) Epsilon Yayınları (3) Etkileşim Yayınları (1) Everest Yayınları (10) Evrensel Basım Yayın (7) Eğitim Sen Yayınları (1) Genç Destek Yayınları (1) Geyik Yayınları (1) Gün Yayıncılık (3) Hayy Kitap (6) Islık Yayınları (1) Işık Yayınları (2) Kapı Yayınları (1) Kavram Yayınları (1) Kaynak Yayınları (1) Kitap Zamanı Yayınları (1) Kitsan Yayınevi (1) Kodlab Yayınları (1) Kolektif Kitap (4) Koridor Yayıncılık (2) Koç Üniversitesi Yayınları (1) Kuraldışı Yayınları (1) Kurtuba Kitap (2) Kurtuba Yayınları (1) Kuzey Yayınları (2) Köxüz Yayınları (1) Kültür Bakanlığı Yayınları (1) Kültür Kitapları (8) Kırmızı Kedi Yayınevi (9) Litera Yayıncılık (1) Literatür Yayıncılık (5) Martı Yayınları (6) Maya Kitap (2) MediaCat Yayınları (4) Meta Yayınları (1) Metis Yayıncılık (2) Metis Yayınları (6) Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (2) Milliyet Yayınları (5) Mobidik Yayınları (1) Nemesis Kitap (2) Nesil Yayınları (4) Nesin Yayınevi (1) Nobel Akademik Yayıncılık (1) Nokta Yayıncılık (1) Notos Kitap (3) ODTÜ Yayıncılık (3) Oda Yayınları (1) Okuyan Us Yayınları (2) Okyanus Yayıncılık (1) Olimpos Yayınları (1) Optimist Yayınları (1) Ortaoyuncular Yayınları (1) Overteam Yayınları (1) Oğlak Yayıncılık (1) Pan Yayınları (2) Panama Yayıncılık (1) Paradoks Kitap (1) Parola Yayınları (1) Payel Yayınevi (1) Pegasus Yayınları (4) Phoenix Yayınları (2) Pinhan Yayıncılık (1) Plato Film Yayınları (2) Polat Kitapçılık (1) Portakal Yayınları (1) Pozitif Yayınları (2) Profil Yayıncılık (2) Propaganda Yayınları (8) Purnam Yayınları (1) Remzi Kitabevi (5) Ruh ve Madde Yayınları (2) Sanat A.Ş (1) Say Yayınları (5) Sel Yayıncılık (6) Siren Yayınları (2) Sis Yayınları (2) Sokak Yayınları (1) Sol Yayınları (2) Su Yayınevi (1) Sözcükler Yayınları (1) Sümer Yayınevi (1) Tarih Vakfı Yurt Yayınları (1) Tekhne Yayınları (1) Tercüman Yayınları (2) Timaş Yayınları (10) Toker Yayınları (2) Truva Yayınları (1) Tudem Yayınları (3) Tübitak Yayınları (12) Türk Dil Kurumu Yayınları (1) Uğur Mumcu Vakfı Yayınları (1) Varlık Yayınları (4) Yabancı Yayınevi (2) Yakamoz Yayınları (3) Yapı Kredi Yayınları (38) Yağmur Yayınları (2) Yeditepe Yayınevi (1) Yediveren Yayınları (1) Yeni Akademi Yayınları (2) Yeni Avrasya Yayınları (1) Yeni Yazdığım Romanlar (107) Yitik Hazine Yayınları (2) Yol Yayınları (1) Yurt Kitap Yayın (3) Zafer Yayınları (1) Çitlembik Yayınları (1) Çınar Yayınları (2) Çığır Kitabevi (1) Ötüken Neşriyat (7) Ötüken Neşriyat Yayınları (4) Özgür Yayınları (1) Ütopya Yayınevi (1) İleri Yayınları (1) İletişim Yayınları (23) İmge Kitabevi (1) İnkılap Kitabevi (11) İnsan Yayınları (1) İnter Yayınları (1) İthaki Yayınları (4) İz Yayıncılık (2) İzgören Yayınları (1) İş Bankası Kültür Yayınları (9) İşaret Yayınları (1) Şule Yayınları (1)