Elif, Ege Üniversitesi Merkez Kütüphanesi'nin yan
kapısından kendini tekrar kampüsün güneşli ortamına attığında, derin bir nefes
aldı. İçeride geçirdiği saatler boyunca hissettiği o klostrofobik baskı biraz
olsun dağılmıştı. Başarmıştı. Dr. Thorne'un makalesine ulaşmış, Ali'nin
çalışmalarının teorik altyapısını biraz daha kavramış ve belki de yeni bir
ipucu – Dr. Jian Li Wei – bulmuştu. Telefonundaki fotoğraflar ve not
defterindeki karalamalar, bu tehlikeli yapbozun yeni parçalarıydı.
Ama kütüphaneden çıkmakla tehlike geçmiş değildi. Aksine,
şimdi ne yapacağı sorusu daha da acil bir şekilde önünde duruyordu. Kampüsün
kalabalığına karışarak İZBAN istasyonuna veya otobüs duraklarına doğru
yürürken, zihni hızla çalışıyordu. Seçenekleri belliydi ama hiçbiri kolay
değildi.
Dr. Thorne'a veya Dr. Wei'ye ulaşmaya çalışmak? Bu, eninde
sonunda yapması gereken şeydi belki ama şu anda imkansız görünüyordu. Hem bu
kişilerin nerede olduğunu bilmiyordu hem de onlara nasıl güveneceğini. Üstelik
bu kadar hassas bir bilgiyi (Ali'nin günlüklerini) yanlarında taşırken
uluslararası bir yolculuğa çıkmak delilik olurdu.
Ayşe'den yardım istemek? Yeni aldığı telefonla belki daha
güvenli bir iletişim kurabilirdi ama Ayşe'yi bu işe ne kadar bulaştırmalıydı?
"Onlar" eğer Elif'i takip ediyorsa, Ayşe ile kuracağı temas onu da
hedef haline getirebilirdi. Arkadaşını bu riske atamazdı.
Geriye ne kalıyordu? Defterleri yok etmek? Ali'nin son
isteği buydu belki ama Elif bunu yapamazdı. Bu sadece Ali'nin mirası değil,
aynı zamanda insanlık için hem büyük bir potansiyel hem de büyük bir tehdit
içeren bir bilgiydi. Bunu yok etme sorumluluğunu alamazdı.
O zaman tek bir yol kalıyordu: Daha fazla bilgi edinmek.
Özellikle de şu anki, somut tehlike hakkında. Konağa giren o lacivert arabalı
adam kimdi? Yukarıdaki sesler kime aitti? Kenan... Bu gizemli adam ne biliyordu
ve neden ona yardım etmişti? Evet, Kenan. Belki de cevaplar ondaydı. Ona
ulaşmalıydı. Riskliydi, evet. Kenan'ın niyetinden hala emin değildi. Ama Kenan,
Ali'yi ve Neriman'ı tanıyordu, "onlar" hakkında bir şeyler biliyor
gibiydi ve en önemlisi, Elif'e zarar vermek yerine kaçmasına yardım etmişti. Diğer
seçeneklerin belirsizliği ve tehlikesi yanında, Kenan'ı bulmaya çalışmak en
mantıklı adım gibi görünüyordu.
Peki Kenan'ı nerede bulacaktı? Adam ortadan kaybolmuştu.
Pansiyondaki yaşlı adamın veya Fatma Hanım'ın söyledikleri aklına geldi.
Kenan'ın kasabanın dışında, belki de sahile yakın eski balıkçı barınaklarının
olduğu taraflarda yaşadığına dair bir şeyler duymuştu sanki. İzmir'de sahile
yakın, eski balıkçı barınaklarının olabileceği neresi vardı? Ya da Kenan'ın
konuşmasındaki bir ima, bir ipucu? Hayır, adam çok belirsiz konuşmuştu.
Ama Kenan ona nehir yatağı yolunu tarif etmişti. Bu, o
bölgeyi iyi bildiğini gösteriyordu. Belki de konağın etrafında dolaşıyordu
hala? Bu çok riskliydi. Konağa geri dönmek... Hayır, bunu yapamazdı.
Başka bir ihtimal? Belki de Kenan'ın takıldığı belirli bir
yer vardı? Kasabadaki insanlar ondan çekiniyordu, muhtemelen şehir merkezinde
pek dolaşmıyordu. Belki de daha sakin, daha kenarda kalmış bir çay ocağı, bir
kahvehane? Elif'in zihninde bir şimşek çaktı. Kenan'ın bahsettiği o
"geçmişin hayaletleri"... Belki de Ali ve Neriman'la bağlantılı bir
yerde onu bulabilirdi? Eski fotoğrafların çekildiği yerler? Ama bunları
bilmiyordu.
Tam umutsuzluğa kapılacakken, Kenan'ın son sözleri aklına
geldi: "Ben sadece bir gölgeyim." Gölge... Nerede saklanırdı
gölgeler? Belki de şehrin en eski, en unutulmuş köşelerinde? Basmane... Tarihi
dokusu, dar sokakları, eski hanları... Belki de Kenan buralarda bir
yerlerdeydi? Bu sadece bir histi, zayıf bir olasılıktı ama denemeye değerdi. Pansiyonuna
dönmeden önce Basmane'nin ara sokaklarında biraz dolaşacak, etrafına daha
dikkatli bakacaktı.
Kampüsten ayrılıp tekrar İZBAN'a bindi ve Basmane'ye geri
döndü. Trenden indiğinde öğle güneşi tepeye yükselmişti. Meydan daha
kalabalıktı. Ama Elif bu kez pansiyonuna yönelmedi. Onun yerine, meydandan
ayrılan daha dar, daha eski sokaklara daldı. Buralar turistik merkezden biraz
daha farklıydı; daha yerel, daha az gösterişliydi. Küçük esnaf dükkanları,
tamirhaneler, ucuz lokantalar ve aralara serpiştirilmiş eski, bakımsız konaklar
veya hanlar vardı.
Elif yavaş adımlarla yürüyor, etrafındaki insanlara ve
mekanlara dikkatle bakıyordu. Kenan'a benzeyen birini arıyordu. Ama aynı
zamanda şüphe çekmemeye çalışıyordu. Birkaç küçük kahvehanenin önünden geçti,
içeriye göz attı. Genellikle yaşlı adamlar oturmuş, okey oynuyor veya sohbet
ediyorlardı. Kenan'ı göremedi.
Bir ara sokakta, eski bir hanın avlusuna açılan bir kapı
gördü. Avluda birkaç tane daha küçük dükkan ve bir de çınar ağacının altına
kurulmuş, salaş bir çay ocağı vardı. Burası daha sakin, daha gözden uzaktı.
Belki de Kenan böyle bir yeri tercih ederdi? Avluya girdi, çay ocağının
önündeki boş masalardan birine oturdu. Bir çay söyledi.
Oturduğu yerden avluyu ve sokağı gözlüyordu. Zaman yavaş
geçiyordu. İçindeki umut azalmaya başlamıştı. Belki de bu saçma bir fikirdi.
Kenan'ı burada bulma ihtimali neydi ki? Tam kalkıp gitmeyi düşünürken, sokağın
köşesinden dönen o arabayı gördü.
Lacivert. Eski model. Tam da konağın önünde gördüğü araba!
Araba yavaşça ilerliyor, sanki birini arıyor gibiydi.
İçinde şapkalı adam oturuyordu. Elif hızla başını başka yöne çevirdi, masanın
üzerindeki gazeteyle yüzünü kapatmaya çalıştı. Kalbi tekrar hızla çarpmaya
başlamıştı. O adam buradaydı! Basmane'de! Elif'i mi arıyordu? Nasıl bulmuştu?
Yoksa bu da mı bir tesadüftü?
Araba çay ocağının önünden yavaşça geçti. Elif, gazetenin
kenarından arabanın uzaklaşmasını izledi. Araba sokağın sonunda tekrar gözden
kayboldu.
Elif'in elleri titriyordu. Tehlike sandığından daha
yakındı. "Onlar" İzmir'deydi ve muhtemelen onu arıyorlardı. Kenan'ı
bulma planı artık çok daha riskli hale gelmişti. Belki de Kenan'ı aramaktan
vazgeçip hemen buradan, İzmir'den de kaçmalıydı? Ama nereye? Ve nasıl? Çay
ocağının gölgesinde otururken, üzerine çöken tehlike hissiyle ne yapacağını
bilemez haldeydi. Kaçış yolu tekrar kapanmış gibiydi.
''En çok okunan romanlar,yeni çıkan kitaplar 2025,pdf kitap siteleri,kitap tavsiyeleri,2025 roman önerileri,kitap blogları,kitap önerileri,kitap özetleri,roman incelemeleri,yazar biyografileri,kitap yorumları,pdf kitap indir,epub kitap indir,kitap serileri,yerli romanlar,yabancı romanlar,aşk romanları,tarihi romanlar,polisiye romanlar,bilim kurgu romanlar,dram romanları,fantastik kitaplar,e-kitap romanlar,ücretsiz roman oku''
📖 Hikayeye Devam Et
Gölgelerin Fısıltısı 41 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder