Elif, ciğerleri yanana, bacakları artık onu taşıyamayacak
hale gelene kadar koştu. Basmane'nin dar, kalabalık sokaklarında nereye
gittiğini bilmeden, sadece içgüdüsel olarak tehlikeden uzaklaşmaya çalışarak
ilerledi. Arkasından gelen sesler kesilmişti ama takip edildiği hissi hala
ensesindeydi. Birkaç kez arkasına baktığında ne lacivert arabayı ne de başka
şüpheli birini gördü ama bu onu rahatlatmadı.
Sonunda, büyük, yeşil bir alanın kenarına ulaştığında
durmak zorunda kaldı. Burası İzmir'in büyük parklarından biri olmalıydı, belki
de Kültürpark. Akşamüstü güneşi ağaçların arasından süzülüyor, insanlar
banklarda oturuyor, çocuklar koşuşturuyordu. Bu normal, huzurlu manzara,
Elif'in içinde bulunduğu durumla acı bir tezat oluşturuyordu. Bitkin bir halde
kendini ağaçların altındaki boş bir banka attı. Göğsü hızla inip kalkıyor,
gözyaşları hala yanaklarından süzülüyordu. Kenan... Ona ne olmuştu? O yabancı
adam onu vurmuş muydu? Kenan'ın son sözleri – "Defterleri yok et!" –
zihninde yankılanıyordu.
Sırt çantasını kucağına çekti, sıkıca sarıldı. Ali'nin
mirası... Kenan'ın son isteği... Ne yapmalıydı? Defterleri yok etmek... Bu
kadar çabadan, bu kadar tehlikeden sonra her şeyi bir kibritle yakıp kül
etmek... İçinden bir ses buna isyan ediyordu. Bu sadece Ali'nin değil, belki de
insanlığın geleceğini etkileyebilecek bir bilgiydi. Ama Kenan haklıydı, bu
bilgi tehlikeliydi. "Onlar"ın eline geçerse korkunç sonuçlar
doğurabilirdi. Belki de yok etmek en doğrusuydu? Ama Ali de günlüğünde "Kutu
güvende olmalı," demişti. Yok edilmesini isteseydi, bunu daha net
belirtmez miydi? Kafası karışıktı.
Omuzlarındaki yük dayanılmazdı. Artık tek başına
taşıyamayacağını anladı. Yardıma ihtiyacı vardı. Gerçek bir yardıma. Aklına tek
bir isim geldi: Ayşe. En yakın arkadaşı. Ona attığı son mesajdan beri cevap
yazmamıştı. Ama şimdi aramalıydı. Tüm risklere rağmen aramalıydı.
Çantasından yeni aldığı tek kullanımlık telefonu çıkardı.
Etrafına bakındı. Parkın bu köşesi nispeten sakindi. Titreyen parmaklarla
Ayşe'nin numarasını tuşladı. Telefon çalarken kalbi hızla çarpıyordu. Ya Ayşe
açmazsa? Ya telefonu dinleniyorsa?
Telefon birkaç çalıştan sonra açıldı. "Alo?"
Ayşe'nin endişeli sesi duyuldu. "Ayşe, benim, Elif," diye fısıldadı
Elif, sesi boğuk çıkıyordu. "Elif! İnanamıyorum! İyi misin? Ne oldu sana?
Neredesin? Mesajların... O kadar korktum ki!" Ayşe'nin sesi hem rahatlamış
hem de panik içindeydi.
"İyiyim... Şimdilik," dedi Elif. "Ama başım
çok büyük dertte Ayşe. Anlatması çok uzun ve... inanılmaz. Peşimdeler.
Tehlikeli insanlar."
"Kimler? Ne istiyorlar? Polise gittin mi?"
"Hayır, polis olmaz. Güvenemem. Hikayem... kimse
inanmaz. Sadece... buradan gitmem gerek. Çok uzağa. Ama nasıl yapacağımı
bilmiyorum. Param azaldı, takip ediliyor olabilirim." Elif'in sesi
çaresizlikle titredi.
Telefonda kısa bir sessizlik oldu. Sonra Ayşe'nin sesi
duyuldu, bu kez daha sakin ama kararlıydı. "Tamam Elif. Sakin ol. Seni
buradan çıkaracağız."
Elif şaşırdı. "Nasıl?"
"Babamın eski bir tanıdığı var," dedi Ayşe.
"Güvenlik işleriyle uğraşıyorlar, ama yasal ve çok gizli çalışıyorlar. Zor
durumda kalanlara yardım ediyorlar. Babam birkaç yıl önce küçük bir yatırım
yapmıştı onlara. Şimdi bir iyilik isteme zamanı geldi sanırım. Onlarla
konuştum, durumu genel hatlarıyla anlattım. Sana yardım edecekler."
Elif gözlerine dolan yaşlara engel olamadı. Yalnız değildi.
Ayşe ona bir çıkış yolu sunuyordu. "Ama... tehlikeli olmaz mı? Senin
için?"
"Merak etme," dedi Ayşe güven veren bir sesle.
"Her şey çok gizli olacak. Şimdi beni iyi dinle. Önce oradan, İzmir'den
çıkman lazım. Ankara'ya giden ilk otobüse bin. Ankara Otogarı'nda seni birisi
karşılayacak. İsmi 'Demir'. Sana bir zarf verecek. İçinde yeni bir kimlik,
biraz para ve talimatlar olacak. O andan itibaren o talimatları harfiyen
uygula. Anladın mı?"
"Ankara mı? Demir mi?" Elif hala şoktaydı ama
Ayşe'nin planı somut ve güven vericiydi. "Anladım Ayşe. Çok... çok
teşekkür ederim. Sana nasıl borcumu ödeyeceğimi bilmiyorum."
"Saçmalama Elif," dedi Ayşe. "Sen benim
kardeşimsin. Şimdi git ve o otobüse bin. Bana güven. Ankara'ya vardığında
tekrar haberleşiriz, belki bu yeni telefonla."
"Peki ya... yanımdakiler?" diye sordu Elif
tereddütle, çantasına bakarak. "Defterler?"
Ayşe bir an duraksadı. "Onları ne yapacaksın?"
Elif derin bir nefes aldı. Kararını vermişti. "Yok
etmeyeceğim," dedi. "Ama yanımda taşıyamam. Çok tehlikeli. Belki...
belki Demir'e teslim edebilirim? Ya da onun yönlendireceği güvenli bir yere
bırakabilirim? Bu bilgi kaybolmamalı ama yanlış ellere de geçmemeli."
"Anlıyorum," dedi Ayşe. "Demir'e durumu
anlatırsın. Onlar ne yapılması gerektiğini bilirler. Güvenli bir çözüm
bulacaklardır."
Elif rahatlamıştı. Defterleri yok etmek zorunda
kalmayacaktı. Onları, sorumlu bir şekilde güvende tutmanın bir yolu vardı.
"Tamam Ayşe," dedi. "Hemen otogara gidiyorum. Ankara'ya..."
"Dikkatli ol Elif. Ve lütfen kendine iyi bak."
"Sen de Ayşe. Tekrar teşekkür ederim."
Telefonu kapattığında, Elif kendini yıllardır ilk kez bu
kadar hafiflemiş hissediyordu. Hala korkuyordu, hala tehlikedeydi ama artık
yalnız değildi. Bir planı vardı, bir umudu vardı.
Banktan kalktı. Güneş batmaya başlamıştı, parkın üzerine
uzun gölgeler düşüyordu. Üzerini düzeltti, çantasını sırtına taktı. Bu kez
adımları daha kararlıydı. İzmir Otogarı'na geri dönmeli ve Ankara'ya giden ilk
otobüse binmeliydi. Ankara'da onu "Demir" bekliyordu.
Bu yeni yolculuk, belki de onu sadece fiziksel olarak
değil, taşıdığı ağır yükten de kurtuluşa götürecekti. Ali'nin sırrı güvende
olacaktı ve belki de Elif, sonunda kendi hayatına geri dönebilecekti. Mutlu son
belki hala uzaktaydı ama artık ona doğru bir yol görünüyordu.
''En çok okunan romanlar,yeni çıkan kitaplar 2025,pdf kitap siteleri,kitap tavsiyeleri,2025 roman önerileri,kitap blogları,kitap önerileri,kitap özetleri,roman incelemeleri,yazar biyografileri,kitap yorumları,pdf kitap indir,epub kitap indir,kitap serileri,yerli romanlar,yabancı romanlar,aşk romanları,tarihi romanlar,polisiye romanlar,bilim kurgu romanlar,dram romanları,fantastik kitaplar,e-kitap romanlar,ücretsiz roman oku''
📖 Hikayeye Devam Et
Gölgelerin Fısıltısı 43 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder