Ormanın içinden yükselen melodi, sanki doğanın kalbinin attığı yerden geliyordu. Nil, Leyla ve Bora sessizlik içinde yürürken, ay ışığı ağaçların arasından süzülüyor, yapraklara gümüş bir parıltı veriyordu. Toprak nemliydi, hava ise biraz serin ama huzur vericiydi. Nil, içten içe bu sessizliğin bir fırtına öncesi durgunluk olabileceğini hissediyordu. Adımlarını yavaşlattı, kulak kesildi. Rüzgâr yoktu, ama ağaçların yaprakları sanki biri tarafından usulca sallanıyordu.
Leyla birden durdu. "Duyuyor
musunuz?" dedi fısıltıyla. Üçü de kulak kabarttı. Önce sadece uzak bir
baykuş sesi, ardından neredeyse bir insan nefesine benzeyen bir uğultu duyuldu.
Bu ses, ormanın çok derinlerinden geliyordu ve melodik bir titreşim taşıyordu
içinde. Bora elindeki pusulayı inceledi. "Pusula yine çıldırdı,"
dedi. "Kuzey her yöne dönüyor."
Nil yere çömeldi, toprağa dokundu. Soğuktu ve
taş gibi sertleşmişti. "Burada bir şey var," dedi. "Bu, sadece
doğanın sesi değil. Sanki bizi çağırıyor." Leyla, Nil’in yanında diz
çöktü. “Bu orman yaşıyor, Nil. Kalbi var, ruhu var ve bizi içeriye çekiyor.”
Derinliklere doğru ilerlediklerinde,
çevrelerindeki bitki örtüsü değişmeye başladı. Ağaçların kabukları parlıyordu;
sarımsı ışıklar içlerinden sızıyor, sanki damarlarında sıvı altın dolaşıyormuş
gibi görünüyordu. Nil, elini bir ağaca uzattığında sıcak bir dokunuş hissetti.
"Bu ağaç… nefes alıyor."
Yolun ortasında, yosunlarla kaplı dev bir kaya
yükseliyordu. Üzerinde semboller vardı, ama bu kez daha belirgindi. Leyla
çantasından not defterini çıkardı. “Bunlar kadim diller,” dedi heyecanla. “Bazı
semboller Sümerlere ait olabilir, bazıları ise hiç görmediğim türden.” Nil
kaşlarını çattı. “Sanki çağlar boyunca birden fazla uygarlık bu taşta
birleşmiş.” Bora, dikkatle incelediği bir sembolü işaret etti. “Bakın, bu
sembol dün gece rüyamda gördüğüm yaratığın alnındaydı.”
Gece ilerledikçe çevredeki hava yoğunlaştı. Sis çökmeye başladı ve ormanın uğultusu bir şarkıya dönüştü. Melodi, üçlünün kalbine işliyordu. Sanki bir hatıra, çok eski bir çağrının yankısı gibiydi. Gözlerinin önüne imgeler gelmeye başladı: Gümüş zırhlı savaşçılar, dev kuşlar, ateşten yapılmış geçitler. Nil bir an gözlerini kapattı ve görüntü daha da netleşti. “Burası sadece bir orman değil,” dedi alçak bir sesle. “Burası, zamanın katmanlarını barındıran bir geçit.”
Leyla başını çevirdi, ürpermişti. “Zaman mı?
Yani bu orman geçmiş, şimdi ve geleceği aynı anda mı barındırıyor?” Nil başını
salladı. “Ve biz, şu anda o çizgilerin tam kesişimindeyiz.”
Tam o sırada gökyüzünde bir yarık belirdi.
Ay’ın ışığı yarığın içinden vuruyor ve kaya üzerindeki sembolleri
aydınlatıyordu. Semboller parlamaya, hareket etmeye başladı. Nil geri çekildi.
“Biri ya da bir şey bizi izliyor.” Bora elindeki haritayı çıkardı. Haritada o
bölge boştu. Ama şimdi pusulanın tam ortasında bir kırmızı nokta yanıp
sönüyordu.
O an, büyük bir çınar ağacının içinden siluete
benzer bir şekil belirdi. Sis onu sarıyor, yüzünü gizliyordu. Bir adım attı,
ama sesi çıkmadı. Üçü de nefesini tuttu. Nil, kalbinin göğsünü delip geçecek
kadar hızlı attığını hissediyordu. Siluet usulca başını eğdi, elini uzattı.
Avucunda yeşil bir parıltı taşıyordu. Işık, Nil’e doğru süzüldü. Tam ona
dokunacağı sırada zaman donmuş gibiydi. Yapraklar yere düşmeyi unuttu, rüzgâr
durdu, dünya suskunlaştı.
Nil, ışığa dokunduğunda bir anda gözlerinin
önünde her şey değişti. Orman yoktu artık. Taş duvarlarla çevrili bir
tapınaktaydı. Etrafında tanımadığı, ama bir şekilde bildiği yüzler vardı.
Başrahibeler, savaşçılar, ve gözlerinde yıldız taşıyan çocuklar. Hepsi ona
bakıyordu. İçlerinden biri konuştu: “Sen döndün. Yolculuk şimdi başlıyor.”
Nil, gözlerini açtığında hâlâ ormandaydılar.
Leyla ve Bora şaşkın bakıyordu. “Ne oldu Nil? Bir an yok oldun sandık.” Nil
gözlerini ovuşturdu. “Gittim... ve döndüm. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi
olmayacak.”
Sessizliği yeniden ay ışığı bozdu. Sanki orman
da artık üçlüyü tanımış, onlara kim olduklarını hatırlatmıştı. Ama bu sadece
başlangıçtı. Çünkü yolculuk, gerçek anlamda yeni başlıyordu…
📖 Hikayeye Devam Et
Ormanın Sırlarına Yolculuk 13 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Ormanın Sırlarına Yolculuk,Türk Fantastik Roman,Macera Romanı,Gölge Yaratık, Online Roman,Büyü Ve Macera,Yeni Yazdığım Romanlar Macera roman severler için sürükleyici, duygusal ve unutulmaz bir başyapıt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder