Kapının ardına kadar açılmasıyla birlikte
ortaya çıkan oda, yalnızca bir son değil, yeni bir başlangıcın da habercisiydi.
Mira ile Aras, bir süreliğine yerlerinden kıpırdayamadı. Odanın derinliğinden
yükselen bir enerji, sanki ikisini de sarmalayan, zamanın kendisinden daha eski
bir bilinç gibiydi.
Duvarlardaki desenler yavaşça canlanıyor,
taşların arasından yosunların arasına gizlenmiş semboller parıltılı bir şekilde
titreşiyordu. Mira'nın parmakları, kitabın sararmış sayfalarının üzerinde
gezinirken durdu. Bir harita. Ama bildiğiniz haritalardan değil. Bu, bir yer
göstermiyor, bir bilince rehberlik ediyordu.
"Bu harita..." dedi Mira, sesi çıt
çıkmasın diye fısıldarcasına. "Sanki bir zihnin iç katmanlarına yolculuk
planı gibi."
Aras kitabın yanındaki kolyeye baktı. Kolyenin
ucundaki ametist taşın üzerine kazılmış minik spiral, kapıdaki sembollerin
birebir aynısıydı. Bu taş, annesinin ona her zaman anlattığı, "sonsuz
döngü" metaforunu hatırlatıyordu.
Mira haritanın bir köşesinde, üç spiral
sembolüne bağlı çizgilerin merkezinde küçük bir daire fark etti. Altında, kadim
dilde yazılmış bir cümle: "Her yol kendine çıkar, ama kendini bulmak için
yola çıkman gerekir."
Bu yeni ipucu, onlara sonraki adımın ne olması
gerektiğini fısıldıyordu. Odanın sağ tarafında, ilk bakışta duvarla bütünleşmiş
gibi duran bir girinti vardi. Mira, eliyle yokladığında, yumuşak bir titreşimin
avucuna yayıldığını hissetti. Duvar, bir kez daha geçide dönüşüyordu.
Bu sefer geçidin ardında bir oda değil, ince
uzun bir koridor vardi. Duvarları yosun kaplı, yer yer sular damlayan bu
koridor, sanki canlı gibiydi. Adımları ses vermiyor, zaman burada farklı
akıyordu.
"Sanki zaman bükülüyor," dedi Aras.
"Her adımda, ya çocukluğuma yaklaşıyorum ya da gelecek bir anın içine
yürüyorum."
Mira sessizce onayladı. Kafasının içinde
yankılanan sesler, sadece geçmişe değil, olası geleceklere de aitti. Bu koridor
bir zaman tüneli gibiydi.
Koridorun sonunda, dönümlü bir salona vardılar.
Tavanda, üç spiral şekli devasa kabartmalar halinde yer almıştı. Salonda tek
bir obje vardı: yere gömülmüş, kristal bir yüzey. Kristalin içinde, sonsuz
derinlikte dönen spiral bir form...
"Bu, sonsuzluk güzergahı," dedi Mira,
nefesi kesilmiş gibi. "Zihinsel yolculuğun merkezine çıkaran bir portal
olabilir."
Aras, annesinin izlerinin bu portaldan önce son
bulduğunu fark etti. Belki de kadim koruyucular bu noktada kendi benlikleriyle
yüzleşmiş, belki de sadece gerçekleri görebilenler bu spiralden geçebilmişti.
Mira ile Aras, birbirlerinin ellerini tuttu.
Geriye dönüşü olmayan bir karar vermiş gibiydiler. Kristale yaklaştılar. Her
biri kendi yansımasını gördü ama bu yansımalar, oldukları kişileri değil, olmak
üzere oldukları kişileri gösteriyordu.
Ve birlikte, spiral formun merkezine adım
attılar.
Zaman, mekân, beden... her şey geride kaldı.
Yalnızca "olmak" kaldı.
📖 Hikayeye Devam Et
Ormanın Sırlarına Yolculuk 23 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.
Ormanın Sırlarına Yolculuk,Türk Fantastik Roman,Macera Romanı,Gölge Yaratık, Online Roman,Büyü Ve Macera,Yeni Yazdığım Romanlar Macera roman severler için sürükleyici, duygusal ve unutulmaz bir başyapıt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder