Loş sarı ışık, çatlayan ağaç gövdesinin içinden sızarken, ormanın rengi değişmişti. Gri bulutların arasından süzülen soluk güneş ışığı bile bu sarı parıltının yanında silik kalmıştı. Ağaç, içindeki sırrı tutan bir kalp gibi çarpıyor, her darbesiyle toprağa yankı gönderiyordu. Ekin, gözlerini kısmış, nefesini tutarak yavaşça yaklaştı. Yapraktaki "Sarvan" yazısı hâlâ elinde parlıyordu.
Ağacın çatlağına ulaştığında, içerden bir nefes gibi sıcak bir esinti geldi. Bir an için geri adım atmak istedi. Akıl, ona dön demeye çalıştı ama kalbindeki bir şey – belki de artık onun bile anlayamadığı bir çağrı – ayaklarını ileri itti.
Elini çatlağa koydu.
Birden gövde içeri doğru çöktü ve karanlık bir geçit açıldı. Ağaç, Ekin’i içine çağıran bir kapıya dönüşmüştü. İçeride aydınlatma yoktu ama o sarı parıltı derinliklerden yükseliyordu. Yavaşça adım attı, dar geçit boyunca ilerlerken duvarların sıcak olduğunu fark etti – sanki bu ağaç canlıydı, nefes alıyor, onu izliyordu.
Geçidin sonunda küçük, yuvarlak bir oda vardı. Duvarları pürüzsüzdü, köklerle örülmüştü ama o kökler arasında semboller parlıyordu: Daireler, spiral şekiller, bir zaman çizelgesi gibi sıralanmış figürler… Odanın tam ortasında, yerden yükselmiş bir taş masa duruyordu. Üzerinde altın bir madalyon vardı.
Ekin yavaşça yaklaştı. Madalyonu eline aldığında zihninde patlayan bir ses duydu:
"Her sır, seni daha derine götürecek. Her ışık, bir gölge doğurur."
Korkuyla elindekine tekrar baktı. Madalyonun üstü sembollerle doluydu, ortasında ise aynı kelime vardı: Sarvan.
Ama bu kez madalyonun arkasını çevirdiğinde yeni bir sembol belirdi: Ters bir ağaç. Dalları aşağıda, kökleri yukarıda.
Aniden odanın kök duvarlarında değişim başladı. Sanki taşlar hafifçe yer değiştiriyor, kökler titreşiyordu. Duvarlar hareket ediyor gibiydi. Bir anda sağdaki duvar tamamen yarıldı. Açılan boşluktan devasa bir kök aşağıya doğru uzanıyordu – bir merdiven gibi.
Ekin tereddüt etmeden adım attı. Bu dünya, onun korkusunu sınamaktan başka bir şey istemiyor gibiydi. Karanlıkta ilerledikçe köklerin içi yumuşak bir ışıkla aydınlandı. Her adımda eski bir dil fısıldanıyordu çevresinde.
"İlk gelen çocuk, özden doğar."
"Sarvan, seçilmiş demektir."
"Karanlık onu izliyor."
Kök merdiven onu aşağı, çok aşağıya taşıdı. Sonunda dar bir geçide vardı. Burada duvarlar taşlaşmıştı, sanki ağaç bir zaman sonra kayaya dönüşmüştü. Ekin ilerlediğinde, karşısına büyük bir kapı çıktı. Kapının üzerinde şu sözler yazıyordu:
“Işığı açarsan, gölgeyi de serbest bırakmış olursun.”
Durdu. Bu yazı bir uyarı mıydı? Yoksa test mi?
Eli, kapının halkasına uzandı. Kalbi hızla atıyor, nefesi düzensizleşiyordu. Kapının ardında ne olduğunu bilmiyordu. Ama geri dönmek artık bir seçenek değildi.
Kapıyı itti.
İçerisi dev bir salona açılıyordu. Yüksek tavanlı, taş zeminli bir alan. Ortasında devasa bir heykel vardı. Heykel, bir ağacı temsil ediyordu ama bu ağaç ters duruyordu: Kökleri tavanda, dalları zeminde. Ağacın dallarında parlayan kristaller vardı, her biri farklı bir renkte ışıldıyordu. Etrafındaki duvarlarda freskler, eski savaşların, yaratıkların ve gökyüzüne yazılmış kehanetlerin tasvirleri yer alıyordu.
Tam ortadaki zeminde ise bir daire içinde parlayan bir cümle:
"Gölgeye dokunmadan ışığı anlamazsın."
Ekin tam o noktada bir titreşim hissetti. Kristallerden biri aniden karardı. O an odadaki hava değişti. Arkasından soğuk bir nefes geldi. Döndüğünde... orada biri vardı.
Simsiyah giysiler içinde, gözleri olmayan bir figür. Ekin, içgüdüsel olarak geri çekildi ama figür hareket etmedi. Sadece fısıldadı:
"Sarvan... seninle işimiz yeni başlıyor."
O an Ekin’in içinde bir şey kırıldı. Korku değildi bu – eski bir bilinç, köklerde uyuyan bir parça uyanmıştı. Elini cebine attı. Yaprak hâlâ oradaydı. Ama bu kez kelime değişmişti:
"Valorn."
Yeni bir görev. Yeni bir isim. Yeni bir yol...
Ve orman onu daha derine çağırıyordu.
📖 Hikayeye Devam Et
Ormanın Sırlarına Yolculuk 5 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun. Bu bölüm, Zeki Güneş’in kaleme aldığı ‘Ormanın Sırlarına Yolculuk’ adlı gizemli ve fantastik romanının bir parçasıdır. Daha fazla bölüm için bizi takip edin Ormanın Sırlarına Yolculuk, Zeki Güneş romanları, Ormanın Sırlarına Yolculuk romanı,Gizemli orman romanı,Fantastik doğa hikayesi,Sırlarla dolu macera romanı,Efsanevi orman anlatısı,Fantastik yolculuk hikayesi,En iyi Türk fantastik romanı ,Roman severler için tavsiyeler,Doğa ve gizem temalı roman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder