Ali'nin son günlüğünden okuduklarının ağırlığı altında
ezilen Elif, Sığınağın soğuk beton zemininde diz çökmüş halde kalakaldı.
Başarmıştı... ama aynı zamanda her şeyini kaybetmişti. Boyutsal enerji, zaman
bükülmeleri, peşindeki "onlar", Neriman'ı koruma çabası ve o son,
umutsuz kaçış... Bunlar bir roman veya film senaryosu gibiydi ama gerçekti.
Büyük teyzesinin yıllarca sakladığı sır, hayal bile edilemeyecek kadar büyük ve
tehlikeliydi.
Avucundaki ince defteri sıktı. Ali'nin son düşünceleri,
korkuları bu sayfalardaydı. Bir bilim adamının keşif heyecanı, bir aşığın
endişesi ve köşeye sıkışmış bir adamın çaresizliği... Hepsi iç içe geçmişti.
Elif, daha önce hiç tanımadığı bu adama karşı derin bir hüzün ve saygı
hissetti. Aynı zamanda da büyük bir korku... Çünkü Ali'nin son notu açıktı:
"Onlar öğrendi. Peşimdeler." Eğer "onlar" hala varsa, bu
Sığınağın varlığını, içindekilerin önemini biliyor olabilirlerdi. Ve Elif'in buraya
gelişi, uyuyan devi uyandırmış olabilirdi. Bahçedeki gölge, elektrik kesintisi,
holdaki eşarp... Bunlar artık masum tesadüfler gibi görünmüyordu.
Ali'nin son isteği neydi? "Projeyi yok etmeli.
Kimsenin eline geçmemeli." Elif, gözlerini masanın üzerindeki o garip,
metalik prototipe ve kutunun içindeki kalın araştırma günlüklerine çevirdi.
Bunları yok etmek... Bu nasıl mümkün olabilirdi? Ve doğru olan bu muydu? Bu
teknoloji, doğru ellerde insanlık için inanılmaz kapılar açabilirdi. Ama yanlış
ellerde... Ali'nin korktuğu gibi bir felakete yol açabilirdi. Elif, bu kararı
verecek kişi miydi? Bu sorumluluğu taşıyabilir miydi?
Önce daha fazla bilgiye ihtiyacı vardı. Kutunun içindeki
diğer defterlere uzandı. Kalın, deri kaplı birkaç ciltti bunlar. Rasgele birini
açtı. Sayfalar, Elif'in anlamadığı karmaşık denklemler, grafikler, dalga
formları ve detaylı teknik çizimlerle doluydu. Kenarlarına düşülmüş notlar,
ölçümler, test sonuçları... Ali'nin projesinin bilimsel temelleri bu
defterlerdeydi. Sayfaları hızla çevirdi. Bazı çizimler, masadaki prototipe,
bazıları ise bodrum duvarındaki "Koruma?" mekanizmasına benziyordu.
Ali'nin ne kadar ileri gittiğini, ne kadar detaylı çalıştığını görmek hem
hayranlık uyandırıcı hem de ürkütücüydü. Bu defterleri anlamak için uzman olmak
gerekiyordu.
Sonra gözü kutudaki küçük, etiketli cam şişelere takıldı.
Etiketlerin üzerindeki yazılar kimyasal formüllere veya kod isimlere
benziyordu. Bunlar, projenin enerji kaynağıyla mı ilgiliydi? Yoksa deneylerde
kullanılan katalizörler miydi? Tehlikeli olabilirler miydi? Elif onlara
dokunmaktan çekindi.
Ve en altta, o sarı zarflar... Özellikle de üzerinde titrek
bir el yazısıyla "Neriman'a" yazan zarf. Elif zarfı eline aldı.
İncecikti. İçinde muhtemelen tek bir sayfa mektup vardı. Ali'nin Neriman'a son
vedası, belki de bir açıklaması... Zarfın kenarı hafifçe yıpranmıştı ama hala
kapalıydı. Elif'in parmakları zarfın kapağında gezindi. Açmak için dayanılmaz
bir istek duyuyordu. Neriman Teyze'nin ne bilmesi gerektiğini, Ali'nin ona ne
söylemek istediğini öğrenmek istiyordu. Ama bu, Neriman'ın mahremiydi. O gitmiş
olsa bile, onun izni olmadan bu mektubu okumak doğru gelmiyordu. Belki daha
sonra... Belki tüm bu tehlike geçtiğinde... Zarfı dikkatlice diğerlerinin
yanına geri koydu.
Şimdi ne yapmalıydı? Burada, bu soğuk sığınakta sonsuza
kadar kalamazdı. Mumları tükeniyordu. Ve dışarıdaki tehlike gerçekti. Ali'nin
araştırmasını yok etmek şu anda bir seçenek değildi. Onu anlamak ise günler,
haftalar sürebilirdi. Öncelik, bu bilgileri güvence altına almak ve kendisini
korumaktı.
Bu değerli defterleri, özellikle Ali'nin son günlüğünü ve
belki de en önemli araştırma günlüğünü buradan çıkarmalıydı. Onları konakta
daha güvenli bir yere saklayabilir ya da belki de... hayır, buradan tamamen
çıkarmak daha mantıklıydı. Ama nasıl? Ve nereye? Şimdilik tek yapabileceği, en
kritik belgeleri yanına alıp Sığınaktan çıkmaktı.
Kararını verdi. Ali'nin 1959 tarihli kişisel günlüğünü,
açık bıraktığı kayıt defterini (son notların olduğu), en kalın görünen
araştırma günlüğünü ve Neriman'a yazdığı mektubu (açmamaya kararlı olsa da onu
burada bırakamazdı) çantasına dikkatlice yerleştirdi. Teknik çizimleri, diğer
defterleri, şişeleri, aletleri ve prototipi şimdilik burada bırakacaktı.
Bunları taşımak hem zordu hem de riskliydi. Metal kutuyu tekrar kapattı ama
kilitlemedi. Kilidi çantasına attı, belki ileride işine yarardı.
Çantasını sırtına taktı. Mumların neredeyse dibi gelmişti.
Etrafına son bir kez baktı. Ali'nin yarım kalmış hayatı, büyük hayalleri ve
trajik sonu bu küçük, soğuk beton odanın duvarlarına sinmişti. Burası hem bir
dehanın mabedi hem de bir kurbanın mezarı gibiydi. Elif, buraya girdiğinden
farklı bir insan olarak çıkıyordu. Artık sadece meraklı bir mirasçı değildi; o,
tehlikeli bir sırrın ve ağır bir sorumluluğun taşıyıcısıydı.
Taş kapının arasına sıkıştırdığı mektup açacağını çekti.
Ağır kapı gıcırtıyla kapanmaya yüz tuttu. Elif son anda dışarı çıktı ve kapıyı
iterek kapattı. Kapının arkasındaki mekanizmadan gelen boğuk bir 'klik' sesi,
kilidin tekrar devreye girdiğini düşündürdü. Sığınak tekrar mühürlenmişti.
Şimdi tekrar bodrumun genel alanındaydı. Yaktığı diğer
mumlar hala yanıyordu ama iyice kısalmışlardı. Acele etmeliydi. Taş
merdivenlere yöneldi. Yukarı çıkmak, üzerine binen yeni yükle (hem fiziksel hem
de ruhsal) daha da zor geliyordu. Her basamakta, arkasından bir ses duyacakmış
gibi geriye bakıyordu. Sırtındaki çantanın içindeki defterler, sanki tonlarca
ağırlıktaydı.
Nihayet holün ışığını gördü. Bodrum kapısını arkasından
kapattı ve küçük anahtarla tekrar kilitledi. Anahtarı cebine koydu. Artık
konağın zemin katındaydı. Mutfaktan gelen zayıf ışık hala holü aydınlatıyordu.
Ama konak şimdi ona daha farklı geliyordu. Daha tehditkar. Sanki duvarların
gözleri vardı ve Elif'in ne keşfettiğini biliyorlardı. Yukarıdan gelen sesler
kesilmişti ama bu sessizlik daha da ürkütücüydü.
Şimdi ne yapacaktı? Çalışma odasına dönüp kapıyı kilitlemek
mi? Yoksa bu konaktan bir an önce kaçıp gitmek mi? Ama nereye gidecekti? Ve
elindeki bu tehlikeli bilgilerle ne yapacaktı?
📖 Hikayeye Devam Et
Gölgelerin Fısıltısı 22 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder