Zaman, Bursa'daki o küçük pansiyon odasında farklı bir
hızla akıyor gibiydi. Dışarıda akşam olmuş, sokak lambaları yanmış, şehrin gece
gürültüsü başlamıştı; korna sesleri, uzaktan gelen müzik, insanların
konuşmaları... Ama Elif için dış dünya adeta yok olmuştu. Odanın içindeki tek
ışık kaynağı, masanın üzerindeki eski abajurun yaydığı soluk sarı ışıktı.
Yatağın ve masanın üzeri Ali'den kalan defterler, planlar ve Elif'in kendi
notlarıyla kaplanmıştı. Boş su şişeleri, bisküvi kırıntıları ve buruşturulmuş
kağıtlar, saatlerdir süren yoğun bir zihinsel mücadelenin sessiz tanıklarıydı.
Elif, kendini tamamen Ali'nin dünyasına kaptırmıştı.
Korkusu ve yorgunluğu geri plana itilmiş, yerini tehlikeli olduğu kadar
büyüleyici de olan bu sırrı anlama tutkusu almıştı. İlk şoku atlattıktan sonra
daha sistematik bir yaklaşıma geçmişti. Önceliği, olayların kronolojisini
çıkarmaktı. Ali'nin kişisel günlüğü, açık bıraktığı kayıt defteri ve kalın
araştırma günlüklerindeki tarihli notları karşılaştırarak, Ali'nin
araştırmasının kilometre taşlarını, yaşadığı zorlukları, artan başarılarını ve
paralelinde yükselen tehlikeyi bir zaman çizelgesine oturtmaya çalışıyordu.
1950'lerin ortalarında başlayan teorik çalışmalar, ilk
küçük ölçekli deneyler, babasıyla yaşadığı anlaşmazlıklar, Neriman'la
ilişkisinin derinleşmesi... Sonra 1958 ve özellikle 1959'da deneylerin
yoğunlaşması, "stabilizasyon" sorunları, "enerji kaynağı"
ile ilgili notlar ve nihayet o son, çalkantılı aylar... "Onlar"ın
ortaya çıkışı, tehditler, Sığınağın inşası ve o korkunç son... Her bir tarih,
her bir not, bir yapbozun parçası gibi yerine oturuyor ama ortaya çıkan resim
korkunçtu.
Sonra, projenin kendisini anlamaya çalıştı. Defterlerdeki
denklemler ve teknik jargon onun için hala büyük ölçüde anlamsızdı. Ama Ali,
bazı sayfa kenarlarına veya özet bölümlere daha anlaşılır notlar düşmüştü. "Bu
sadece enerji üretimi değil," yazmıştı bir yerde, "Bu, dokunun
kendisiyle ilgili. Evrenin temel matrisiyle... Zaman ve mekan sadece
algıladığımız boyutlar. Daha fazlası var. Çok daha fazlası..." Başka
bir notta ise, "Portal stabil değil. Geçişler entropik bozulmaya yol
açıyor. Geri dönüş garantisi yok. Paradoks riski hesaplanamaz düzeyde,"
diyordu. Elif okudukça tüyleri diken diken oluyordu. Ali, sadece bir enerji
kaynağı değil, belki de başka boyutlara veya zamanlara açılan bir kapı
yaratmıştı! Bu, hem inanılmaz bir keşif hem de kontrol edilemez bir tehlikeydi.
Neden böyle bir şeyin peşine düşmüştü? Sadece bilimsel merak mıydı, yoksa başka
bir amacı mı vardı?
Telefonunu çok dikkatli bir şekilde kullanmaya karar verdi.
Odadaki Wi-Fi ağına bağlanmak yerine, telefonunun hücresel verisini kullanarak
(sinyal hala zayıftı ama yetiyordu), Ali'nin notlarında geçen bazı anahtar
terimleri ("sicim rezonansı", "kroniton") çok genel bir
şekilde arattı. Karşısına çıkan popüler bilim makaleleri veya forum
tartışmaları bile konunun ne kadar karmaşık ve spekülatif olduğunu
gösteriyordu. Ali, zamanının çok ötesinde bir alanda çalışıyordu, belki de hala
tam olarak anlaşılamamış bir alanda. Bu, "onlar"ın neden bu kadar
acımasızca peşinde olduğunu da açıklıyordu. Böyle bir teknolojiye sahip olan
güç, dünyayı kontrol edebilirdi.
Defterlerde "onlar" hakkında daha fazla somut
bilgi bulmak için sayfaları tekrar tekrar taradı. Ama Ali çok dikkatliydi.
İsimler, yerler veya kesin tarihler yerine hep üstü kapalı ifadeler
kullanmıştı: "Siyah Giyenler", "Gölge Konsey",
"Protokol İhlali"... Bir yerde şöyle bir not vardı: "Takip
yöntemleri inanılmaz. Klasik istihbarat değil. Sanki... başka bir yerden bilgi
alıyorlar. Teknolojimi mi kullanıyorlar? Yoksa onlarda da mı var?" Bu
not, Elif'in kanını dondurdu. Eğer "onlar" da benzer bir teknolojiye
sahipse, Elif'in saklanması neredeyse imkansızdı.
Sığınağın ve "Koruma" mekanizmasının teknik
çizimlerini tekrar inceledi. Ali'nin notlarında, mekanizmanın sadece fiziksel
bir kilit olmadığı, aynı zamanda sığınağın içindeki enerji alanını dengelemek
ve dışarıdan gelebilecek "boyutsal girişimleri" engellemek için
tasarlandığına dair ipuçları buldu. Bu, kilidin neden bu kadar karmaşık
olduğunu ve neden ses/frekans gibi alışılmadık bir anahtarla çalıştığını
açıklıyordu. Mekanizmanın kendisi de projenin bir parçasıydı.
Saatler geceye döndü. Odanın dışından gelen şehir sesleri
azaldı, yerini daha derin bir sessizliğe bıraktı. Elif'in gözleri yanıyor, başı
ağrıyordu ama bırakamıyordu. Her yeni sayfada, her yeni notta, bilmecenin bir
parçasını daha çözdüğünü hissediyordu. Ama aynı zamanda tehlikenin boyutunu
daha iyi anlıyor, kendi durumunun ne kadar hassas olduğunu fark ediyordu.
Ali'nin yaşadığı korkuyu, izolasyonu ve çaresizliği şimdi daha iyi anlıyordu.
Bu bilgiyle tek başına nasıl başa çıkacaktı?
Tam umutsuzluğa kapılmaya başladığı, gözlerinin kapanmasını
engelleyemediği bir anda, araştırma günlüklerinden birinin, çoğunlukla karmaşık
denklemlerle dolu bir sayfasının kenar boşluğunda, diğer notlardan farklı,
sanki sonradan eklenmiş gibi duran bir isim dikkatini çekti. Mürekkebi biraz
daha soluktu ve diğer teknik notlarla alakasız görünüyordu. Bir soru işaretiyle
birlikte yazılmıştı: "Dr. Aris Thorne?"
Elif bu ismi daha önce hiç duymamıştı. Türk ismi değildi.
Soyadı İngiliz veya Amerikan kökenli olabilirdi. Ali neden bu ismi buraya not
almıştı? Hem de bir soru işaretiyle? Bu isim, sayfanın geri kalanındaki
denklemlerle veya "enerji stabilizasyonu" konusuyla mı ilgiliydi?
Yoksa Ali'nin güvendiği veya yardım istemeyi düşündüğü bir meslektaşı mıydı?
Elif'in kalbi hızla çarpmaya başladı. Bu, aradığı ipucu
olabilir miydi? Güvenebileceği bir uzman... Ali'nin not ettiği bu isim, bir
başlangıç noktası olabilirdi. Dr. Aris Thorne... Kimdi bu adam? Hala hayatta
mıydı? Ali'nin çalışmalarıyla bir ilgisi var mıydı?
Telefonuna uzandı. Çok riskli olduğunu biliyordu ama bu
ismi hemen araştırmalıydı. Çok dikkatli bir şekilde, genel arama motorlarından
birine "Dr. Aris Thorne physicist" yazdı. Parmakları titriyordu.
Arama sonuçları yüklenirken nefesini tuttu.
Birkaç sonuç çıktı. Bazıları alakasızdı ama bir tanesi
dikkatini çekti: Cambridge Üniversitesi'nin eski bir yayınında adı geçen emekli
bir teorik fizikçi, Dr. Aris Thorne. Uzmanlık alanı Kuantum Alan Teorisi ve
Egzotik Enerji Kaynakları'ydı. Yayın tarihi 1970'lere aitti ama altında küçük
bir not vardı: "Dr. Thorne'un çalışmaları daha sonra bağımsız olarak devam
etmiştir." Başka bir sonuçta ise birkaç yıl öncesine ait, alternatif bilim
konferansında yaptığı bir sunumdan bahsediliyordu. Adam hala hayattaydı ve
muhtemelen İngiltere'de yaşıyordu!
Bu bir işaretti. Belki de bir umut ışığıydı. Ali'nin neden
bu ismi not aldığını bilmiyordu ama bu adam, Ali'nin çalışmalarını
anlayabilecek, belki de Elif'e yardım edebilecek nadir kişilerden biri
olabilirdi.
Ama ona nasıl ulaşacaktı? Ve en önemlisi, ona güvenebilir
miydi? Ya o da "onlar"dan biriyse veya onlarla çalışıyorsa?
Elif, pansiyon odasının sessizliğinde, önündeki defterlere
ve telefon ekranındaki o isme baktı. Baş ağrısı artmıştı, gözleri
bulanıklaşıyordu. Ama içinde yeni bir enerji hissetti. Artık sadece kaçmıyordu,
sadece saklanmıyordu. Bir hedefi vardı. Tehlikeli ve belirsiz bir hedefti ama
yine de bir hedefti. Dr. Aris Thorne'u bulmalıydı. Ama önce buradan, Bursa'dan
sağ salim çıkmalı ve bu tehlikeli yolculuğa hazırlanmalıydı. Gece hala devam
ediyordu ve alınması gereken daha çok karar vardı.
''En çok okunan romanlar,yeni çıkan kitaplar 2025,pdf kitap siteleri,kitap tavsiyeleri,2025 roman önerileri,kitap blogları,kitap önerileri,kitap özetleri,roman incelemeleri,yazar biyografileri,kitap yorumları,pdf kitap indir,epub kitap indir,kitap serileri,yerli romanlar,yabancı romanlar,aşk romanları,tarihi romanlar,polisiye romanlar,bilim kurgu romanlar,dram romanları,fantastik kitaplar,e-kitap romanlar,ücretsiz roman oku''
📖 Hikayeye Devam Et
Gölgelerin Fısıltısı 34 bölümüne geçmeden önce kısa bir reklam ile destek olun.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder